Perşembe günü yayınlanan bir araştırmaya göre, dünya genelinde inşa edilmekte olan büyük rüzgâr ve güneş enerjisi santrallerinin neredeyse üçte ikisi, artan yenilenebilir enerji kapasitesinin kömürün üretim payını yeni düşük seviyelere çektiği Çin’de bulunuyor.
ABD merkezli düşünce kuruluşu Global Energy Monitor (GEM) tarafından hazırlanan rapora göre Çin, 339 gigawatt (GW) gücünde şebeke ölçekli rüzgar ve güneş enerjisi santrali inşa ediyor; bu da küresel toplamın %64’üne denk geliyor. Bu rakam, 40 GW ile ikinci sırada yer alan ABD’nin proje hattının sekiz katından fazla.
Raporun yazarları, Çin’in bu hızının, 2030 yılı sonuna kadar yenilenebilir kapasiteyi üç katına çıkarma yönündeki küresel hedefi, daha fazla hidroelektrik olmadan bile “ulaşılabilir” hale getirdiğini belirterek, Çin’i gelecek yıl BM’ye verdiği iklim taahhütlerindeki hedeflerini yükseltmeye çağırdı.
Sidney merkezli düşünce kuruluşu Climate Energy Finance geçen hafta yaptığı açıklamada, Pekin’in bu ay itibariyle 1.200 GW rüzgar ve güneş enerjisi kurmaya yönelik kendi 2030 hedefine altı yıl erken ulaşma yolunda olduğunu söyledi.
GEM araştırma analisti Aiqun Yu, yenilenebilir enerji kaynaklarındaki patlamayı absorbe etmenin Çin’in kömür merkezli şebekesi için bir zorluk olmaya devam ettiğini ve iletim hatlarının daha hızlı geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
Yine Carbon Brief tarafından perşembe günü yayınlanan ayrı bir analize göre, yeni kapasite yenilenebilir enerji üretimini son zamanlarda rekor seviyelere taşıdı.
Asia Society Policy Institute kıdemli araştırmacısı Lauri Myllyvirta tarafından yapılan analize göre, Çin mayıs ayında elektriğinin %53’ünü kömürden üreterek rekor bir düşüş yaşarken, %44’lük rekor bir oran fosil olmayan yakıt kaynaklarından geldi. Kömürün payı Mayıs 2023’te %60’tan düştü.
Çin’in büyük miktarlarda yeni kapasite eklemesiyle güneş enerjisi mayıs ayında elektrik üretiminin %12’sine, rüzgar ise %11’ine yükseldi. Fosil yakıt dışı enerjinin geri kalanını %15 ile hidroelektrik, %5 ile nükleer ve %2 ile biyokütle oluşturdu.
Artan yenilenebilir enerji üretimi, Çin’in toplam emisyonlarının yaklaşık %40’ını oluşturan enerji sektöründen kaynaklanan karbondioksit emisyonlarının mayıs ayında %3,6 oranında düşmesine yol açtı.
Myllyvirta, “Mevcut hızlı rüzgar ve güneş enerjisi kullanımı devam ederse, Çin’in CO2 üretiminin düşmeye devam etmesi ve 2023’ün ülkenin emisyonları için zirve yıl olması muhtemeldir” diye yazdı.
Myllyvirta’nın analizine göre güneş enerjisi üretimi mayıs ayında bir önceki yıla göre %78’lik rekor bir artışla 94 terrawatt saate (TWh) ulaştı.
Çin Ulusal İstatistik Bürosu’nun verileri %29’luk bir artış gösteriyordu, ancak bu rakam çatılardaki güneş panellerini içermiyordu ve bu nedenle güneşten elde edilen elektriğin yaklaşık yarısını kaçırıyordu.
Yeni analiz, enerji üretim kapasitesi verilerini ve bir endüstri birliği olan Çin Elektrik Konseyi’nden alınan kullanım rakamlarını kullanarak rüzgar ve güneş enerjisi üretimini hesapladı.
Rüzgâr enerjisi üretimi bir önceki yıla göre %5 artarak 83 TWh’ye ulaşırken, kapasitedeki %21’lik artış, rüzgâr koşullarındaki değişkenlikler nedeniyle daha düşük kullanımla dengelendi. Hidroelektrik enerji üretimi, hidroelektrik enerjinin kuraklıktan etkilendiği geçen yıla göre %39 arttı.
Toplam elektrik talebi yıllık bazda %7,2 artarken, gaz yakıtlı üretim %16, kömürden elektrik üretimi ise %3,7 düştü.
