Almanya’nın iç siyasetindeki gerilimler ve hükümetteki çatlaklar nedeniyle AB çapındaki yasama ve yürütme faaliyetlerinde aksama çıktığı düşünülüyor.
Politico’da yer alan habere göre, Ddışarıdan bakıldığında Brüksel’in yasama süreci ‘aşırı prosedürel ve kurumsallaşmış’ görünebilir ama son haftalarda AB kurumlarında, başkentlerin beklenmedik bir şekilde, karara bağlandığı düşünülen bazı anlaşmalara son dakikada itiraz etmesiyle bir gerginlik yaşanıyor ve Berlin tüm bunların merkezinde yer alıyor.
Almanya üç partili bir ‘trafik lambası’ koalisyonu tarafından yönetiliyor: SPD, Yeşiller ve Hür Demokratlar (FDP). Bu üçlü, Ukrayna’ya askeri yardımdan ekonominin canlandırılmasına ve artan enerji fiyatlarının kontrol altına alınmasına kadar her konuda sık sık anlaşmazlığa düşüyor.
Politico’ya göre içerideki kavga giderek Brüksel’i de etkisi altına alıyor. Berlin hükümeti, daha önce müzakerelerine yardımcı olmasına rağmen kilit anlaşmalar konusunda ortak bir duruş sergileyemediği için son dakikada anlaşmaları durdurmak ya da iptal etmek zorunda kaldı.
Koalisyonun en küçük partisi FDP, anketlerde önemsizleşmeye doğru gitmesine rağmen siyasi bir sarsıntı arayışıyla sık sık ‘oyunbozanlık’ yapıyor.
FDP’nin AB’nin doğa restorasyonu kurallarına ilk başta karşı çıkması, parti sonunda ikna olsa bile, mevzuatı donduran diğer ülkelerin de muhalefetine kapı açtı. Parti ayrıca Berlin’i kurumsal tedarik zinciri gereklilikleri konusunda son anda çekimser kalmaya zorladı.
Bakanların genellikle bir anlaşmayı onayladığı yasama sürecinin son aşamasında AB kurumları arasındaki anlaşmalara itiraz etmek son derece sıra dışı bulunuyor.
Doğa restorasyon yasasına Berlin’den çelme
AB Çevre Komiseri Virginijus Sinkevičius, çevre bakanlarının kuralları kabul edememesinin ardından pazartesi günü yaptığı açıklamada, doğa restorasyon yasasındaki çıkmazın ‘AB karar alma sürecinin tutarlılığı ve istikrarı konusunda ciddi soru işaretleri yarattığını’ söyledi.
Sinkevičius, “Mümkün olan en esnek anlaşmayı bulduktan ve tüm endişelerinizi giderdikten sonra şimdi geri adım atmak… Bunu kabul etmek benim için çok zor,” dedi.
Brüksel’de Berlin’in tavırları sempati toplamıyor. Tedarik zinciri kurallarına ilişkin müzakereler sırasında isminin açıklanmasını istemeyen bir AB diplomatı, “Alman hükümeti birkaç hafta içinde, onlarca yıl boyunca inşa ettiği güvenilirlik ve öngörülebilirlik itibarını heba etmeyi başardı,” dedi.
İkinci bir AB diplomatı ise Almanya’nın şu anda ‘ulusal siyaseti kadar öngörülemez’ olduğunu söyledi.
FDP, itirazlarının meşru olduğunu savunuyor
Fakat Brüksel’deki FDP’li milletvekillerine göre, halihazırda yapılmış anlaşmalara meydan okumak mevcut siyasi iklimde meşru. FDP’li AP üyesi Jan-Christoph Oetjen, “Müzakere edenler ellerindekilerle çalışıyorlar ama bu müzakereleri, politikalarımızı uyarlamamızı gerektiren Ukrayna’daki savaş gibi yeni bir siyasi gerçekliği dikkate almadan yaptılar. Bu yüzden bu sonuçlara itiraz edilmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü artık gerçeği yansıtmıyorlar,” ifadelerini kullandı.
Almanya Maliye Bakanı ve FDP lideri Christian Lindner ise eleştirileri ‘medya yaratımı’ olarak değerlendirdi ve SPD ve Yeşiller’in renklerine atıfta bulunarak, “Eğer kırmızı-yeşil teklifleri kabul etmezseniz, medyada sizi engelleyici yapıyorlar,” dedi.