10 Aralık 2023 itibariyle, kendisini anarko kapitalist ya da liberteryen liberal olarak tanımlayan Arjantinli ekonomist Javier Milei, önümüzdeki dört yıl boyunca (2023-2027) Arjantin Cumhuriyeti’nin istikbalini elinde tutacak. Aşırı liberal ve aşırı muhafazakâr La Libertad Avanza (LLA) partisinin lideri, Milei’nin Arjantin’i “Yeniden Büyük Yapacağına” inanan Donald Trump tarafından tebrik edildi. Aynı zamanda Vatikan lideri ve Katolik dinine inanan milyonlarca insanın azami temsilcisi sıfatıyla seçilmiş devlet başkanını telefonla arayarak seçim zaferini kutlayan Papa Francis tarafından da tebrik edildi. Seçim mücadelesinden önce Yüce Papa’yı “şeytanın yeryüzündeki temsilcisi” olarak nitelendiren Milei, şimdi “Kilise’nin liderini” Arjantin’i ziyaret etmeye davet etti.
Onu seven ya da bir “kurtarıcı” olarak görenlerin yanı sıra, onu demokrasi için tehlike olarak görmeleri nedeniyle ülkenin kaderini elinde tutması için asla seçmeyecek olanlar da ona “deli” diyor. Milei, bu lakabı paspal görünüşü ve fikirlerini şiddetle savunması nedeniyle, ama özellikle de söyledikleri ve yaptıkları nedeniyle hak etti: daha önce köpeğini klonlamış ve ölümünden sonra medyumları kullanarak en iyi arkadaşıyla iletişim kurmaya devam etmişti. Bu noktaya kadar pek çok okur —özellikle de dört ayaklı çocuklarını seviyorlarsa— bir şeyler normal karşılayabilir ama hikâye burada bitmiyor. Liberteryenlerin lideri, fiziksel olarak ortadan kaybolduğundan beri cennette Tanrı’nın yanında olan köpek oğlu aracılığıyla, yüce yaratıcının Milei’ye “siyasete gir ve devlet başkanı olana kadar durma” görevini verdiğine dair bir mesaj aldığını iddia ediyor.
Bu görev çoktan tamamlandı. Şimdi, Javier Milei’nin önerdiği hükümet planı nedir? Tam da Milei’nin Arjantin devlet başkanlığına gelmesiyle belirginleşen kültürel, sosyal ve siyasi krizle daha da kötüleşen bir iktisadi kriz çerçevesinde, bunun sadece 20 gün içinde başlatılması gerekecek.
Liberal liberteryen liderin, 19. yüzyılın önde gelen Arjantinli siyasetçilerinden Juan Bautista Alberdi’den (1810-1884), ülkenin dünya sahnesinde iktisadi bir güç olması öngörülen genç bir cumhuriyet olduğu dönemden ilham aldığını iddia ettiğini söyleyerek başlayalım: “Bugün bir kez daha Alberdi’nin fikirlerini benimsiyoruz. Bizi bir barbarlar ülkesinden 35 yıl içinde bir güç haline getiren kurucu babalarımızın fikirlerini,” diyen Milei, 19 Kasım’da devlet başkanlığı seçimlerini kazandığını öğrendikten sonra yaptığı ilk konuşmada şunları söyledi: “Arjantinli tarihçi Felipe Pigna’ya göre Alberdi, Arjantin için ‘ABD tecrübesine […] ve Adam Smith ile David Ricardo’nun liberal teorilerine dayanan bir iç pazara sahip bir ülke.” Şimdi “Alberdi’nin fikirlerinin” onun hükümet vizyonunun iki stratejik alanında nasıl anlaşıldığını görelim.
Devlet-hükümet
Anarko kapitalistler için devlet hükümettir, üç gücün bütünüdür ya da hükümetlerin zaman içinde sürdürdükleri kamu politikalarıdır. Milei için devlet sorundur ve bu yüzden yok edilmeli ya da etkisi en aza indirilmelidir. Liberteryen liberaller için “bir ülkenin kalkınması için işe yarayan tek model özgürlük modelidir”, onun vizyonuna göre bu “sınırlı devlet, serbest ticaret ve özel mülkiyete saygı” anlamına gelir.
Milei, Arjantin devlet-hükümetinde mutlak bir reform gerçekleştirmeyi öneriyor; ilk olarak, yürütme organı bakanlıklarının sayısını 18’den 8’e indirmeye çalışacak ve burada sadece şunlar yer alacak: Ekonomi, adalet, içişleri, güvenlik, savunma, dışişleri, altyapı bakanlıklarının yanı sıra sosyal kalkınma, sağlık ve eğitim bakanlıklarının birleştirileceği ya da geri dönüştürüleceği Beşerî Sermaye Bakanlığı’nın kurulması da buna eklenecek.
Ekonomi
Milei, kendisini “paralı ya da parasız ekonomik büyüme konularında uzmanlaşmış bir ekonomist” olarak tanıtıyor. Sonuncusu önemli, zira Arjantin’in pek de parası yok. Bu Güney Amerika ülkesi, ay başında Uluslararası Para Fonu’na (IMF) yapılan son ödemeden sonra, Néstor Kirchner hükümetinin IMF’ye olan borcunu iptal etmesinden bu yana en düşük rakam olan 22 milyar doların altında olan rezervlerin en düşük seviyelerinde. Ekonomik konularda, Milei’nin hükümete geldiğinde yapmaya çalışacağı ilk şey kamu harcamalarında ciddi bir azalma olacak, bunun için sosyal alana ayrılan bütçenin yüzde 40’ını gözden geçirecek ve ortadan kaldıracak.
Seçilmiş devlet başkanı, vergi reformu (vergi indirimi), para reformu (Arjantin Merkez Bankası’nın (BCRA) kapatılması ve Arjantin ekonomisinin dolarize edilmesi) ve emeklilik reformu (emeklilikler) ile ilerlemeye çalışacak. Milei, işçilerin haklarını koruyan yasaların yürürlükten kaldırılması anlamına gelen bir emek modernizasyonuna işaret ediyor. Bu, işgücü piyasasının, dış ticaretin, yani tüm Arjantin ulusal üretim sektörünün tamamen serbestleştirilmesi. Bu iktisadi tedbirler şunları içermektedir:
- Aşağıdakiler de dahil olmak üzere kamu şirketlerinin özelleştirilmesi:
- Devlet petrol şirketi YPF,
- Arjantin Hava Yolları
- Télam, ulusal haber ajansı
- INCAA, Arjantin ulusal sinema enstitüsü
- INADI, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve ırkçılık karşıtı enstitü
- Devlet-hükümet elindeki tüm kamu işleri felç olacaktır
- Kira kanunu yürürlükten kaldırılacak, fiyatlar serbestçe belirlenecek
- Amerikan doları veya başka para birimlerinde ücretsiz peso değişimi olacak.
Milei, sosyal programların ve planların ortadan kaldırılması, dolarizasyon ve Arjantin pesosu ve BCRA’nın ortadan kalkması sonucunda döviz açığının ve enflasyonun ortadan kaldırılması, ihracattaki stopajların ve ithalattaki vergilerin ortadan kaldırılması ve devlet şirketlerinin büyük bir özelleştirme süreci yoluyla Arjantin’i hür dünyanın önde gelen ülkeleri arasına sokmayı öneriyor, örnekleri ABD ve İsrail. Liberteryen liberal, Arjantin’in “yeniden dünyanın ekmek sepeti haline geleceği” sözünü veriyor ve şu kanaate varıyor: “Bunu 19. yüzyılda yaptık, şimdi neden yapamayalım?” Takipçileri de bu sözleri duyduklarında çılgına dönüyorlar.
Son fikirler
Arjantin’in yeni devlet başkanının hükümet programını uygulayıp uygulayamayacağını (ya da köpeğinin Tanrı ile konuşup konuşmadığını) bilmek mümkün değil ama Arjantin’i Yeniden Büyük Yapma girişiminde, halihazırda kırılgan, aşınmış ve tehdit altında olan demokrasi adına birçok kez hayatlarını veren bir halkın, verdiği mücadelenin sonucu olarak kazandığı pek çok sosyal, siyasi ve iktisadi hakkı elinden alacağı kesin. Javier Milei’nin Arjantin Cumhuriyeti liderliğine gelişi bir devrimi, güney ülkesinin en muhafazakâr kesimleri tarafından yükseltilen aşırı sağın devrimini temsil ediyor. Bu durum bizi Arjantin toplumunun ve kültürünün temellerinde neler olup bittiğini daha derinlemesine incelemeye zorluyor.
Değişim geldi, peki ya şimdi? Özgürlük ilerliyor ama bizi nereye götürmek istiyor? Milei, farklı bir şeyin kesinliğini ve beklenmedik olanın garantisini, halihazırda bilinenlerin tadıyla sunuyor.