Almanya, Fransa ve Polonya liderleri Paris’te bir araya gelerek Ukrayna’ya güvenlik garantileri verilmesi meselesini görüştü.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Şansölyesi Olaf Scholz ve Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda Pazartesi akşamı Paris’teki Élysée Sarayı’nda bir araya gelerek Rus güçlerine karşı uzun süredir beklenen karşı taarruzunu başlatan Ukrayna’ya destek için birlik mesajı verdiler.
Fakat Ukrayna’nın Batılı destekçileri arasında savaş sona erdiğinde ne tür güvenlik garantileri sağlayacaklarına ve Ukrayna’ya NATO’ya katılması için kesin bir takvim verilip verilmeyeceğine ilişkin müzakereler hakkında bilgi vermediler.
Macron, “Desteğimiz ihtiyaç duyulduğu sürece devam edecektir. Rusya’nın bu talihsiz savaşı sadece kazanmamasını değil, aynı zamanda asla tekrarlayamamasını da sağlamalıyız,” dedi.
Batılı yetkililer NATO’nun 5. Maddesindeki karşılıklı savunma taahhüdünün tek gerçek ‘güvenlik garantisi’ olduğunu söylüyor. Fakat Ukrayna yanlıları, ABD’nin İsrail’e sağladığı askeri desteğe benzer şekilde, her yıl son teknoloji silahlar, NATO standartlarında eğitim ve istihbarat paylaşımını içermesi beklenen uzun vadeli güvenceler sağlamaya çalışıyorlar. İsrail ve ABD arasında resmi bir savunma anlaşması bulunmuyor ama her 10 yılda bir yenilenen önemli bir askeri yardım anlaşması mevcut.
Aralarında ABD ve Almanya’nın da bulunduğu bazı ülkeler, 5. Madde taahhütleri anlamına gelebileceği ve savaşı genişletebileceği endişesiyle Ukrayna’ya katılım için bir zaman çizelgesi verilmesine bile karşı çıkıyor.
Görüşmelere katılan Avrupalı bir diplomat, “Sorun garantiler ve güvenceler arasında. Onlar için savaşa gireceğimizin sözünü veremeyiz ama onları başka şekillerde güvende tutmak için uzun vadeli taahhütler verebiliriz,” dedi.
Financial Times’a konuşan isimlerinin açıklanmasını istemeyen kaynaklar, güvenlik garantileri konusundaki tartışmaların esas olarak ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya tarafından verilecek taahhütlere odaklandığını söyledi.
Bu kişilerden biri, “Güvenlik garantisi [tartışmasında] kritik olan, bu garantilerin esasen onları destekleyebilecek ülkeler tarafından sağlanması gerektiğidir,” dedi.
Bir Fransız yetkili görüşmelerin sonucunu tahmin etmenin zor olduğunu söyledi. Yetkili, “Bu, Ukrayna’nın güvenliği için uzun vadede taahhütte bulunmak isteyen ve bulunabilecek tüm müttefiklerin meselesi olacak. Güvenlik garantileri mümkün olduğunca güçlü olmalı … ve Rusya üzerinde hem doğrudan hem de caydırıcı bir etkiye sahip olmalıdır,” ifadelerini kullandı.
Fransız lider Macron, Ukrayna’nın NATO üyeliği yolunun desteklediğini söylerken, Polonyalı mevkidaşı Duda Ukrayna’nın NATO’ya gelecekteki katılımına ilişkin ‘gerçek bir perspektifin olması gerektiğini’ savunuyor.