Görüş

Abhazya’da seçimler ne getirecek? – 1

Yayınlanma

Abhazya’nın nüfusu 250 bin. Ekonomisi yok. Muazzam bir turizm coğrafyası, ancak turizm gelirleri neredeyse sadece, sahilde evi olanların yazın Rusya’dan gelen turistlere kiralamasıyla sınırlı. Dış ticaret Rusya’ya mandalina satışından ibaret. Gene de 1993’te Gürcü savaşından bu yana bağımsız bir devlet olarak ayakta kalmayı başaran, Kafkasya ölçülerine göre bile fazlasıyla dirençli bir halkı var. Bütçesi 2023’te 12,5 milyar ruble; bunun 5,1 milyar rublesi Rusya tarafından karşılandı. Duma BDT komitesi başkan yardımcısı Konstantin Zatulin kasım ayındaki olayların durulmasının ardından şöyle demişti: “Orada Rusya’nın kendilerini beslemek ve savunmakla yükümlü olduğunu düşünüyorlar. Bunda hem iktidar hem muhalefet hemfikir. … Her isteyen Abhaz Rusya vatandaşı pasaportuna, Rusya vatandaşlarının bütün haklarına sahip. Oysa Abhazya’da Ruslar yabancı sayılıyor ve hiçbir hakları yok.”

Çalkantılı iktidar değişiklikleri zincirinde yeni halka

15 Şubat’ta Abhazya’da devlet başkanlığı seçimleri yapılacak. Seçimlerde 5 aday var: bir Badra Gunma, Adgur Ardzinba, Robert Arşba, Oleg Bartsits, Adgur Hurhumal. Seçimler, birinci turda hiçbir adayın yüzde 50 oy alamaması durumunda en çok oy alan iki aday arasında ikinci tura kalacak. VTsİOM’un son araştırmasına göre seçimlere katılımın yüzde 65 olması bekleniyor; Gunba yüzde 42,3, Ardzinba ise 27,3 alacak. Diğer adaylar yüzde 11,2, 9,6 ve 4,4 olarak sıralanmış. (VTsİOM’un bir önceki araştırmasında Gunma yüzde 32, Ardzinba 15 görünüyordu ve bu anket, sonuçları ve yapılış tarzıyla Abhazya’da özellikle Ardzinba’nın ekibi tarafından Rusya’nın seçimlere müdahalesi olarak değerlendirildi.) İNSOMAR’ın anketi de benzer sonuçlar ortaya koydu.

Dolayısıyla, seçimler büyük ihtimal ikinci tura kalacak; bu durumda yarış Gunma ve Ardzinba arasında geçecek.

Bir erken seçim bu. Onu tetikleyen de kasım ayındaki protestolar oldu. Göstericiler, önceki başkan Aslan Bjaniya yönetiminin Kremlin ile imzaladığı ve onay için parlamentoya gönderdiği yatırım anlaşmasının iptalini istiyorlardı. Öyle de oldu: anlaşma 3 Aralık’ta parlamentoda iptal edildi. Başlıca iddia, bu anlaşmanın Abhazya’nın küçük girişimcisiyle Rusya’nın büyük sermaye gruplarını aynı kefeye koyduğu şeklindeydi. Bu doğru. Rusya başbakan yardımcısı Novak’ın geçtiğimiz hafta anlaşmanın değiştirileceğini açıklaması Rusya’nın bu konuda uzlaşmacı olduğunu gösteriyor. Ancak mesele tamamen bundan ibaret de değil. Aşiret sistemine dayanan bir devlet idaresinde feodalizmi hatırlatan mikro-ekonomiler ve haraç daha işlevseldir; başkası geldiğinde kurallar konacak, denetim artacak, gölge güç odakları işlevsiz kalacak; oysa bugün sahilde 100-150 bin rubleye yazlık kiralanıyor ve bunun karşılığında herkes nasipleniyorsa fazla kurcalamaya ne gerek var?

İktidar yanlıları gösterilerin USAID tarafından fonlandığını ileri sürdüler; kimilerine göre ülkedeki aşiret sistemi olayların derinleşmesine yol açmıştı. Bunu söyleyenler de iktidarla ilişkileri bakımından iki gruba ayrılabilir: bir grup, Bjaniya yönetiminin bütün kilit devlet görevlerine kendi aşiretinin adamlarını geçirdiğini iddia ediyordu, bunlara göre olaylar bu aşiret kayırmacılığının sonucuydu. Diğer bir grup ise özellikle Kan Kvarçiya’nın kendi aşiretini olayları yaygınlaştırmak için kullandığı görüşündeydi; Kvarçiya Rusya yanlıları tarafından özellikle şiddete kayan olaylarla (Sohum’daki hükümet binalarının ele geçirilmesi, Gumista ırmağının üzerindeki ünlü köprünün bloke edilmesi, vb.) ilişkilendirildi. Buna ayrıca, taraflar açıkça ifade etmiyor olsalar bile, ayrılığın biraz da Türkiye’yle ilişkiler üzerinde döndüğünü eklemek gerek.

USAID fonlarıyla ilgili somut bir belge yok; ancak Abhazya’nın sadece Rusya tarafından tanınan bir Karadeniz ülkesi olması, USAID’in kuruluş ve işleyiş mantığı açısından iştah açıcı bir provokasyon alanı olarak görülmüş olabilir; yani bu iddiayı yabana atmamak gerek. Aşiret sisteminin ve Kvarçiya’nın önemine ise az sonra geleceğim.

19 Kasım’da Bjaniya istifasını verdi. Böylece başkan yardımcısı Badra Gunma geçici olarak başkanlık görevini üstlendi, ta ki ocak başında erken başkanlık seçimleri ilan edilip de Gunma da adaylığını koyuncaya kadar. Bunun üzerine, 20 Kasım’da geçici olarak başbakanlığa getirilen Valeriy Branba 10 Ocak’ta bir de geçici devlet başkanlığına atandı. Bu, Branba’nın kariyerindeki ikinci geçici devlet başkanlığı — 2020’de bir önceki büyük krizde de 4 ay geçici devlet başkanlığı yapmıştı.

Abhazya çalkantılı iktidar değişikliklerine alışkın; ancak epey zamandır ilk defa bu değişiklik sadece içeride aşiretler kavgasından değil Rusya ile ilişkilerden de kaynaklanmıştı ve bu durum Rusya’da dikkatlerin Sohum’a çevrilmesine neden oldu. Kimi ölçüsünü şaşırmış tepkiler Sohum’da en olağan şeylerin bile Rusya’ya yorulmasına yol açtı. Mesela aralık başında mandalina yüklü bir kamyon (yüzlerce kamyondan biri) Abhazya çıkışındaki kontrollerde Kaliforniya zararlısı tespit edilerek Rusya’ya sokulmadı; bu olay birkaç gün boyunca Rusya’nın Abhazya’dan mandalina almayı kestiği şeklinde yorumlandı. Aralık ortasında Abhazya hükümeti, muhalefetin başvurusu üzerine, bütçe harcamalarının ortak yapılmasına yönelik Rusya hükümetine yaptıkları başvuruya henüz cevap alamadıklarını açıkladı ve muhalefet bundan da Rusya’nın Abhazya’yı “cezalandırmak” istediği sonucunu çıkardı; oysa uygulama aslında Rusya tarafından olaylardan ve yatırım anlaşması tartışmalarından çok önce, eylül ayında durdurulmuştu. 11 Aralık’ta ilkin bütün ülkede elektriğin kesilmesi, ardından durumu kontrol altına almak için aralıklarla elektrik verilmeye başlanması da Rusya’nın elektrik vermemesine yoruldu. Ancak hükümet 22 Aralık’ta Rusya hükümetinden insani amaçlı elektrik yardımı istedi ve ertesi gün elektrik verilmeye başlandı. “Muhalefet” bunu da Abhazya’nın Rusya açısından vazgeçilmezliğine yordu ve zafer olarak sundu.

Ülkenin enerji sistemi çökmüş durumda. Oysa Kafkasların en büyük hidroelektrik santrali Gürcistan sınırında İnguri ırmağının üzerinde ve bu barajda kapasite olarak yıllık 4430 milyon kilovatsaat elektrik üretiliyor. 1993 mutabakatına göre bunun yüzde 40 Abhazya ve 60 Gürcistan olarak paylaştırılması gerekiyordu, ancak 2016’da Abhazya yüzde 60’ına yakınını çekmeye başlamıştı bile. 2021’in ilk 10 ayında 250 bin nüfuslu Abhazya’nın elektrik tüketimi 3 milyar kilovatsaatti; aynı dönemde 1 milyon 300 bin nüfuslu Tiflis’in elektrik tüketimi bundan 100 milyon kilovatsaat daha azdı. Tüketimin esas nedeni kripto “madenciliği” çiftlikleriydi ve dahası, bu sırada madencilik sözümona yasaklanmıştı. 2022’de barajda üretilen elektriğin yüzde 80’ini Abhazya çekiyordu ve barajda pek çok teknolojik sorun ortaya çıkmıştı.

Adayların seçim vaatleri

Seçim vaatlerinin kalem kalem önemli şeyler olduğunu düşünmüyorum; ancak gene de bu kalemlere bakmak gerek ki adayın pozisyonu daha iyi kavranabilsin. Ardzinba’nın vaatleri üç gruba ayrılmış: devlet idaresi, sosyal siyaset, iktisat siyaseti. İlk grupta kayda değer bir şey yok; ikinci grupta emekli ve Büyük Anavatan Savaşı gazilerine yıllık asgari (sırasıyla yüzde 10 ve 25) zam, başarılı öğrencilere para ödülü, çok çocuklu ailelere bir defalık ödeme gibi vaatler var; benim en çok dikkatimi çeken, genç ailelere ipotek kredisi sözü. Bu, ailelere destek vaadi gibi sunulmuş, oysa belli ki tek amaç, dar gelirli aileler üzerinden bankalara kaynak oluşturmak. Ekonomik vaatler arasında şeffaf bütçe, gereksiz bütçe harcamalarının azaltılması, doğal kaynaklardan elde edilen gelirin yönetilmesi için varlık fonu kurulması, adil vergilendirme gibi genel vaatlerden başka küçük ölçekli işletmelerin teşvikine yönelik maddeler de var; ancak benim en çok dikkatimi çeken, seçim konuşmalarında üç-dört yıl daha sabır isterken seçim vaatlerinde elektrik fiyatlarının yıl sonuna kadar düşürüleceğini ve üç yıllığına sabitleneceğini söylemesi. Bu vaat, ünlü filmin unutulmaz repliğini hatırlatıyor: “Baba, akü komple yok!” Olmayan elektriğin fiyatına dair vaatte bulunmak inanılmaz.

Ardzinba ısrarla enerji krizini Rusya’ya ödemelerin yapılamamış olmasına, bunu da bütçenin boşalmasına bağlıyor. Ancak zaten bütçenin yüzde 40’ını Rusya karşılıyor; 7,5-8 milyon kilovatsaat elektrik ihtiyacının 6 milyonu da Rusya’dan gönderiliyor. Bununla birlikte madencilik meselesini anmaktan kaçınıyor.

Bunba’nın vaatlerinde de sosyal meseleler, küçük ölçekli işletmelerin geliştirilmesi, israfa son verilmesi vb. geniş yer tutuyor; ama iki kilit nokta var: kripto işinin tamamen önlenmesi ve ülke yönetiminde aşiret sistemine son verilmesi. Her ikisinde de bıçakla keser gibi başarı sağlayacağını sanmıyorum. İlki aşiretler arası mücadeleyle ilgili ve sert polisiye tedbirler gerektiriyor artır; ikincisi ise kendisinin de parçası olduğu bu sistemin ürünü. Gene de, Ardzinba ile karşılaştırıldığında çok daha aklıselim bir noktada duruyor.

Çok Okunanlar

Exit mobile version