DİPLOMASİ
FT: Trump, Amerikan askerlerini Baltık ülkelerinden çekmeyi planlıyor

Financial Times’ta (FT) Gideon Rachman imzasıyla yayınlanan bir makalede, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’in Münih Güvenlik Konferansında yaptığı konuşma ile Başkan Donald Trump’ın Ukrayna savaşını sona erdirmek için Rusya ile doğrudan müzakerelere başlama kararı almasının Avrupa’daki etkileri ele alınıyor.
Konferanstaki konuşmasının pek çok dinleyiciyi ABD’nin artık Avrupa için bir tehdit olduğuna ikna ettiğini öne süren FT yazarı, konferans salonunun dışındaki kalabalıkta önde gelen bir Alman politikacının, “Bu Avrupa demokrasisine doğrudan bir saldırıydı,” dediğini aktarıyor.
Üst düzey bir diplomat ise artık çok açık bir şekilde Avrupa’nın yalnız başına olduğunu savunurken, kendisine ABD’yi artık bir düşman olarak görüp görmediğini sorulduğunda ise “evet” yanıtını veriyor.
Amerikan kültür savaşları ile uluslararası güvenlik ve Avrupa siyasetinin artık birbirinden ayrılamayacağını belirten yazar, Vance’in özgürlük mücadelesinin, Elon Musk ve diğerleri tarafından tanımlandığı şekliyle “batı medeniyetini” kitlesel göç ve “woke zihin virüsü” tehditlerinden kurtarma savaşı haline geldiğini savunuyor.
Bu nedenle Trump yönetiminin ideolojisinin, önemli açılardan Vladimir Putin’e Volodimir Zelenskiy’den daha fazla yakınlık duyduğu anlamına geldiğini ileri süren Rachman, “Putin, ülkesi ve muhafazakâr değerler için savaşan bir savaşçı olarak görülürken; Ukraynalı, Avrupa’da yanlış dostları olan bir beleşçi olarak reddediliyor,” diye yazıyor.
Rachman’a göre iş burada da kalmıyor ve Putin, NATO birliklerinin eski Sovyet imparatorluğunun tamamından çıkarılmasını istiyor.
FT yazarının aktardığına göre Avrupalı yetkililer Trump’ın ABD askerlerini Baltıklardan ve belki de daha batıdan çekmeyi kabul edeceğine ve AB’yi, NATO hükümetlerinin Ukrayna’nın ötesinde daha büyük bir çatışmaya hazırlandığı konusunda uyardığı bir Rus ordusuna karşı savunmasız bırakacağına inanıyor.
ABD’nin artık Avrupalılar için güvenilir bir müttefik olarak görülemeyeceğinin açık olduğunu düşünen yazar, bunun yanı sıra, Trump yönetiminin Avrupa’ya yönelik siyasi emellerinin, Amerika’nın aynı zamanda Avrupa’daki demokrasiyi ve hatta Grönland örneğinde olduğu gibi Avrupa topraklarını tehdit eden bir “düşman” olduğu anlamına geldiğini de öne sürüyor.
“Avrupalılar, ABD’nin Avrupa’ya verdiği güvenlik garantisinin kesin olarak ortadan kalkacağı gün için hızla hazırlanmaya başlamalıdır,” diyen Rachman, buna özerk savunma sanayilerinin kurulmasının da dahil olduğunu, NATO dışında, AB’nin ötesine uzanan, Birleşik Krallık, Norveç ve diğerlerini de kapsayan bir “Avrupa karşılıklı savunma paktı” anlamına geldiğini vurguluyor.
Rachman, “Trump, Amerika’nın Avrupalı müttefiklerini ticaretten güvenliğe ve iç politikaya kadar pek çok konuda itaate zorlamak için elindeki her türlü kozu kullanacaktır. Bu da Avrupa’nın artık ABD ile ilişkilerini ‘riskten arındırma’, Amerika’ya tehlikeli bağımlılık alanlarını bulma ve bunları sistemden çıkarma gibi sancılı bir sürece başlaması gerektiği anlamına geliyor,” diyor.