DÜNYA BASINI

Afrika’da herkese yetecek kadar yer var

Yayınlanma

Çevirmenin notu: Yakın zaman evvel Sahra altı Afrika’da yaşananlar, neokolonyal dönemin kapanmakta olduğu yönünde değerlendirmeleri beraberinde getirdi. Afrika’nın dört bir yanı halihazırda bilindik bir emperyalist ülke tarafından istimlak edilmiş durumda ve Fransa’nın Burkina Faso, Mali ve Nijer’den defedilmesi pozitif bir gelişmeydi. Başta Fransa olmak üzere geleneksel Avrupalı sömürgecilerin Afrika’daki nüfuzu daralsa da şimdi ABD adım atmaya başladı.


Afrika’nın güvenlik ve kalkınma ihtiyaçlarına yardımcı olmak futbol maçına gerek yok

Andrey Kortunov

Global Times

25 Ocak 2024

Bir yıldan biraz daha uzun bir süre önce, Aralık 2022’de Washington’da düzenlenen ABD-Afrika liderler zirvesinde Başkan Joe Biden, İnsanlığın Beşiğini ziyaret edeceğine dair kamuoyuna açık bir taahhütte bulundu. Fakat, en azından kasım ayındaki ABD başkanlık seçimlerinden önce bu sözünü tutması pek mümkün görünmüyor. Yine de Afrika şimdiden ABD’nin dikkatini çekmiş durumda: Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Savunma Bakanı Lloyd J. Austin ve First Lady Jill Biden’ın da aralarında bulunduğu uzun bir üst düzey Amerikan yetkilileri zinciri 2023’te buraya gelmişti.

Son olarak bu hafta başında ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Cabo Verde, Fildişi Sahili, Nijerya ve Angola olmak üzere dört ülkeyi ziyaret ederek Batı Afrika turuna başladı. Bu Blinken’ın dünyanın bu köşesine ilk gelişi değildi. Kendisi 2021 yılından bu yana Sahra Altı Afrika’ya üç seyahat gerçekleştirmişti. Bununla birlikte son on ayda Afrika seyahatlerinde kayda değer bir duraklama oldu. Muhtemelen bunun nedeni, zamanının ve enerjisinin çoğunu tüketen İsrail-Filistin çatışmasının devam etmesiydi.

Afrika’nın ABD’den gördüğü yüksek ilginin bir açıklaması da küresel jeopolitikte yatıyor. ABD, Batı’nın Afrika’nın pek çok yerinde nüfuzunun aşınmasından ciddi endişe duymalı. Kıtada 2020’den bu yana sekiz rejim değişikliği yaşandığını ve pek çok Afrika ülkesinin eski Batılı ortaklarından uzaklaşarak Çin ve Rusya’ya yöneldiğini belirtmek kâfi olacaktır. Bugünlerde Pekin, Afrika’daki büyük ölçekli altyapı geliştirme projelerinin çoğunu finanse ediyor ve Moskova, giderek artan sayıda Afrika ülkesinin güvenliğini sağlamaya giderek daha fazla dahil oluyor. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde bu ülkelerin çoğu, ABD ve AB öncülüğünde Rusya’ya karşı Ukrayna ile ilgili yaptırımlara katılmamayı ya da ABD-Çin iktisadi açmazında Amerikan tarafını tutmayı tercih ediyor.

Uzun bir süre boyunca ABD’nin Afrika’daki jeopolitik angajmanı, en azından Avrupa, Doğu Asya veya Orta Doğu ile kıyaslandığında nispeten mütevazıydı. Washington geleneksel olarak Avrupalı müttefiklerinin Afrika’daki potansiyel endişe verici gelişmeleri yakından takip etmesine ve bunları uygun bir şekilde kontrol altına almasına güveniyordu. Şimdi ise Avrupalı müttefiklerin ABD’nin beklentilerinin gerisinde kaldığı görülüyor. Fransa bunun en bariz örneği olabilir; eski sömürgelerindeki hegemonyasını hızla kaybetti. Hala Brexit’in yansımalarıyla mücadele eden ve bariz biçimde Asya-Pasifik’e yönelen Britanya, mazideki göz kamaştırıcı Afrika portföyünde daha az dramatik ama yine de gözle görülür bir daralma yaşıyor.

Özetle, Sam Amca’nın Afrika sahnesine daha önce olduğundan daha belirgin bir şekilde girmesi için doğru zaman olabilir. Doğru, ABD’nin Afrika’daki askeri varlığı son yıllarda, özellikle de 2007 yılında Savunma Bakanlığı’nın Afrika’ya dönük bölgesel muharip komutanlığı olarak Afrika Komutanlığı’nın (AFRICOM) kurulmasıyla zaten genişliyor.

Yine de pek çok eleştirmen bu varlığın şu ana kadar kıtadaki güvenliğe katkıda bulunma ya da ABD’nin buradaki özel çıkarlarını destekleme konusunda çok az işlev gördüğünü savunuyor.

Ancak asıl soru basit: Yumuşak konuşmak veya büyük bir sopa taşımak dışında Sam Amca, Afrikalı meslektaşlarına ve potansiyel ortaklarına tam olarak ne sunabilir? ABD’nin Afrika ile ticareti en azından son yirmi yıldır en iyi ihtimalle durgunlaşıyor ve ülke, şu anda kıtanın toplam dış ticaretinin yüzde 2’sinden daha azını oluşturuyor. ABD’nin kıtaya yaptığı ihracatın toplam değeri 2011’de 32,9 milyar dolardan 2021’de 26,7 milyar dolara düşerken, ithalat 2011’de 93 milyar dolardan 2021’de 37,6 milyar dolara geriledi. Bu rakam Çin’in Afrika ile toplam ticaretinin yaklaşık dörtte birine denk geliyor. Dahası, ABD’nin Afrika ile ticareti hem coğrafya hem de yapı bakımından Çin’in ticaretinden çok daha az çeşitlilik gösteriyor.

ABD’nin Afrika’ya yönelik doğrudan yabancı yatırımları (DYY) da benzer bir düşük performans sergiliyor. Çin, 2013 yılında Afrika ülkelerine yapılan toplam DYY’de ABD’yi geride bıraktı ve o tarihten bu yana aradaki fark giderek açılıyor. Ev sahibi Fildişi Sahili ile Ekvator Ginesi arasında oynanan Afrika Uluslar Kupası eleme maçını izlemek üzere Fildişi Sahili’ne davet edilen Antony Blinken’ın, ziyaretinden sadece birkaç gün önce Dışişleri Bakanı Vang Yi’nin Fildişi Sahili’ni ziyaret ettiği ve Çin’in desteğiyle inşa edilen 60 bin kişilik stadyumda futbol maçını izlemesi biraz sembolik.

Hiç kimse ABD’nin her bir Afrika ülkesinde ve her bir alanda Çin ya da Rusya’ya üstünlük sağlamasını bekleyemez. Hiç kimse ABD’nin uluslararası liderliğini, Afrika’daki iyi niyetli ya da kötü niyetli hegemonyasını yeniden tesis etme becerisi ya da beceriksizliğinin alameti olarak da görmemeli. Projeler, sözleşmeler ve nüfuz için uluslararası rekabet tamamen yanlış bir şey değil ama kıtanın güvenlik ve kalkınma ihtiyaçlarına yardımcı olmak bir futbol maçı olmak zorunda değil. Gerçek şu ki Afrika herkesi barındıracak kadar büyük, ihtiyaçları inanılmaz derecede fazla ve beklentileri hakikaten nefes kesici.

Önümüzdeki yıllarda kıta, Afrika ile ilişki kurmak isteyenler için hem en tehlikeli zorluklardan bazılarını hem de en muhteşem fırsatlardan pek çoğunu sunacaktır. Mümkün olduğu ölçüde Afrika’yı denizaşırı büyük güçler arasında süregelen jeopolitik rekabetten muaf tutmaya çalışmak gerekir. İnsanlığın Beşiği, sonuçta hepimize fayda sağlayacak yenilikçi çok taraflı işbirliği modelleri için küresel bir laboratuvar haline gelmeli.

Çok Okunanlar

Exit mobile version