ABD, diğer ülkeleri Pekin’in ‘ilan edilmemiş bir enformasyon savaşının’ parçası olarak küresel bir propaganda çabası yürüttüğüne ikna etmek için tasarlanan bir rapor yayınladı.
Dışişleri Bakanlığının raporunda Pekin’in küresel bilgi arenasını şekillendirme çabaları, sansür ve propagandadan ‘otoriterliği teşvik etmeye’ ve uluslararası örgütleri istismar etmeye kadar uzanan bir yelpazede sıralanıyor.
Raporda, “[Çin Halk Cumhuriyeti] uluslararası bilgi ortamını etkilemeye çalışırken çeşitli aldatıcı ve zorlayıcı yöntemler kullanmaktadır. Kontrol edilmediği takdirde, ÇHC’nin çabaları küresel enformasyon ortamını yeniden şekillendirecek, ulusların ekonomik ve güvenlik çıkarlarını Pekin’in çıkarlarına tabi kılacak kararlar almalarına bile yol açabilecek önyargılar ve boşluklar yaratacaktır,” deniyor.
Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili James Rubin, Çin’in ‘nefes kesici bir hırsla … bilgi hakimiyeti arayışını’ gerçekleştirmek için ‘zorlayıcı teknikler ve giderek daha açık yalanlar’ kullandığını ileri sürdü.
ABD, ‘gelişmekte olan’ ülkelerde Çin’in etkisine işaret ediyor
Financial Times’ın değerlendirmesine göre rapor aynı zamanda ABD’nin, gelişmekte olan bazı ülkelerin ‘batılı medya kaynaklarını zayıflatan Çin içeriğini yeniden üretmeye’ giderek daha istekli hale gelmesi nedeniyle, Amerikan nüfuzunu tehdit ettiğine inandığı Çin faaliyetlerine karşı koymaya yönelik bir başka çabasına da işaret ediyor.
Bir örnekte, Dışişleri Bakanlığı, Çinli varlık fonu Çin Yatırım Şirketi’nin, Fransız uydu filosu operatörü Eutelsat’ın yüzde 7 hissesini satın aldığını ve bu yatırımı, uydular aracılığıyla Çin devlet medyasını yayınlayarak Afrika gibi bölgelerde propaganda yapmak için kullandığını söyledi.
Raporda ayrıca Çin’in, özellikle Asya, Afrika ve Latin Amerika’da, teknolojik olarak gelişmiş ‘akıllı şehir’ programlarının bir parçası olarak dünyanın dört bir yanındaki hükümetlere gözetleme ve sansür teknolojileri yaydığı öne sürüldü.
ABD, propagandaya daha fazla para harcayacak
ÇHC’nin, diğer ülkelerin hızla benimsediği ‘otoriter dijital normları’ teşvik ettiğini öne süren Amerikan dışişleri, “Diğer ülkeler ÇHC’yi taklit ettikçe, bilgi ekosistemleri Pekin’in propaganda dezenformasyonuna ve sansür taleplerine daha açık hale geldi,” iddiasında bulundu.
ABD’nin ‘Amerika yanlısı bilgileri yayma’ çabaları sorulduğunda Rubin, aradaki farkın Çin söylemlerinin gerçeklere dayanmaması olduğunu savundu. Rubin iki ülkenin ‘ilan edilmemiş bir enformasyon savaşı’ içinde olduğunu ve ABD hükümetinin kendi çıkarlarını desteklemek için çabalarını arttırması gerektiğini söyledi: “Yeterince para harcamıyoruz. Bence çok daha fazla harcamalıyız.”