İki taraf salı günü yaptıkları açıklamada, Çin ve Vatikan’ın Çinli piskoposların atanmasına ilişkin bir anlaşmayı uzatma konusunda mutabık kaldıklarını belirtti.
Çin dışişleri bakanlığı sözcüsü Lin Jian Pekin’de düzenlediği olağan basın brifinginde her iki tarafın da “dostane istişareler” sonrasında anlaşmayı dört yıl uzatma kararı aldığını söyledi.
Lin, “İki taraf yapıcı bir ruhla görüşmeleri sürdürecek ve Çin-Vatikan ilişkilerinin gelişmesini teşvik etmeye devam edecek” dedi.
Vatikan ayrıca, “Çin’deki Katolik Kilisesi ve bir bütün olarak Çin halkının yararı için” Çin ile “saygılı ve yapıcı diyaloğu ilerletmeye kararlı olduğunu” söyledi.
Anlaşmaya 2018 yılında varıldı ve o zamandan beri 2020 ve 2022 yıllarında yenilendi.
Anlaşma, Çinli yetkililere ve Pekin’in onayladığı kiliselere, Papa’nın değerlendirmesi için Vatikan tarafından incelenmeden önce bir aday havuzu belirleme yetkisi veriyor.
Teorik olarak bu, Çinli piskoposların seçiminde son sözün hala Papa’ya ait olduğu anlamına geliyor. Ancak anlaşmanın özel şartları hiçbir zaman kamuoyuna açıklanmadı.
Anlaşma, 1958 yılında anakara yetkililerinin Papa’nın onayı olmadan iki piskoposu atamasıyla başlayan Vatikan ile Pekin arasındaki 60 yıllık çekişmeyi sona erdirdi.
2018 anlaşması uyarınca Papa, Pekin tarafından ilk kez Çin de dahil olmak üzere Roma Katolik Kilisesi’nin evrensel başı olarak tanındı.
Çin’de, din adamları Komünist Parti tarafından seçilen ve hükümet tarafından yönetilen bir dernek ile Vatikan’a bağlılık yemini eden bir kilise arasında bölünmüş tahmini 12 milyon Katolik bulunuyor.
Anlaşmayı destekleyenler bunun iki kilisenin birleşmesine yardımcı olacağını söylerken, anlaşmayı eleştirenler, bazıları Roma’ya sadık kaldıkları için uzun hapis cezalarına çarptırılan anakaradaki yeraltı kilisesinin uzun süredir acı çeken üyelerini “sattığını” söyledi.
Papa Francis de Katolik Kilisesi içinden – bazı kardinaller de dahil olmak üzere – komünist bir devletle otoriteyi paylaştığı için eleştirilere maruz kaldı.
Çin ve Vatikan’ın anlaşmayı yenilemeyi düşündüğü 2020 yılında, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Papa Fransuva’yı ülkedeki insan hakları ihlallerine ve zulme karşı konuşmaya çağırmıştı.
Bu yılın mayıs ayında Vatikan Dışişleri Bakanı Kardinal Pietro Parolin, bir asır önce Şanghay’da yapılan ve Çin’deki yabancı misyonerlerin yerel kilise liderlerine yol vermesi gerektiğini teyit eden Concilium Sinense’nin yüzüncü yıldönümü münasebetiyle düzenlenen bir etkinlikte Şanghay Piskoposu Joseph Shen Bin’i ağırladı.
Pekin ile resmi diplomatik ilişkileri bulunmayan Vatikan, Çin anakarasında kalıcı bir ofis kurmayı umduğunu söyledi. Pekin ise ilişkilerde “sürekli bir iyileşme” görmeyi umduğunu ifade etti.