GÖRÜŞ

Çin-Orta Asya Zirvesi: Çin için büyük, dünya için küçük bir adım

Yayınlanma

Çin, ilk Çin-Orta Asya Zirvesi’ne başarıyla ev sahipliği yaptı. Bu zirveden önce Çin ve Orta Asya ülkeleri arasındaki işbirliği her zaman Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) yapısal çerçevesi altındaydı ve Rusya da ŞİÖ’nün bir parçasıydı. Bu kez Rusya’nın katılımı olmadan, kendisi için büyük bir adım atarak Çin bölgeyle yeni bir ilişkilenme düzeyine ulaştı. Ancak hala birçok zorluk var ve bölgesel işbirliği modelinin dünyanın diğer bölgelerinde uygulanması zor.

Güvenlik: Rusya hala kilit konumda

Bölgenin siyasi güvenliği, ilgili her ülke için hassas bir konu. ABD, askeri ve istihbarat ağını Rusya’nın yumuşak karnına ve Çin’in Sincan eyaletine yakın tutarak bölgedeki ayrılıkçılık ve terör faaliyetlerini kışkırtmaya çalıştı. Bölgede buna karşı koymaya çalışan tüm hükümetler ‘renkli devrimler’in hedefi olma riskiyle karşı karşıya kaldı. Öte yandan Rusya da bölgede kendi düzenini korumaya çalıştı.

Şimdi ise Çin ilk kez bölgesel düzeyde kendi siyasi güvenlik gündemini ön plana çıkarıyor. Örneğin, Çin’in Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği’yle (ASEAN) uzun bir çalışma geçmişi var. Uyuşturucuyla mücadele operasyonlarında Güneydoğu Asya ülkeleriyle yakın işbirliği içinde çalıştı ve ulusötesi mali suçlarla mücadele etti. Bu çalışma ilişkisi boyunca Çin, politikaları konusunda hep muğlak davrandı. ÇKP liderleri ABD’nin bu bölgeye sızmasından kesinlikle endişe duyuyorlardı. Çinli yetkililer Vietnam’daki mevkidaşlarıyla ‘renkli devrim’ hakkında görüşürlerdi, ancak bu görüşmeler nadiren kamuoyuna açıklanırdı. İlginçtir ki, Çin ve Vietnam’ın geçtiğimiz Kasım ayında yayınladıkları ortak bildiride ‘barışçıl evrimin ve renkli devrimin önlenmesi’nden bahsediliyordu. Bu, Çin-Orta Asya Zirvesi sırasında bir şekilde teyit edilen daha güçlü bir siyasi pozisyonun habercisi.

Ancak, 2022’deki Kazakistan ayaklanması gibi olağanüstü bir durum tekrar yaşanırsa, sadece Rusya, Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü adına ayaklanma bölgesine asker gönderebiliyor. ŞİÖ de teröristleri, ayrılıkçıları ve aşırılık yanlılarını ezmek için ortak tatbikatlar düzenledi. Aslında ,aynı beceriler silahlı isyancıların bastırılmasında da yardımcı olabilir. Bununla birlikte, Çin’in uzun menzilli askeri konuşlandırma konusunda çok az deneyimi var. Her ne kadar Y-20 nakliye araçları Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun bunu yapmasına imkan verse de, değerli hızlı müdahale güçleri Tayvan adasıyla yeniden birleşme için ayrılmıştı. Kilit faktör ise Rusya’nın Orta Asya’yı kendi etki alanı içinde tutma hırsı.

Karşılıklı güven ve yeni bir büyük güç ilişkisi modeli

Bazı Ruslar kesinlikle hala gizlice endişeleniyor. Ancak Çinlilere güvenmekten başka seçenek yok. Rusya, Uzak Doğu’dan Orta Asya’ya kadar Çin’in gelişimi konusunda her zaman tetikte olmuştur.

Rusların endişelenmesi için pek çok ‘neden’ vardı. Bazı Rus elitleri Çin’in emperyalist bir imparatorluk gibi genişleyecek merkezi bir krallık olduğuna inanıyordu. Ya da Çin o kadar büyük bir nüfusa sahipti ki Rusya’nın Sibiryası gibi diğer bölgeleri kolonileştirmek zorundaydı. Ya da Çin yüksek teknolojiye sahip değildi ve Rusya kurnaz tüccarlardan hiçbir şey elde edemezdi. Ya da Çin de SSCB gibi kısa sürede çökecekti. Aslında bazı Rus elitleri, Çin hakkındaki yanlış fikirlerini Batı’yla paylaştılar.

Neyse ki ve özellikle Rusya için, Çin gerçek, daha doğrusu faydalı bir yoldaş olduğunu kanıtladı. Rusya’nın ekonomik dönüşümünün başarısızlığı, Doğu’nun sanayileşmiş gücüne karşı keskin bir tezat oluşturdu. Karşılıklı güven, karşılıklı ihtiyaçtan doğar. Nihayetinde, Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışma süreci hızlandırdı.

Orta Asya’da Ruslar çatışmadan önce bile tek başlarına bölge ekonomisini canlandıramayacaklarını fark ettiler. Bu nedenle, Avrasya Ekonomik Birliği zaten Bir Kuşak Bir Yol projeleriyle işbirliği yapıyordu.

Karşılıklı birbirine güvenen iki güçten biri bölgenin güvenliğine hükmederken, diğeri ekonomi ve altyapı projelerini ilerletiyor. Bu, diğer ülkelerle birlikte bir bölgede ‘Yeni Büyük Güç İlişkisi Modeli’ için ideal bir düzenleme olabilir.

Önümüzdeki zorluklar

Gözlemciler Rusya ve Çin arasındaki romantizme ve oyuna kapılmamalıdır. Bölgedeki halkların ihtiyaçları öncelikli olarak ele alınmalıdır. Ancak, kısa sürede dramatik değişimler bekleyenler hayal kırıklığına uğrayabilir.

26 milyar yuanlık destek büyük bir meblağ, ancak pek çok kilit projeden sadece birkaçını finanse edebilir. Bu para ne Orta Asya’nın dünyanın geri kalanıyla olan zayıf bağlantısını tamamen değiştirecek ne de bölgenin sanayileşme kapasitesini bir gecede arttıracak. Daha iyi bir altyapı herkes için kolaylık sağlayacak, ancak ekonomik fayda bazen hemen ortaya çıkmayabilir.

Dolayısıyla, Orta Asya önümüzdeki on yıl içinde yüksek bir büyüme oranına sahip olsa bile, bölge dünya için nefes kesici bir model haline gelmeyecek. Güneydoğu Asya gelişmekte olan ülkeler olarak daha aktif ve cazip olacak ve zengin Suudilerin dramatik reformu daha çok dikkat çekecek.

Siyasi istikrar kalkınma için bir ön koşuldur. Ancak Orta Asya ülkeleri, Rusya ve Çin’in karşılıklı güvene dayalı jeopolitik modeli başka bir yerde tekrarlanamaz. Birbirine güvenmeyen güçler arasında ip üzerinde cambazlık yapmak genellikle hakim eğilimdir.

Pek çok insan kendi bölgeleri için yönetişim ve kalkınma çözümleri arıyor. Ancak Orta Asya’daki ilerleme dünya için küçük bir adım ve önemli bir referans olarak görülmeyebilir.

Son olarak, kültürel iletişim konusunda bir ikilem söz konusu. Çin’in sınır bölgelerinde yaşayan azınlıklar Orta Asya ülkeleriyle benzer kültürleri paylaşıyor ve bu ülkelerle daha yakın kültürel bağlara sahip olabilirler. Kültürel iletişim çok hızlı ilerlerse, ABD tarafından desteklenen ayrılıkçılar için boşluklar oluşabilir ve bazı Rusları üzen tehlike çanları çalabilir.

Tarihi sonuç

Tarihi açıdan bakıldığında, Çin’in Orta Asya’ya doğru nüfuzunu genişletmesi, bu ülkenin yeni teknolojilerin yardımıyla gücünü yeniden canlandırmasının doğal bir sürecidir.

Ancak yeni teknolojilerin kendi sınırları var. Gelişmiş demiryolları, bağlantıda olmayı ve Çin’in proje yapma yeteneğini artırıyor, ancak bunların yapımı ve bakımı da maliyetli.

Çin, Han ve Tang hanedanlığı dönemine kıyasla şimdi çok daha uzağa ulaşabiliyor. Asıl soru şu: Diğer güçlerle çatışmak için böyle bir yükü taşımaya ya da bu kadar büyük riskler almaya ihtiyacı var mı? İnsanlık tarihi, güçlerin yükselmesi, genişlemesi, aşırı gerilmesi, geri tepmesi ve çoğu durumda nihayetinde çökmesi gibi basit bir sürece indirgenebilir. Bu tarihi dersleri akıllarının bir köşesinde tutan Çin liderleri bu tür hatalara düşmeyecekler.

Bir Kuşak Bir Yol projesi, Çin’in yol üzerindeki tüm ülkelerle işbirliği yapacağı bir kalkınma girişimi. Çin, fetihçi Kara Gücü’nü yeniden canlandırmak yerine dünyayı bu şekilde değiştirmek istiyor. Her ne kadar bu süreç yavaş işleyecek ve sabır gerektirecek olsa da Orta Asya bu yolda kesinlikle önemli bir bölge ve bu bağlamda Çin-Orta Asya Zirvesi pek çok küçük adımdan sadece biri.

Çok Okunanlar

Exit mobile version