Avrupa
Almanya’da ‘askeri Keynesçilik’ dönemi

Avrupa’da düşen yeni yatırımlar ve kârlılığı artırmanın yolu olarak askeri harcamalara odaklanan bir “askeri Keynesçilik” dönemi başlamış gibi görünüyor.
Alman iktisatçı Lucas Zeise, junge Welt (jW) gazetesinde yayınlanan analizinde, “askeri” veya “savunma” Keynesçiliği fikrinin, “yaygın ve sivil” Keynesçilikten daha eski olduğuna işaret ediyor.
Zeise’nin, John Maynard Keynes’in biyografi yazarı ve İngiliz Lordlar Kamarası’ndaki “az sayıdaki mantıklı seslerden biri” olarak nitelendirdiği Robert Skidelsky de, geçen hafta bunu yineledi.
Zeise’nin aktardığına göre Skidelsky, askeri Keynesçiliğin, muhafazakârların kabul ettiği tek Keynesçilik biçimi olduğunu yazıyor ve Keynesçi siyasetin barışta değil, savaşta doğduğuna işaret ediyor.
Zeise, “Silahlanma ve savaş, ABD ve Büyük Britanya’da işsizliği ortadan kaldırdı. İkinci Dünya Savaşı sırasında ekonomik büyüme yıllık yüzde 17 idi,” diyor ve savaş sonrası Keynesçiliğinin de tipik biçiminin “askeri Keynesçilik” olduğunu savunuyor: 1950 ile 1970 arasında, ABD’nin askeri harcamaları federal hükümetin bütçesinin yarısını oluşturuyordu ve ABD’nin durumunda bu sadece silahlanma değil, özellikle Kore ve Vietnam’da “aktif savaşlar yürütmek”ti.
Alman iktisatçı: Sanayinin askerileşmesi felakete giden yoldur
Skidelsky’nin yorumlarının, yeni Alman hükümeti ve Keynesyen ekonomi politikalarını engellemek için 2009’da getirilen anayasal borç freninin kaldırılmasıyla tetiklendiğine işaret eden Zeise, eski Federal Meclis bileşimi ile bu kararın alındığı gün, jW’nin bunu “silah Keynesçiliği” olarak nitelendirdiğini hatırlatıyor.
CDU’lu Dışişleri Bakanı Johann Wadephul’un, ABD Başkanı Donald Trump’ın istediği gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde beşinin askeri harcamalara ayrılmasını savunduğunu aktaran jW yazarı, SPD’li Maliye Bakanı Lars Klingbeil’in, kendisini “yatırım bakanı” olarak tanımlamasına rağmen, 500 milyar avroluk özel fondan hangi altyapı projelerinin hükümet sözleşmeleriyle gerçekleştirileceğinden bahsetmediğinin altını çiziyor.
Öte yandan silahlanma için verilen borç yetkisinin aksine, altyapı fonundaki her proje için “ilave” bir yatırım olup olmadığına karar vermek amacıyla incelenecek. 2025 bütçesi ve “özel altyapı fonu”nu kuran yasa haziran ayında taslak haline getirilmeden bu yönde hiçbir adım atılmayacak.
Yani Zeise’ye göre, kamu alımları yoluyla “Keynesçi büyüme teşviki” savunma sektörü dışında gerçekleşmeyecek. Klingbeil ve koalisyon anlaşmasında belirtildiği gibi, bu “finansmana tabi” olacak.
Dolayısıyla, Zeise’ye göre, Klingbeil ve Merz sadece “yatırım teşviki”ni belirtti. Bu, şirketlerin vergi amaçlı olarak cari yıl içinde yaptıkları yatırımların yüzde 30’unu amorti etmelerine izin vererek, vergi sonrası kârlarını artırmalarına olanak tanıyor.
Mevcut durumda, bu tür genişleme yatırımları sadece silah sektöründeki kapasiteyi artırmaya hizmet ediyor. Bu nedenle, Zeise’ye göre Almanya, “muhafazakârlar” tarafından tolere edilen ve “sivil unsurlardan arındırılmış”, Keynes öncesi bir askeri Keynesçiliğe” ulaşmış durumda.