ABD’de son haftaların en önemli ekonomik gelişmesi, uzun vadeli faiz oranlarındaki artış.
Bu durum, daha pahalı borçlanma maliyetlerinin kalıcı olacağı yeni bir ortamın habercisi olarak değerlendiriliyor. Piyasalar giderek 2010’ların ucuz para dönemine geri dönüşün olmayacağı bir dünyayı fiyatlıyor.
10 yıllık ABD Hazine tahvillerinin getirisi bu sabah itibariyle %4,35 ile son 16 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Bu oran Nisan ayı başında %3,29’du.
Başta konut kredileri olmak üzere diğer uzun vadeli piyasa oranlarında da benzer dramatik artışlar görüldü. Mortgage News’e göre ortalama 30 yıllık sabit faizli mortgage oranı Cuma günü %7,37 idi ve sabahki tahvil piyasası hareketine göre bugün tekrar yükselmeye hazır görünüyor. Bu oran son yirmi yılın en yüksek seviyesi ve konut piyasasında yeni bir sancı yaratabilir.
Yeni oranların, yatırımcıların uzun vadeli beklentilerindeki değişimden kaynaklandığı düşünülüyor. Özellikle, yatırımcılar uzun vadeli nötr faiz oranının (Fed politikasının önümüzdeki yıllarda etrafında dolaşacağı oran) küresel finansal kriz öncesi normuna geri dönme olasılığına uyum sağlıyor gibi görünüyor.
Yakın zamanda yaşanan yatırım patlaması devam ederse, bütçe açıkları yüksek kalırsa, enflasyon baskıları kalıcı olursa ve verimlilik artışı birçok yapay zeka uzmanının beklediği şekilde hızlanırsa bu beklentinin ‘rasyonel’ olacağı belirtiliyor.
Öte yandan Japonya Merkez Bankasının tahvil getirilerini baskılayan politikalarından geri adım atması nedeniyle Japon yatırımcıların, yatırımlarını ABD Hazine tahvillerinden iç borçlanmaya doğru yeniden tahsis etme eğiliminde olabileceği de düşünülüyor. Japonya’nın yanı sıra, Çin’in ekonomik sıkıntıları ve ABD ile yaşadığı siyasi gerilimin, Hazine tahvili alımlarından geri adım atmasına neden olabileceği konuşuluyor. Arz tarafında ise ABD Hazinesi açıkları finanse etmek için tahvil ihalelerini genişletiyor.