DÜNYA BASINI

Afrika’da lityum çıkarmanın siyaseti: İktisadi, çevresel ve jeopolitik etki

Yayınlanma

Çevirmenin notu: Elektrikli araçların “yeşil dönüşümün” esas unsurlarından olduğu biliniyor. Fakat bu araçlarda kullanılan bataryaların üretiminde kullanılan lityum madenini çıkarmak pek de “çevre dostu” değil. Lityum bakımından zengin Afrika, pek çok ulus ötesi şirketin menziline girdi, bunlar arasında dünyanın en büyük elektrikli araç pazarı olan Çin’in şirketleri de var. Çin’in Jilin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Halkla İlişkiler Fakültesinde Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi alanında doktora yapan Oksana Salabay, Çinli şirketlerin Afrika’daki eylemlerini ve bunun iktisadi, çevresel, sosyal ve jeopolitik sonuçlarını değerlendiriyor.


Afrika’da lityum çıkarmanın siyaseti: İktisadi, çevresel ve jeopolitik etki

Oksana Salabay — Modern Diplomacy

20 Şubat 2023

Özet: Lityum, elektrikli otomobiller ve diğer yüksek teknoloji ürünü cihazlar için üretilen bataryalarda kullanılan hayati bir kaynak. Çin, şu anda dünyanın en büyük lityum üreticisi ve tüketicisi konumundayken Afrika, önemli lityum rezervlerine ev sahipliği yapıyor. Elektrikli araçlara ve lityumla çalışan diğer cihazlara yönelik talebin artması, Çinli şirketlerin Afrika’dan lityum çıkarılmasına olan ilgisinin de artmasına yol açtı.

Afrika’da lityum madenciliğine dair politikalar karmaşık ve çoğu zaman tartışmalı. Bazı Afrika ülkeleri, lityum madenciliğini ekonomik kalkınma ve istihdam yaratmada fırsat olarak görürken öbürleri de madencilik faaliyetlerinin çevresel etkileri ve yerli toplulukların sömürülmesi ihtimalinden endişe duyuyor. Çin’in kritik kaynaklara erişimi garanti altına almaya ve Afrika’da nüfuzunu yoğunlaştırmaya çalışması nedeniyle konunun jeopolitik bir boyutu da mevcut.

Lityum; elektrikli araçlar, enerji depolama ve tüketici elektroniği dahil olmak üzere çeşitli araçlarda kullanılan pillerin üretiminde kritik bir unsur. Afrika, büyük lityum rezervlerine ev sahipliği yapıyor ve buna olan talep arttıkça çıkarılması da önemli bir siyasi mesele haline geldi ve genel anlamda iktisadi kalkınma ve istihdam yaratma ile çevresel kaygıları karşı karşıya getirdi. Ayrıca kritik kaynaklara erişimi garantiye almak ve Afrika’daki nüfuzunu yoğunlaştırmak isteyen Çin ile jeopolitik çıkarlar da ortaya çıktı. Bu makalede, Afrika’daki lityum çıkarma siyasetini inceleyerek konunun ekonomik, çevresel ve jeopolitik boyutlarını araştıracağız.

Çin, öncelikle elektrikli araçlar ve diğer enerji depolama araçlarına lityum-iyon pillerin üretmede kullanılan lityumun dünyadaki en büyük tüketicisi.

ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu verilerine göre Çin, 2020 yılında yaklaşık 80 bin metrik ton lityum üreterek küresel üretimin yaklaşık yüzde 62’sini oluşturdu. Ayrıca Çin, 2020 itibarıyla küresel lityum kimyasal üretim kapasitesinin yaklaşık yüzde 80’ini oluşturdu.

Lityum tüketimi bakımından Çin, 2020 yılında küresel talebin yaklaşık yüzde 64’ünü oluştururken bu talebin büyük kısmı elektrikli araç endüstrisinden geliyor. Çin Otomobil Üreticileri Birliğine göre ülkede 2018 yılında 1,2 milyon adet olan elektrikli araç satışları 2020 yılında 3,9 milyon adede ulaştı.

İktisadi kalkınma ve istihdam yaratma

Ekonomik açıdan bakıldığında Çin’in Afrika’daki madencilik faaliyetleri kıtaya fazlaca ihtiyaç duyulan yatırım ve istihdam fırsatları getirebilir. Lityum çıkarma, özellikle büyük metal rezervlerine sahip olan Afrika ülkelerinin ekonomilerine önemli bir destek sağlama potansiyeline sahip. Mesela Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin (DKC) yaklaşık 47 bin ton olduğu tahmin edilen dünyanın en büyük lityum rezervlerine sahip olduğu düşünülüyor. Bununla beraber lityum madenciliğinden elde edilenler eşit olarak dağılmıyor ve sektör, mevcut ekonomik eşitsizlikleri daha da şiddetlendirebiliyor. Genelde madencilik yapanlar çok uluslu şirketler ve elde ettikleri kârlar, yerli topluluklara sunulmak yerine genellikle ülke dışına akıyor.

Çin, Kasbah Resources lityum projesi ve Green Power DRC projesi gibi çeşitli madencilik projelerine yatırım yaptı. Çinli Zhejiang Huayou Cobalt firması da metali yerel olarak çıkarmak ve işlemek üzere DKC ile ülkede bir lityum işleme tesisi kurmak üzere anlaşma imzaladı. Bu, Çin’in önemli maden kaynaklarına erişimi garantiye almaya dönük geniş kapsamlı küresel ekonomik stratejisinin bir parçası olarak görülüyor.

Çinli şirket Ganfeng Lithium, küresel lityum pazarında önemli bir aktör oldu ve Çin, Avustralyalı madencilik şirketi Pilbara Minerals ile ortaklık kurarak Zimbabwe’deki lityum projelerine de yatırım yaptı. Pilgangoora Lityum-Tantal Projesi olarak bilinen ortak teşebbüsün kayda değer ekonomik neticeleri olacak. Şirketin Afrika’daki yatırımları, Çin endüstrilerine istikrarlı lityum kaynağı tedarik ederek ekonomiye de fayda sağlıyor.

Ganfeng Lithium’un lityum madenciliğine yaptığı yatırımlar istihdam fırsatları yarattı ve Afrika ülkelerinin ekonomik büyümesine katkıda bulundu. Örneğin 2018 yılında Ganfeng Lithium, Zimbabwe’de 2 binden fazla istihdam yaratması beklenen bir lityum işleme tesisinin inşasına 160 milyon dolar yatırımda bulundu. Fakat bu durumu eleştirenler, ülkenin işgücünün büyüklüğüne kıyasla bu sayının nispeten az olduğuna ve yaratılan istihdamın çoğunun yüksek ücretli veya güvenli olmayabileceğine dikkat çekiyor. Dolayısıyla madencilik sektörü sermaye yoğun olma eğiliminde ve nispeten az işgücü gerektiriyor, bu da istihdam yaratma konusunun sektörün destekçilerinin öne sürdüğü ölçüde belirgin olmayabileceği anlamına geliyor.

Çevresel etki

Yerel madencilik tedarik zincirlerinin geliştirilmesinin alt sektörlere yararı olabilir ve Afrika ülkelerinin küresel temiz enerji dönüşümüne katılmaları için bir yol sağlayabilir. Bununla beraber yerli toplulukların yerlerinden edilmesi ve doğal yaşam alanlarının bozulması da dahil olmak üzere madencilik faaliyetlerinin potansiyel çevresel ve sosyal etkilerini de göz önünde bulundurmak önemli.

Lityum madenciliği, özellikle madenin çıkarılması ve işlenmesi sırasında belirgin çevresel etkilere neden olur. Sürece tipik olarak toprak, su ve hava kalitesi üzerinde ciddi etkileri olabilecek büyük ölçekli açık ocak madenciliği dahil. Ayrıca lityumun işlenmesi genellikle çevrenin kirlenmesine neden olabilecek toksik kimyasalların kullanımını da içeriyor.

Çin’in Afrika’da lityum madenciliğine olan ilgisi, ülkenin kıtanın kaynak çıkarma endüstrisine katılımının şeffaflık ve hesap verebilirlikten yoksun olduğunu savunan bazı gözlemciler arasında endişelere yol açtı. Afrika’daki madencilik faaliyetlerinin çevresel ve sosyal etkileri ve yerli toplulukların kritik kaynakların çıkarılmasından faydalanma imkanları konusunda da endişeler mevcut.

Jeopolitik boyut

Lityuma talebin artması, çeşitli ülkelerin kritik kaynaklara ulaşma konusunda yarışması ve Afrika’daki nüfuzlarını genişletme arayışları ile konuya jeopolitik bir boyut kazandırdı. Özellikle Çin, hızla büyüyen elektrikli araç endüstrisi için ihtiyaç duyduğu malzemeleri temin etmek amacıyla Afrika’daki lityum kaynaklarının peşine düştü. Çin, dünyanın en büyük elektrikli araç pazarı ve lityuma olan talebin önümüzdeki yıllarda kayda değer ölçüde artması bekleniyor.

Çin’in Afrika’da lityum kaynağı araması, dünya çapında kritik kaynaklara ulaşımı garantiye almaya dönük daha geniş çaplı bir stratejinin parçası. Çin, son yıllarda Afrika ülkelerine büyük yatırımlar yapıyor, altyapı projeleri ve kaynak çıkarımına kredi ve finansman sağlıyor. Karşılığında Çinli şirketler de lityum gibi mineraller de dahil kritik kaynaklara ulaşabiliyor. Örneğin Çin’in Tianqi Lithium şirketi, Batı Avustralya’da bulunan ve dünyadaki lityumun yaklaşık yüzde 40’ını üreten Greenbushes lityum madenine büyük yatırım yaptı.

Çin’in Afrika’da lityum madenciliğine başlaması, ülkenin kıta üzerindeki nüfuzunun artmasına dönük endişeleri güçlendirdi. Durumu eleştirenler, Çin’in ülkelerine yaptığı yatırımların temelinde kaynak çıkarma arzusunun yattığını ve ülkenin Afrika’daki faaliyetlerinde şeffaflık ve hesap verebilirlik eksikliği olduğunu savunuyor. Bazıları da Çin’in Afrika ülkelerindeki yatırımlarının çevresel ve sosyal etkileri konusunda endişelerini dile getiriyor.

Ayrıca Çin’in Afrika’daki madencilik faaliyetlerinin başarısı, siyasi iktidara ve düzenleyici kurumlara da bağlı olabilir. Çin’in küresel bir altyapı geliştirme stratejisi olan Kuşak ve Yol Girişimi, Afrika’daki iktisadi nüfuzunu genişletti, fakat Çin’in çıkarlarını Afrika ülkelerinin ihtiyaçlarının önüne koyduğu gerekçesiyle eleştirilere de maruz kaldı. Bu nedenle Çin ile Afrika arasındaki ilişki, küresel ekonomi ve uluslararası ilişkiler üzerinde etkileri olan karmaşık ve çok yönlü bir ilişki olmaya devam ediyor.

Sonuç

Sonuç olarak Çinli şirketlerin Afrika’da lityum çıkarma politikaları, birbiriyle rekabet eden çıkarlar ve bakış açıları nedeniyle karmaşık ve tartışmalı. Madencilik faaliyetlerinin ekonomik kalkınma ve istihdam yaratma gibi faydaları, muhtemel çevresel ve sosyal etkilerle birlikte tartılmalı. Aynı zamanda konunun jeopolitik boyutu, özellikle de Çin’in kritik kaynaklara erişimi garantiye alma ve Afrika’daki nüfuzunu yoğunlaştırma konusundaki tutumu, küresel yeşil enerji dönüşümünün sürdürülebilirliği ve hakkaniyeti hakkında önemli soruları da gündeme getiriyor.

Çok Okunanlar

Exit mobile version