ASYA

Çin, Ukrayna’da hala arabulucu olarak rol oynayabilir mi?

Yayınlanma

ABD’li ve Rus yetkililer Ukrayna konusundaki ilk görüşmelerini bu hafta Suudi Arabistan’da, Kiev ve Avrupalı temsilcilerin dışlandığı bir toplantıda gerçekleştirdiler ve bu da kıta genelinde Donald Trump’ın Vladimir Putin ile bir anlaşma umuduyla Ukrayna’nın çıkarlarını feda etmeye istekli olabileceğine dair korkuları artırdı.

Savaş boyunca kendisini bir arabulucu olarak konumlandıran Çin, ABD-Rusya görüşmelerini görmekten mutlu olduğunu söyledi ancak tüm paydaşların müzakerelere dahil olması gerektiğini de ekledi. Trump ayrıca Çin’in savaşı sona erdirmede bir rol oynayabileceğini söyledi ancak bunun nasıl olacağını açıklamadı.

Pekin’in herhangi bir barış anlaşması için güvenlik garantileri sağlamaya istekli olduğu ve barışı koruma rolü istediği düşünülüyor, ancak taahhüdünün kapsamı ve Ukrayna ve Rusya’nın Çin’in katılımını kabul edip etmeyeceği konusunda soru işaretleri var.

Salı günü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısında Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Pekin’in daha önceki bir dizi çabasının ardından Çin’in barışı teşvik etmek için Küresel Güney ülkeleriyle birlikte çalışmaya devam edeceğini söyledi.

‘Ya masadasındır ya da menüde’

Washington merkezli bir düşünce kuruluşu olan Stimson Centre’da Çin programı direktörü olan Yun Sun şu değerlendirmeyi yaptı: “Çin’de, Ukrayna ve Avrupa’da müzakerelerin kendileri için ne anlama geldiği konusunda büyük bir endişe olduğunu tahmin ediyorum. Ne demişlerdi: ‘Ya masadasınızdır ya da menüde’.”

Çatışmanın ilk aşamalarında Batılı ülkeler Rusya üzerindeki nüfuzunu kullanması için Çin’e baskı yapmıştı, ancak Pekin Rusya ile ortaklığını bu baskılara feda etmedi. Öte yandan hem Ukrayna hem de Rusya ile görüşerek arabuluculuk rolü üstlenmek istediğini defalarca kez dile getirdi.

Johns Hopkins İleri Uluslararası Çalışmalar Okulu’nda Çin ve Rusya dış politikası uzmanı olan Sergey Radchenko, South China Morning Post’a yaptığı değerlendirmede, geçmişteki arabuluculuk çabaları göz önüne alındığında Çin’in “ateşkesi memnuniyetle karşılamasını beklediğini” söyledi.

“Eğer bu görüşmelere dahil olsaydı, elbette sadece bir gözlemci olarak değil, kilit bir oyuncu olarak dahil olmak isterdi. Trump yönetiminin bu rolü Çin’e kolayca devredeceğini sanmıyorum. Trump bu işi tek başına yürütmek istiyor,” diye ekledi.

Çin’in katılımının “başarılı bir sonuç” için gerekli olacağını düşündüğünü ve Pekin’in “Çin’in şanlı görünmesini sağlayacağı ve barış anlaşmalarına sponsor olma konusundaki önceki ilgisiyle uyumlu olacağı” için dahil olmak isteyebileceğini söyledi.

Wall Street Journal geçen hafta Çin’in Trump ekibiyle temasa geçerek Putin’le görüşmelere ev sahipliği yapmanın yanı sıra bir anlaşmaya garantör olma ve barış gücü gönderme fikrini ortaya atığını bildirmişti.

Beyaz Saray Çin’in teklifini alıp almadığını doğrulamadı ancak böyle bir teklifin “uygulanabilir olmadığını” söyledi.

Bu arada The Economist, ABD’li yetkililerin Brezilya ya da Çin gibi Avrupalı olmayan ülkelerin de bir barış gücüne katkıda bulunmasını önerdiklerini bildirdi. Pekin’deki dışişleri bakanlığı salı günü bu olasılık sorulduğunda yorum yapmayı reddetti.

Pekin’deki Renmin Üniversitesi’nde Avrupa işleri uzmanı olan Wang Yiwe, South China Morning Post’a yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Çin olmadan bunu yapamazlar… Ukrayna için güvenlik garantisini nasıl sağlayacaksınız? Avrupa şu anda Trump ve Putin’e karşı son derece güvensiz. Ve eğer Çin birlikleri konuşlandırılırsa Rusya’yı caydırabilirler.”

Berlin’deki Londra Üniversitesi Forward College’da Çin-Rusya ilişkileri uzmanı olan Bjorn Alexander Duben ise, “Uzun yıllar boyunca Avrupa-Amerikan ittifakında çatlaklar bulmaya ve bunlardan yararlanmaya çalışan Çin yönetimi, Trump’ın söylem ve davranışları NATO içinde büyük bölünmelere yol açarken artık arkasına yaslanıp oturabilir” dedi.

South China Morning Post’a konuşan Duben, Çin’in barışı koruma güçlerini konuşlandırmayı kabul etmek gibi önemli bir rol isteyeceğini düşünmediğini, ancak “uluslararası bir barış yapıcı olarak itibarını yükseltmeyi” ve “kendisini mutlaka bir sorumluluk pozisyonuna sokmayan bir tür destekleyici rolü benimsemeyi” tercih edeceğini söyledi.

Pekin’deki bir düşünce kuruluşu olan Çin ve Küreselleşme Merkezi’nin başkan yardımcısı Victor Gao, Çin’in “kesinlikle görüşmeleri teşvik edeceğini” vurguladı.

Gao sözlerine şöyle devam etti: “Aslında bu konuları görüşmek üzere Suudi Arabistan’a gitmek yerine Çin’in Trump, Başkan Putin ve Zelenski’yi Pekin’de ağırlaması daha iyi olurdu. Avrupa ülkelerinin liderleri de Pekin’e davet edilebilirdi.”

Rusya, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in mayıs ayında Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin 80. yıldönümü münasebetiyle Moskova’ya geleceğini açıkladı. ABD Başkanı da davet edildi ancak gidip gitmeyeceği konusunda bir açıklama yapmadı.

Çok Okunanlar

Exit mobile version