Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Çin ziyareti dönüşünde ABD’ye karşı Avrupa Birliği’nin ‘stratejik özerkliğini’ savunduğu konuşması Avrupa’da Çin’le ilişkilere ve Washington’un ‘ayrışma’ politikasına dair tartışmaları alevlendirdi.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ay ortasında Çin’e yaptığı ziyaret öncesinde, bu tartışmalara değinerek, “[Çin ile] Ekonomik ayrışmada bir çıkarımız olmadığı açık, fakat tek taraflı bağımlılıkların risklerine daha sistematik bir şekilde bakmalı ve bunları azaltmalıyız,” ifadelerini kullanmıştı.
Baerbock Çin dönüşü Alman parlamentosunda yaptığı konuşmada ise, gezinin bazı bölümlerini ‘şok edici’ olarak nitelendirdi ve Pekin’in giderek bir ticaret ortağı ve rakipten ziyade “sistemik bir rakip” haline geldiğini söyledi.
Hem Avrupa da hem Almanya’da Çin’le ilişkilere dair tartışmalar devam ederken, Almanya’nın ve Avrupa’nın en önemli ticaret kentlerinden biri olan Düsseldorf’un Belediye Başkanı Dr. Stephan Keller 17 Nisan tarihinde Çin’e bir ziyarette bulundu.
Almanya’da siyasi farklılıklardan dolayı Çin’le ayrışmayı savunan bazı politikacıların aksine, Düsseldorf Belediye Başkanı Keller, bunu doğru bulmayan ve Çin’le karşılıklı fayda temelinde ilişkileri geliştirmeyi savunan isimlerden biri.
Şanghay, Shenzhen gibi büyük şehirlere ziyarette bulunan Dr. Stephan Keller ve ekibi aynı zamanda Düsseldorf ve Çin arasındaki işbirliğini genişletmek amacıyla çok sayıda görüşme de yaptı.
Dr. Stephan Keller bu önemli seyahatini ve Çin’le ilişkilere dair görüşlerini kendi sitesinde kaleme aldığı yazıyla ayrıntılı anlattı. Yazının tamamı şu şekilde:
Düsseldorf için Çin’de
Düsseldorf, dünyanın her yerindeki şirketler için çekicidir ve ben Düsseldorf’un en iyi uluslararası ticaret şehri olmasından dolayı gurur duyuyorum. Birçok Çinli şirketin de Düsseldorf’ta şubesi var ve Düsseldorf’taki birçok şirketin de Çin ile ticari bağları bulunuyor. Bu nedenle uzun karantina sürecinden sonra Düsseldorf-Çin ekonomik ilişkilerine dair fikir edinmek kişisel isteğim haline gelmişti.
İlk durak: Şanghay
Yolculuğumuz; ticaret fuarı (Messe Düsseldorf) müdürü Wolfram Diener, iş geliştirme departmanımız ve Düsseldorf Sanayi ve Ticaret Odası (İHK Düsseldorf) çalışanlarıyla birlikte Frankfurt Havalimanı’nda başladı. Şanghay Belediye Başkanı Gong Zheng ile yaptığım görüşmede Şanghay ve Düsseldorf arasında doğrudan uçuş bağlantısı hakkında konuşmak için bu yolculuğu bir fırsat olarak değerlendirdim. Şanghay 24 milyon nüfusuyla Çin’in en büyük şehri ve finans merkezi. Düsseldorf ve Şanghay arasındaki direkt uçuş bağlantısıyla, Şanghay Düsseldorf’a biraz daha yaklaşacak. Neler olacağını merak ediyorum ve umarım bir sonraki Çin gezimize Düsseldorf’tan başlayabiliriz.
Fuar alanımız Messe Düsseldorf’un bir ayağı şimdiden Şanghay’da. Çin’in üçüncü büyük fuar merkezi olan Şanghay Yeni Uluslararası Fuar Merkezi’nde (SNİEC) yer almaktadır. Şimdiye kadar çok başarılı olan bu ortaklığı genişletmeye devam etmek istiyoruz. Messe Düsseldorf ofisi Sinar Mas Plaza’da yer almakta ve bu bina dünyanın en büyük LED alanlarından birine sahiptir. Bina, geceleri gerçek “Düsseldorf görünümü” ile parlamaktadır. Şu ana kadar Çin’de başarılı şekilde faaliyet gösteren Düsseldorf şirketlerinin çok sayıda temsilcisiyle görüştük. Bunlar arasında Henkel, Rheinmetall ve Klüh gibi büyük Düsseldorf isimleri yer alıyor. Programımızın bir diğer önemli noktası da dünyanın dördüncü büyük bankası olan Bank of China’ya yaptığımız ziyaretti. Bu banka halihazırda Düsseldorf’ta şubesi bulunan Çinli şirketlerden biridir. Yapılan konuşma mevcut fırsatlar, riskler ve elbette daha fazla işbirliği ve yatırım fırsatları hakkındaydı. Görüşmeler sonrasında bir şey netlik kazandı: Çin, Alman ekonomisi için her iki yönde de önemli bir ticaret ortağıdır ve öyle kalacaktır. Düsseldorf şirketleri Çin pazarında çok başarılılar ve Çinli şirketler de Avrupa pazarına Düsseldorf’tan hizmet vermek konusunda çok ilgililer.
İkinci durak: Shenzhen
Şanghay’dan sonra Çin’in güneydoğusunda yer alan ve yenilenebilir enerjiler alanında en son teknolojilerle tanınan 18 milyonluk nüfusuyla genç bir metropol olan Shenzhen’e uçtuk. Botanik bahçesinde Shenzhen Belediye Başkanı Qin Weizhong ile iklim dostu olma (Klimaneutralität), mesleki eğitim ve ticaret fuarı işbirliğinin genişletilmesi hakkında konuştuk. Çünkü Messe Düsseldorf, Shenzhen’de de başarılı. Messe Düsseldorf, Adsale Exhibition Services (AES) ile birlikte bizim de gezdiğimiz ‘K’ fuarından sonra, en büyük ikinci plastik fuarı olan Chinaplas ticaret fuarını düzenliyor.
Çin yenilenebilir enerjide lider, geleceğin teknolojilerinin üretimini Almanya’ya getirmek için geleceğin endüstrilerinden Çinli şirketleri Düsseldorf’a yerleştirmeliyiz. Bunun pek çok örneği var. Huawei, ZTE gibi dünyanın önde gelen şirketlerinin şimdiden Düsseldorf’ta şubeleri var. Shenzhen’de Huawei genel merkezine yaptığımız ziyarette dijitalleşme ve sürdürülebilirlik konularını da konuştuk. Ardından dünyanın dördüncü en büyük limanı olan Mawan Smart Port’u ziyaret ettik. Burada 2021’den beri 5G ve son teknolojiler sayesinde birçok şey tamamen otonom olarak çalışıyor. Veda gecemizi ise ilgili Çinli şirketlere şehrimizi tanıtmak ve Avrupa’daki işlerini en iyi Düsseldorf’tan yöneteceklerinin reklamını yapmak için kullandık.
Geleceğe!
Çin, Almanya’dan tamamen farklı çalışan büyüleyici bir ülke. Oradaki tüm gelişmelerin hızlı temposunu ve ilerlemek için ortaya koyulan inanılmaz iradeyi kabul etmeniz gerekiyor. Almanya’daki bazı politikacılar farklılıklar sebebiyle Çin’den ayrışmak gerektiğine inanıyorlar. Bence bu yanlış. Çin çatışmalarını barışçıl bir şekilde çözdüğü sürece, Çin’le birlikte günümüzün ilgili sorunlarını çözmemiz endüstri bölgesi olarak Almanya için de çok önemlidir.Gerçekle yüzleşelim: Almanya’daki enerji dönüşümü, Çinli şirketler ve onların yenilikçi ürünleri olmadan mümkün değil. Çünkü enerji dönüşümü için gerekli fotovoltaik sistemler ve depolama teknolojisi Çin’den geliyor. Geleceği gözeten ekonomi metropolü olan Çin ile diyaloğu yalnızca Düsseldorf’ta sürdürmekle kalmayacak, şehrimizin yararına olacak şekilde daha da genişleteceğiz. Herhangi bir ortaklıkta da olduğu gibi, birinin diğerinin her şeyini beğenmesi gerekmiyor. Ama tam da bu noktada ortak paydayı bulmak ve geleceğe birlikte yürümek önemlidir!