AVRUPA

Almanya, AfD’li günlere hazırlanıyor

Yayınlanma

Almanya’nın en önemli ekonomi gazetelerinden Handelsblatt, bazı iş dünyası temsilcilerinden ve okurlarından olası bir AfD-CDU koalisyonu hakkında ne düşündüklerini söylemelerini istedi.

Tartışma, startup girişimcisi Christian Reber’in, CDU’yu “belirli koşullar altında” AfD ile koalisyon kurmayı düşünmeye çağırmasıyla başlamıştı.

Reber iki hafta önce X’te CDU lideri Friedrich Merz’e seslenerek, “Açıkça aşırı sağcı hiçbir parti üyesinin siyasi sorumluluk taşımaması koşuluyla AfD ile bir koalisyona açık olun,” demişti.

Reber, CDU’ya verdiği tavsiyede açıkça, “Alman, vatandaş odaklı ve Avrupalı bir politika için AfD ile birlikte hareket edin,” ifadelerini kullanmıştı.

Reber, online startup’ı Wunderlist’i 2015 yılında Microsoft’a büyük bir paraya satmıştı. 

“Yeni girişimciler”den AfD vakasını tartışma çağrısı

Reber bu konuda konuşan tek kişi değildi. Ünlü Gütersloh çamaşır makinesi ailesinden, kendisi de bir zamanlar startup derneğinin başkanlığını yapmış olan Christian Miele de CDU’nun AfD’ye karşı oluşturduğu “güvenlik duvarına” itiraz ediyor.

Miele Süddeutsche Zeitung’a verdiği demeçte, “AfD benim rakibim, hükümet sorumluluğu almasına izin verilmemeli,” diyerek bu partiye her zaman karşı çıkacağını ve iktidara gelmesine izin verilmemesi gerektiğini söyledi.

Yine de konunun tartışılmasının önemli olduğuna inandığını belirten Miele, “Bana göre, bizi endişelendiren bu olgu hakkında daha yüksek sesle tartışmaya ihtiyacımız var gibi geliyor,” diyor.

Sonuç olarak, “tembel uzlaşmalarla geçecek bir dört yıl daha yaşanması” riskinin olduğunu savunan Miele, sonunda AfD’nin 2029’da yapılacak bir sonraki seçimden birinci parti olarak çıkabileceğini ileri sürdü.

Televizyondaki “Die Höhle der Löwen” [Aslanların Yuvası] adlı startup programı ile tanınan yatırımcı Frank Thelen ise, “Kimse güçlü bir AfD istemiyor ama şu anda seçmenler demokratik seslerini işleyen bir hükümette bir araya getirmek için bize başka bir seçenek sunmayabilir,” demişti.

Handelsblatt, AfD-CDU koalisyonunu okurlarına sordu: Pozitif görüşler ağırlıkta

Bazı Handelsblatt okurları da bu türden bir koalisyona sıcak bakıyor. Bir okuyucu AfD’nin “demokratik olarak seçilmiş bir parti” olduğunu, Alman seçmenlerin yaklaşık yüzde 20’sinin iradesini görmezden gelmenin hiç de demokratik olmadığını yazıyor.

Başka bir okur, “demokrasilerde yurttaşların sesi duyulmalı, demokrasi akımlara dayanabilmeli” derken, bir diğeri de “söylemde çoğunluğu bulabilmeli” diye ekliyor.

Handelsblatt’a göre, “CDU’nun AfD’ye karşı güvenlik duvarı demokrasinin amacını engelliyor,” diyen bir okur, pek çok okurun görüşünü özetliyor.

Yine bir Handelsblatt okuru, “[AfD Eş Başkanı] Bayan Weidel ve arkadaşlarıyla en düşük ortak paydada buluşmayı bile başaramayan bir siyasetçiye bu dünyanın despotlarıyla müzakere etme konusunda nasıl güvenebilirsiniz?”diye soruyor.

Bir okur, Brandenburg’da yapılacak bir AfD-CDU koalisyonunun, AfD’nin koalisyon ortağı olarak nasıl bir performans sergileyeceğini gözlemleme fırsatı yaratabileceğini, “belki de pek çok korkunun gerçekleşeceği ya da asılsız olduğunun ortaya çıkacağını, ama bunun engellenmesiyle şimdi “tencerenin kapağının sıkılaştırıldığını” ve genel seçimleri beklediklerini belirtti.

Bazı okurlarsa ikna olmuş değil. Bir okur, Almanya’nın geçmişine bakarak muhafazakâr güçlerin “bu dünyanın diktatörlüklerine sempati duyan” bir partiyle birlikte çalışmaması gerektiği konusunda uyarıyor.

Bir başka okuyucu da AfD’nin hükümete katılmasını “prensipte” reddediyor. Bu okura göre trafik lambası koalisyonunun neden olduğu büyük belirsizlikten sonra “önemli değişiklikler” gerekli fakat “ne yapacağı belli olmayan bir parti” olarak tanımladığı AfD ile koalisyon kurmak “çok riskli bir denge oyunu” olur.

Çok Okunanlar

Exit mobile version