Timo Kivinen, pazartesi günü Finlandiya Savunma Kuvvetleri komutanı olarak yaptığı son konuşmada, Avrupa ülkelerinin savunma bütçelerini ve savunma sanayilerinin kapasitesini GSYİH’lerinin %2’sinin üzerine çıkarmaları gerektiğini söyledi.
Finlandiya Milli Savunma Üniversitesinin Finlandiyalı liderleri savunma konularında bir araya getiren programı olan Ulusal Savunma Kursunun açılışında General Kivinen, Avrupa’daki, özellikle de Finlandiya’daki gergin jeopolitik bağlam ışığında savunmaya daha fazla yatırım yapılması çağrısında bulundu.
Helsingin Sanomat’ın haberine göre Kivinen konuşmasında, “Bana öyle geliyor ki, NATO ülkeleri tarafından kabul edilen GSYİH’nin % 2’si kadar savunma harcaması seviyesi, Avrupa’nın yapması gereken her şeyi karşılamak için yeterli olmayacak,” dedi.
Ukrayna savaşından sonra Finlandiya, on yıllardır devam eden ‘tarafsız’ statüsünü bozmuş ve NATO’nun 31. üyesi olmuştu. Finlandiya, 1.340 kilometre ile Rusya ile en uzun doğrudan sınıra sahip NATO ülkesi.
Finlandiya’nın üyeliği, ülkenin NATO’nun GSYİH’nin %2’si olan asgari savunma harcaması şartını karşılamayı taahhüt etmesiyle birlikte gelirken, Kivinen savunmaya daha fazla yatırım yapılması gerektiğine inanıyor, çünkü ona göre dünya şu anda Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle karşılaştırılabilir bir geçiş döneminden geçiyor, fakat bu sefer daha büyük bir istikrarsızlığa doğru gidiyor.
Kivinen, “Son yıllarda güçlenen Çin ve Rusya, ABD’nin başını çektiği Batı egemenliğindeki dünya düzeninden memnun değiller ve dünyanın güvenlik mimarisini kendi kalkış noktalarından kendi beğenilerine göre şekillendirmeye çalışıyorlar,” dedi.
Komutan, bu tür geçiş dönemlerine, sonucu kısmen büyük güçlerin ve yeni çağın dünya düzeninde önderlik ettikleri ittifakların ağırlığını ve konumunu belirleyen çatışmalar ve savaşlar eşlik ettiğini vurguladı.
Finlandiya Savunma Bakanı Antti Häkkänen de pazartesi günkü ulusal savunma etkinliğinde yaptığı konuşmada, Soğuk Savaş sonrası dönemin kural ve ilkelerinin artık geçerli olmadığı yeni bir güç siyaseti çağının başladığını savundu.
Häkkänen’e göre, Rusya’nın Batılı komşularının ülke için bir güvenlik tehdidi oluşturduğu yönündeki anlatısı temelsiz. Häkkänen, “Kendi vatandaşlarına yönelik tehditlerin resimlerini çizmek, yurtiçinde ve dünyada otoriter bir rejimi haklı çıkarmanın tarihsel bir yoludur,” iddiasında bulundu.
Batılı liderleri, 1930’ların sonlarında Adolf Hitler’i ‘yatıştırma’ politikasının mimarı Birleşik Krallık Başbakanı Neville Chamberlain ile karşılaştıran bakan, “Birçok karar verici, 1938’deki Chamberlain gibi, muhtemelen bunun yeterli olacağını düşündü,” dedi ve bunun Rusya’yı bu yüzyılda bu kadar ‘yüzsüzce’ hareket etmeye cesaretlendirdiğini de ileri sürdü.
