Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Berlin’de düzenlenen Alman İşveren Sendikaları Konfederasyonu (BDA) toplantısında, hükümetinin görevini yerine getirdiğinde ısrar etti ve yöneticileri “kendi kendini gerçekleştiren bir kasvet kehanetinden” kaçınmaya çağırdı.
Scholz toplantıda yaptığı konuşmada, “Kötü rakamların kötü duygulara, kötü duyguların da daha kötü rakamlara yol açtığı bu kötü durumdan hep birlikte kurtulmalıyız. Daha fazla büyümeye ihtiyacımız var. Pastanın yeniden büyümesi gerekiyor,” diyerek yatırımları teşvik etmeyi, enerji faturalarını düşürmeyi ve bürokrasiyi azaltmayı amaçlayan bir büyüme girişimine işaret etti.
Scholz konuşurken delegeler, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) 2024 Almanya büyüme tahminini sıfıra indiren yeni verileriyle bir kez daha sarsıldı.
Yeni verilerden habersiz Scholz, son haftalardaki diğer kötü iktisadi verileri yineleyerek, Almanya’nın Avrupa ve uluslararası rakiplerinin aksine neden “kritik listede” kaldığına dair açıklamaları sıralamaya devam etti.
Şansölyeden bir ilk: Brüksel’in bürokratik engellerinden yakındı
Şansölye, “Enflasyon, yükselen faiz oranları, jeopolitik çatışmalar, gergin tedarik zincirleri… Sanayileşmiş ve ihracat odaklı bir ülke olarak diğerlerinden daha fazla etkilendik,” dedi.
Scholz, alışılmadık derecede açık sözlü bir şekilde, pek çok bürokratik engelden Brüksel’i sorumlu tuttu ve kısa süre önce kendi koalisyonu tarafından da desteklenen Avrupa tedarik zinciri kurallarını budama sözü verdi.
Scholz, “[Brüksel’den] çıkan öyle şeyler var ki, hayret edersiniz,” iddiasında bulundu.
BDA toplantısında hem sahnede hem de dışarıda delegeler Sosyal Demokrat Şansölyeye sert eleştiriler yöneltti. Birçoğu, konuşmasının liberal Hür Demokratlar (FDP) ve Yeşiller ile kurduğu koalisyon dışında her yerde iktisadi çöküş için bahaneler bulduğunu belirtti. Üç yılın ardından, daha önce denenmemiş ittifakın “ideolojik olarak uyumsuz” olduğu konusunda geniş bir yönetimsel fikir birliği oluştuğu görülüyor.
Patron temsilcisinden trafik lambası koalisyonuna sert eleştiriler
Toplantıda BDA Başkanı Rainer Dulger’in bile “kendi standartlarına göre” fazlasıyla saldırgan bir modda olduğu düşünülüyor.
Berlin’deki koalisyon reformlarının çoğunun “müzelik başarısızlıklar” olduğunu savunan Dulger, üç yılın ardından söylenebilecek en nazik şeyin hükümetin nihayet Almanya’nın pek çok sorununun farkında olduğu olduğunu iddia etti.
“Ekonomi küçülüyor, işsizlik artıyor, Almanya yatırımcılar için cazibesini yitirdi,” diyen Dulger, 45 sanayi ekonomisi arasında yapılan son araştırmada Almanya’nın iş yapmanın en pahalı olduğu ikinci ülke olduğunu belirtti.
Patronlardan Scholz’a asgari ücret tepkisi
BDA lideri, “Bir yatırım yerinin pahalı olduğu kadar iyi de olması gerekir ve burada durum böyle değil. Şirketlerimi hâlâ rekabetçi çünkü yurtdışına yatırım yapıyorlar,” dedi.
İşgücü açığının giderilmesi için daha fazla çaba gösterileceğini duymaktan mutlu olan işverenler, Şansölyenin bu yılın başlarında 12,41 avroya yükselen asgari ücreti 15 avroya çıkarma vaadine çok daha soğuk yaklaştı.
Scholz da patron temsilcilerine “burada her zaman aynı görüşte olmadıklarını bildiğini” söyledi.
İş dünyası CDU iktidarını bekliyor
Birçok kişi Scholz döneminin sona ermesini bekliyor ve merkez sağ muhalefet CDU lideri Friedrich Merz’e bakıyor.
Allensbach anket ajansı tarafından sorgulanan 500 önde gelen yönetici ve girişimcinin yüzde 73’ü Merz’in Almanya’nın bir sonraki şansölyesi olmasını destekliyor. Bu, geçen yılın aynı dönemine kıyasla neredeyse 20 puanlık bir artış demek.
CDU lideri Merz, iktidara geldiğinde Alman ekonomisi ve iş dünyası için “yeni bir çerçeve oluşturacak” Gündem 2030 vaadinde bulundu. Vaatleri arasında bürokrasiyi azaltmak ve Avrupa’nın en yüksekleri arasında yer alan enerji maliyetlerini kıtanın en düşük seviyesine indirmek de var.
Geçen hafta Federal Meclis’te yaptığı konuşmada, trafik lambası koalisyonu döneminde Almanya’da yaklaşık 300.000 sanayi işinin kaybedildiğini söyledi.
Merz, Scholz’a dönerek, “Yönetiminiz sırasında Almanya’dan şimdiye kadarki en yüksek sermaye çıkışını yaşadık, bu ekonominin size günlük güvensizlik oyudur,” diye ekledi.
Scholz koalisyonu özellikle anayasal borç freni konusunda çıkmaza girerken, Merz geçen hafta uzlaşmanın ilk işaretini verdi.
CDU lideri borç freni konusunda “manevra alanı olduğunu, fakat bunun başka yerlerde tasarruf yapılması halinde mümkün olabileceğini” söyledi.