ABD Florida Eyalet Valisi Ron DeSantis, yıl boyunca eski Başkanı Donald Trump ile neredeyse eşit bir şekilde adaylık yarışı sürdürürken, mart ayından bu yana ise Trump karşısında tüm anketlerde düşüş yaşıyor.
Düşüş, Trump’ın ilk iddianamesinden önce başladı. Temmuz ayında yapılan bir Economist/YouGovAmerica anketi, anket ortalamalarına benzer şekilde çok adaylı bir Cumhuriyetçi ön seçimde Trump’ın yüzde 49 ve DeSantis’in yüzde 20 olduğunu ortaya koydu. Yakın zamanda yayınlanan bir Morning Consult anketi, Trump’ın yüzde 56 ve DeSantis’in yüzde 17 tercih aldığını yayınlandı.
Ancak ABD’li uzmanlara göre söz konusu sonuçlar hâlâ değişebilir. DeSantis kampanyasıyla ilgili şikayetler genellikle peş peşe geliyor. Uzmanlara göre, DeSantis, “eyalet çapındaki bir makamdan cumhurbaşkanlığına fırlayacak özel bir tutuma sahip değil. Karizması yok. Personeli başkanlık kalitesinde değil. Vaatleri çok dar görüşlü.”
DeSantis, Cumhuriyetçi tabanın çoğunun can attığı gibi “sağcı bir intikamcı” olarak kendini konumlandırmıştı. Beyaz Hıristiyan muhafazakârları ülkenin siyasi ve sosyal hiyerarşilerinin tepesinden etmeye çalışan herkesi “yok edeceğini” iddia etti.
New York Times köşe yazarı David French ise bu konuda bir öneride bulundu. DeSantis’in parti tabanının öfkesini beslediğini, ancak MAGA kampanyasında kardeşleriyle ortak bir noktada bulaşamadığını söyledi ve ne yapıp edip artık parti içerisinde Trump’a yakın gözükerek ikinci bir Trump gibi davranmasını önerdi.
Başkanlık ön seçimlerinin çeşitli yollardan kaçışlar da sunduğu söyleniyor. Bazı adayların Güney Carolina’dan Sen Tim Scott, eski Arkansas Valisi Asa Hutchinson, eski Başkan Yardımcısı Mike Pence gibi, Cumhuriyetçilerin hukukun üstünlüğünü desteklediği “sıkıcı, öngörülebilir günleri özleyenler için” demokrasiye dönüş için alternatif gibi gözüktüğü not ediliyor. Eski New Jersey Valisi Chris Christie ise, anti-Trumpizm ile öne çıkıyor.
Yine de Amerikan seçmeninin, “bayatlamış MAGA kampanyasını” terk ederek farklı bir trende yönelebileceği vurgulanıyor.
