DÜNYA BASINI

Çip sarsıntısı

Yayınlanma

Amerika Çin’i, bugüne kadar benzeri görülmemiş biçimde, yüksek teknoloji akışını kesmekle tehdit ediyor. Ta Almanya’ya kadar ulaşabilecek şok dalgalarından korkuluyor.

Almanya’nın Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinde ABD’nin Çin’e yönelik ‘yüksek teknoloji’ yaptırımlarını ve yarattığı etkileri tartışan ‘Çip Sarsıntısı’ başlıklı makaleyi dikkatinize sunuyoruz:

Amerika Birleşik Devletleri, kendisinin tarihi bir dönüm noktasında olduğunu düşünüyor. Amerikan hükümetine göre, diğer süper güç olan Çin ile rekabetin nasıl gelişeceğine önümüzdeki yıllarda karar verilecek.

Başkan Joe Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, geçen hafta yaptığı bir açılış konuşmasında, Amerika’nın Çin’le olan yarışı kazanmak ve Çin’in liberal olmayan vizyonunu yaymasını durdurmak için iyi konumlandığını ve bunda kararlı olduğunu söyledi. Sullivan’a göre, Çin, uluslararası düzeni kendi uygun gördüğü şekilde yeniden şekillendirme niyeti olan tek süper güçtür ve bunu yapma kapasitesi giderek artmaktadır.

Çin ile rekabette en önemli silah, yerli üretime dayalı yüksek teknolojidir. Amerikalılar, eski anlayışları rafa kaldıran yeni sanayi politikasının stratejik önemini şöyle gerekçelendiriyor: Geri durmak artık çağa uygun değil. Sullivan, “Evimizde, ekonomik gücümüze ve teknolojik liderliğimize yatırım yaparak modern bir endüstri ve inovasyon stratejisi izliyoruz. Bu, dünyadaki gücümüzün en derin kaynağı” diye anlatıyor.

Mikroçipler söz konusu olduğunda Amerika’nın jeostratejik vizyonu, son derece hassas yarı iletken teknolojisinin Çin’e ihracatı üzerindeki kısıtlamalarla, artık daha somut hale geliyor. ABD, Çin’i askeri kullanım bulabilecek yüksek performanslı çiplerden uzaklaştırmaya çalışıyor. Bu, genel olarak yüksek teknoloji ve özel olarak mikroçiplerin yerli üretimi ve geliştirilmesi için benzersiz bir sübvansiyon programı ile tamamlanmaktadır.

Yeni kısıtlamalar aynı zamanda Amerikan hükümetinin, Amerikan teknoloji endüstrisinin Çin ile olan rekabette kayıplara uğraması konusunda istekli olduğunun da altını çiziyor. Ticaret kısıtlamaları alışılmadık derecede yayıldı ve yarı iletken üretim ekipmanlarının yanı sıra yüksek performanslı çipleri de etkilemeye başladı. Hatta Çin fabrikalarında çalışan ve orada çip geliştirmeyi ve üretimini destekleyen Amerikalılar üzerinde de kısıtlamalar var.

Intel ve Nvidia olumsuz etkilendi

(Kısıtlamaların) etkileri hemen hissedilmeye başladı. Basında çıkan haberlere göre, Çinli en büyük bellek çipi üreticisi Yangtze Memory Technologies’e Amerikalı tedarikçilerden çalışan göçü başladı. Talaş fabrikalarına ekipman tedarik eden Applied Materials, KLA ve Lam Research gibi şirketler de personel çıkarmaya başladı.

Dünyanın en büyük yarı iletken imalat makineleri üreticilerinden biri olan Applied Materials, kısıtlamaların mevcut mali çeyrekte yaklaşık 400 milyon dolar ve sonraki çeyrekte de benzer bir gelire mal olacağı konusunda uyardı.

Yüzde 27’lik satış payıyla Çin, şirket için ana vatanı olan Amerika’dan çok daha fazla öneme sahip. Hatta Çin şirket için en önemli pazar. Ancak, buradaki satışların büyük bir kısmı, kısıtlamalardan muaf olması muhtemel olan Çinli olmayan müşterilerle gerçekleştiriliyor. Hollandalı yarı iletken şirketi ASML de duruma tepki gösterdi.

Bank of America analisti Vivek Arya, düzenlemelerin akıllı telefonlar, kişisel bilgisayarlar veya video oyun konsollarındaki yarı iletkenleri değil, yüksek performanslı çipleri hedeflediğine dikkat çekiyor. Bu nedenle, Amerikan şirketlerinin yaklaşık yüzde 5’lik yönetilebilir ölçüdeki bir kısmının etkileneceğini kaydediyor.

Analist, kısıtlamaların etkilerini hissedebilecek yarı iletken şirketlere Intel ve Nvidia’yı örnek gösteriyor. Hatta Çin’li Yangtze gibi rakipler zayıflatılırsa, Amerikalı bellek çipi üreticisi Micron gibi şirketler bundan faydalanabilirler.

Amerika, tüm kararlılığına rağmen, hukuki pragmatizmiyle de tanınır. Kağıt üzerinde her şey gerçekte olduğundan daha katı görünüyor. Çin’in çip endüstrisinin umutlandığı unsur da budur. Pekin analiz firması Gavekal Dragonomics’ten Dan Wang, yeni kuralların “kesinlikle Çin çip endüstrisini etkileyeceğini” söylüyor. Ancak ne kadar kötüye gideceği ancak önümüzdeki aylarda ortaya çıkacak.

Sonunda yasak, en büyük müşterileri olan Çin’i kaybetme tehdidiyle karşı karşıya olan Amerikalı üreticileri de vuracak. 2021’de dünyada üretilen tüm çiplerin dörtte üçü, yarı iletkenlerin yalnızca yüzde 15’inin üretildiği Orta Krallık’taki (Çin) müşterilere gitti. Gözlemci Dan Wang’a göre, geçmişte olduğu gibi Intel artık yaptırımları atlatmanın yollarını bulabilir; örneğin yabancı yan kuruluşlar aracılığıyla veya çiplerde Amerikan yapımı bileşenler olmadan üretim yapabilirler.

Çin hoşgörü bekliyor

Çin’de, Amerikalı üreticiler için satış kaybı tehdidi göz önüne alındığında, Washington’daki hükümetin başarısız olabileceği ve yaptırımları hafifletebileceği umudu dile getiriliyor. Kasım ayının sonunda Bali’deki G-20 zirvesinden önce, Başkan Joe Biden, Çin’i Amerikan yüksek teknolojisinden daha da fazla mahrum bırakmakla tehdit ederek, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in “ortağı” Vladimir Putin’e karşı daha sert bir duruş sergilemesi için baskıyı artırmak isteyebilir.

Çin’in en büyük çip üreticisi SMIC’nin hisse fiyatı, yeni yaptırım haberlerinin ardından Hong Kong borsasında yüzde 12 düştü. Grup, Çin’in küresel çip endüstrisindeki muazzam açığını simgeliyor. SMIC, 14 nanometre boyutunda çipler üretirken diğer rakipler Tayvan ve Kore, uzun süredir 5 ve 3 nanometre boyutlarında çok daha güçlü çipler üretiyor.

Baidu, Alibaba veya Bytedance gibi Çinli internet devleri, eğer Amerikan çiplerine ulaşamazsa, bu öncelikle yapay zeka alanındaki gelişmelerini yavaşlatacaktır. Daha önceden sadece Çinli akıllı telefon üreticisi Huawei için geçerli olan kural, Washington’dan gelen yeni talimatlarla değişti. Artık Amerikan çip teknolojisi 28 Çinli şirkete (yaptırım listesindeki) satılamayacak.

Pekin güçsüz değil ve yeni yaptırımlara misilleme ile yanıt verebilir. Ancak analist Dan Wang, Çin hükümetinin kısa vadede kendisini geri planda tutacağına inanıyor. Şimdiye kadar Pekin, daha fazla Amerikalı üreticiyi Çin’e yatırım yapmaya ikna etmeye odaklandı ve böylece Uzak Doğu’daki en büyük müşteriye karşı yaptırımlarda aşırıya kaçmamaları için Washington’daki “şahinler” üzerindeki baskıyı artırdı.

Bununla birlikte partinin (ÇKP), Çin’in, ABD’nin önceki teknolojik liderliğini yakalayabilecek kendi yapay zekasını geliştirmesi konusunda, Amerika’nın Çin’i yavaşlatmak istediğine dair hiçbir yanılsaması yok. Pekin, ABD’nin Çin rekabetinin ”diz kapağını vurma” girişimlerine ”er ya da geç karşılık verebilir”, örneğin Apple’ı, gelecek vaat eden Çin pazarında kısıtlayabilir.

Amerikan yaptırımlarını bu kadar karmaşık yapan şey, küresel işbölümünde aşırı bir şekilde organize olan teknoloji endüstrisinin yapısıdır. Bu değer zincirini bozmak Amerika için bile maliyetlidir. Bu nedenle,  Doğu Asya’daki önemli yarı iletken üreticilerinin yönetici katlarında, en azından dış dünyaya karşı temkinli bir gevşeme var. Güney Kore’deki SK Hynix ve ayrıca Tayvan Yarı İletken Üretim Şirketi (TSMC), Washington’daki Ticaret Bakanlığı’ndan özel bir lisans olmaksızın bir yıllığına yarı iletken tesisleri için ekipman ve makineleri Çin’e ithal etmek için zaten izin aldı. Basında çıkan haberlere göre, Amerikalılar Samsung Electronics’e geçici bir özel izin de verdiler. Ancak Samsung, süreç hakkında şu ana kadar halka açık bir yorumda bulunmadı. Muafiyet izniyle, KLA gibi Amerikan şirketlerinden SK Hynix’e yapılan teslimatlara da izin verilmeye devam edilmelidir. Muafiyet sona erdikten sonra işlerin nasıl devam edeceği ise belli değil. Amerika’nın muafiyetler sebebiyle Güney Kore ve Tayvan’ı kızdırmak istemediğine dair spekülasyonlar var. Washington’daki hükümet de Amerikan ekonomisini olumsuz sonuçlardan korumakla ilgileniyor.

Apple için de risk var

Buna örnek (Apple) bellek çipleridir. Güney Koreli Samsung Electronics ve SK Hynix firmaları dünya pazarında geçici DRAM bellek piyasasının %70’ini ve kalıcı NAND bellek piyasasının da %50’den fazlasını kapsıyor. Elektronik bellek modülleri, diğer şeylerin yanı sıra her akıllı telefonda ve her bilgisayarda bulunabilir. Amerikan ihracat düzenlemeleri sonucunda bu pazarlarda aksaklıklar olsaydı bu Apple gibi Amerikan şirketlerini de etkilerdi.

Samsung, NAND bellek öğelerinin %30’undan fazlasını Çin’in Xian kentinde üretiyor. SK Hynix, DRAM belleğinin yüzde 40’ından fazlasını Wuxi’de üretiyor ve Intel’in Çin’deki NAND bellek işini satın alma sürecinde. Olağanüstü durumlarda, Çin’deki Güney Koreli şirketlerin üretimi başarısız olursa, ancak Micron gibi Amerikalı rakipler tarafından yalnızca kısmen dengelenebilir.

Dünyanın en büyük fason yarı iletken üreticisi olan Taiwan Semiconductor Manufacturing Company, ihracat düzenlemelerinin sonuçlarını gösteren başka bir örnektir. TSMC başkanı C.C. Wei, ihracat düzenlemesinin sonuçlarının “sınırlı ve yönetilebilir” olduğunu söylüyor. Şirket, Çin’in Nanjing kentindeki fabrikasında mikroçip üretimi için Amerikalılardan muafiyet aldı. Bu, fabrikadaki üretimin genişlemesinin devam edebileceği anlamına gelir.

TSMC Çin’in Nanjing kentinde 16 ve 28 nanometre boyutlarında yarı iletkenler üretiyor. Bu eski çipler ABD ihracat düzenlemelerine tabi değildir. Orada yaklaşık 14 nanometre ve daha az boyutlarda yüksek performanslı çipler var. TSMC bu tür modern çipleri Çin’de değil, Tayvan’da üretiyor ve gelecekte de Arizona’daki yeni fabrikasında üretecektir. İhracat düzenlemesinin TSMC gibi şirketler üzerindeki dolaylı etkileri şu anda pek tahmin edilemez.

Diğer büyük soru ise, Amerika’nın yeni jeostratejik vizyonunun Almanya gibi müttefikleri nasıl etkileyeceği. Almanya, Washington tarafından yaptırım rejimine zorlanılacak mı? Ve Almanya hala teknolojik olarak ayak uydurabilir mi? Federal hükümet şu anki gelişme konusunda çok endişeli. Ekonomi Bakanı Robert Habeck bu hafta Alman makine üreticilerine “çökmekte olan dünya ekonomisinin” büyük bir tehdit olduğunu söyledi.

Tehlike sadece Çin’den gelmiyor. Habeck, ABD hükümeti tarafından bu yıl hayata geçirilen enflasyonla mücadele programını “geleceğin teknolojisi için bariz bir sübvansiyon programı” olarak nitelendirdi. Habeck’e göre, 400 milyar doları aşacağı planlanan harcama, Almanya ve Avrupa’daki yatırımları engellemekle tehdit ediyor. Çip Yasası örneğinde olduğu gibi, bakanın (Habeck) da aklında bir Avrupa yanıtı var: “Büyük bir Avrupa yatırım paketine ihtiyacımız var.”

Çeviren: Gülçin Akkoç

Çok Okunanlar

Exit mobile version