Alman hükümeti, ABD’nin izinden giderek Çin ile yatırım ve ticarette karşılıklı bağımlılığı azaltma yönünde hamleler yaparken, Alman şirketleri bu adımlara şüpheyle yaklaşıyor.
Alman ekonomisinin ve ihracatının belkemiği olarak nitelendirilen ve Almancada Mittelstand olarak adlandırılan aile şirketlerinin Çin’de önemli yatırımları bulunuyor.
Financial Times’ta (FT) yer alan haberde, Şangay’a 50 km mesafedeki Taicang’da kümelenen 400’den fazla Alman şirketine işaret ediliyor ve jeopolitik gerilimler artarken bile Çin ile Avrupa’nın en büyük ekonomisi arasında devam eden karşılıklı bağımlılığa dikkat çekiyor.
Şehirdeki Alman Sanayi ve Ticaret Merkezi Başkanı Marieke Bossek, “Bildiğim kadarıyla şirketler Taicang’ı terk etmiyor. Buradaki genel müdürler, ayrılmayı düşünmeden işlerine devam ediyorlar,” diyor.
Yine de Bossek, bu şirketlerin bazılarının merkezlerinin daha fazla yatırım konusunda tereddütlü olduğunu kabul ediyor. Başkan, “Bazı şirketler, nereye gittiğini görmek istedikleri için yatırımlarını bekletiyor, bazıları ise Çin pazarı için üretim yaptıkları için hâlâ üretim yapıyorlar. Bu gerçekten de sektöre göre değişiyor,” ifadelerini kullanıyor.
Almanya’nın bölgedeki varlığı 1993’e kadar uzanıyor
Almanya’nın Taicang’daki varlığı, Kara Orman merkezli otomobil, tekstil ve tüketici endüstrileri tedarikçisi Kern-Liebers adına Hans-Jochem Steim’in 1993 yılındaki ziyaretine dayanıyor. Steim burada bir fabrika açtı ve bunu başka şirketler izledi.
Kern-Liebers için çalışan ve şu anda büyük çoğunluğu Alman, 100’den fazla işletmeden oluşan Taicang Roundtable’ın başkanı olan Richard Zhang, 2019 itibariyle yarım milyon nüfusa sahip olan kentin kısmen daha küçük olması nedeniyle cazip olduğunu söylüyor.
Buradaki Alman şirketlerinin ‘bu tür küçük kasabalarda yaşamaya alışkın’ olduğunu savunan Zhang, Taicang’da bir sorunla karşılaşan bir işletmenin rahatça belediye başkanına gidebildiğini vurguluyor.
Fakat Zhang, Çin’in pandeminin etkilerinden kurtulmaya çalıştığı bu yıl, büyümenin yavaşlaması ve tüketici güveninin kırılgan olması nedeniyle şehirdeki işletmelerin zarar gördüğünü kabul ediyor. Zhang’a göre iş dünyası ve genel ekonomi açısından çok iyi bir zaman değil. Geçtiğimiz ay yayınlanan bir Avrupa Ticaret Odası raporu, pandemi sırasında ‘birçok şirketin yabancı işçi çıkışı yaşadığını’ kaydetmişti.
Şehirdeki çok sayıda Alman şirketi otomotiv tedarik zincirinin bir parçası. Avrupa Komisyonu geçtiğimiz ay Çinli elektrikli araç üreticilerinin ucuz ithalatına yönelik bir soruşturma başlattığını duyurmuştu.
Çin rekabeti Alman şirketleri zorlamaya başladı
Öte yandan Alman Mittelstand’ı düşündüren bir başka unsur da artan Çin rekabeti. Daha fazla regülasyonun yarattığı ani şokun ötesinde, Alman ve diğer yabancı işletmeler artık Çin içinden gelen daha büyük bir rekabetle de karşı karşıya.
Bir aile işletmesi olan takım tezgahları üreticisi Chiron’un Çin’deki baş teknoloji sorumlusu Willi Riester, 15 yıl önce yerel rekabetin nadir olduğunu ve ‘o zamanlar Alman şirketinin seviyesinde makineler üretemediklerini ve mühendislik yapamadıklarını’ söylüyor.
Bugün giderek daha fazla yerel rekabetle karşı karşıya olduklarını kaydeden Riester, “Gelecekte [bölge] Alman şirketlerinin merkezi olmaya devam edecek, fakat giderek daha fazla Çinli [şirket] olacak,” diyor.
Chiron’un Taicang’daki 190 çalışanından sadece ikisi Alman. Riester, şirketin Çinli personelden oluşan yerel Ar-Ge departmanının, Çin’in şu anda dünyanın önde gelen üreticisi olduğu elektrikli araçlar alanında Alman merkeze göre avantaj sağladığını söylüyor.
Şangay’daki Alman Sanayi ve Ticaret Merkezi Başkanı Christian Sommer de Çin rekabetinin ‘daha güçlü olduğunu ve gelecekte daha da güçleneceğini’ kabul ediyor fakat ‘Almanya’nın yüksek değerli zinciri belli bir ölçüde kontrol altında tutmak için çok iyi bir konumda olduğunu’ savunuyor.
Sommer, Taicang’ın ‘her zaman yeni sanayi geliştirmeyi başardığını’ sözlerine ekleyerek Çin’in havacılık ve uzay sektöründeki fırsatlara işaret ediyor.
Taicang hâlâ yatırım çekmek istiyor
Öte yandan uluslararası düzeydeki jeopolitik gerilimler ne olursa olsun, Taicang yetkilileri hâlâ daha fazla yabancı yatırım çekmeye çalışıyor.
Covid kısıtlamaları altında ortaya çıkan ve bu kısıtlamaların sona ermesinden aylar sonra da devam eden güven ve yeni denizaşırı fonlardaki düşüşü tersine çevirmeyi amaçlıyorlar.
Bossek’e göre Taicang eyalet yönetiminden bir heyet geçtiğimiz yıl iki kez Almanya’ya gitti ve aralarında Mercedes-Benz’in de bulunduğu bazı önde gelen Alman şirketlerinin merkezi olan Stuttgart’a bir gezi düzenledi. Bossek, “Herkesin [Covid] öncesindeki iyi iş ilişkilerine geri dönmeye çalıştığını hissediyorum,” diyor.
Fakat Sommer, Çin ile Batı arasındaki siyasi farklılıkların devam edeceğinin artık açık olduğunu söylüyor ve Almanya’dan ve başka yerlerden gelen işletmelerin bu farklılıklara uyum sağlamak zorunda kalacağını öne sürüyor.
Sommer, “Çin’in sistemi, özellikle siyasi açıdan, biz batılıların görmek istediği şekilde açılmayacaktır. Dolayısıyla şimdi farklı sistemlere sahip bir dünyada [nasıl işbirliği yapacağımızı] kabul etmemiz gerekiyor,” diyor.