SÖYLEŞİ

‘Gazze için ABD ve Çin sorumluluğunda uluslararası bir konferansa ihtiyaç var’

Yayınlanma

BM Orta Doğu Barış Elçisi Eski Danışmanı Salman Shaikh Harici’ye konuştu. “Eskiden Gazze’de yaşıyordum. Şimdi, evimin tamamen yıkılmış olduğunu gördüm” diyen Shaikh, Çin’in ABD ve diğer küresel ve bölgesel güçlerle birlikte iki devletli çözüme götürecek sorumlu bir rol oynayabileceğini ifade etti.

ABD, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK) kabul edilen Gazze’de ateşkes tasarısının “bağlayıcı olmadığını ancak uygulanması gerektiğini” savunurken, İsrail kararı eleştirdi ve uymayacağını açıkladı.

Washington Post gazetesi, ismi açıklanmayan Pentagon ve Dışişleri Bakanlığı yetkililerine dayandırdığı haberinde, Biden yönetiminin yakın zaman önce İsrail’e yeni silah sevkiyatını onayladığını belirtti. Söz konusu silah onayı iddiasının, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın Washington’a gerçekleştirdiği ziyaretin hemen ardından gelmesi de dikkati çekti.

İsrail şu anda Gazze Şeridi’nin ortasında, İsrail’den denize kadar uzanan bir koridor inşa ediyor, aynı zamanda İsrail sınırında yaklaşık bir kilometre genişliğinde bir tampon bölge oluşturuyor. Bu iki girişim İsrail’in bölge üzerindeki güvenlik kontrolünü uygulama planının bir parçası.

2000-2003 ve 2006-2006 yılları arasında Gazze’de bulunmuş olan ve 2006 savaşı sırasında BM Genel Sekreteri’nin Lübnan Özel Temsilcisi’nin Siyasi Danışmanı olan Salman Shaikh ile Gazze’de ‘ertesi gün’ senaryolarını, iki devletli çözümü ve küresel güçlerin rolünü konuştuk.

Brookings Enstitüsü’nün Doha Merkezi’nin direktörlüğünü yürütmüş olan Shaikh, araştırmalarında Levant (özellikle Suriye, Lübnan ve Irak) ve Körfez İşbirliği Konseyi ülkelerine odaklanarak çatışma çözümü, iç politika ve Orta Doğu jeopolitiğine odaklanmıştır.

‘Filistinli grupların bir araya gelerek kurduğu yeniden canlandırılmış bir Filistin Ulusal Meclisi’ne ihtiyacımız var’

Filistin’de hükümetin yeniden dizaynı hakkındaki görüşlerinizi sormak istiyorum. İsrail savaş sonrası Gazze’yi kontrol etmek istiyor ama ABD hükümeti Filistin Yönetimi’nin kontrolü elinde tutmasını istiyor. Sizce hükümet değişikliği savaş sonrası için yeni bir tasarı mı?

Filistinlilerin dirilmesinin hem tüm uluslararası toplumun hem de Filistinlilerin önceliklerinden biri olduğunu söyleyebilirim. Şimdi, bunu nasıl yapacağımız çok önemli. Bu ABD’nin kararı ya da başka birinin kararı olamaz. Moskova’da bile böyle bir karar alınamaz. Bu Filistin’in çabası olmalıdır. Filistin Yönetiminin temelinde düşünülürse sanırım pek çok kişi, bunun normal bir başlangıç olduğunu söyleyecektir; resmi yapılarda bir Filistin Yönetimi olduğuna göre, (dirilişe) başlamak için o nokta doğru bir yerdir. Ancak ben aslında işin bunun öncesinde başlaması gerektiğini söylerdim; burada Filistinli grupların, özellikle de Fetih ve Hamas’ın bir araya gelerek sadece Filistin Yönetimi’ni değil, yeniden canlandırılmış bir FKÖ’yü ve yeniden canlandırılmış bir Filistin Ulusal Meclisi’ni tartışmalarına gerçekten ihtiyacımız olduğunu söyleyebilirim. Bu temelde Gazze’nin yanı sıra tüm bölgenin yönetimini ele alabiliriz.

Filistin hükümeti hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce daha teknokratik bir hükümet daha iyi olur mu?

İsrail hükümetinin eylemleri göz önüne alındığında, Batı Şeria ve özellikle Gazze’de herhangi bir yönetim için bu son derece zor olacaktır.  İsrail hükümetinin Filistinlilerin vergi gelirlerini nasıl alıkoyduğunu daha yeni gördük. Bu, Amerikalıların ve Biden yönetiminin ciddi baskılarına rağmen İsraillilerin geri vermediği Filistinlilerin parası. Filistin yönetimine yönelik daha kapsamlı bir yaklaşım üzerinde düşünmemiz gerektiğine inanıyorum. Bu da bir Filistin Devleti kurulması ve bunu sağlayacak bir siyasi süreç için belli bir uluslararası siyasi irade ile başlar. Bunun bir parçası olarak da Filistin hükümetini değerlendirmeye başlayabiliriz.

‘Washington’da gerçek bir siyasi irade oluşuncaya kadar saldırılar devam edecek’

İsrail hükümeti, Mısır hükümeti tarafından çok eleştirilen Refah’a yönelik bir operasyonu onayladı. Bu İsrail ve Mısır arasında büyük bir kriz. Ateşkes sağlanamadığı için bu durum Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da yeni bir ayaklanmaya yol açar mı? Orada yaşayan halkın tepkisini nasıl görüyorsunuz?

Durum çok vahim. Eskiden Birleşmiş Milletler için çalışıyordum ve Gazze’de yaşıyordum. Şimdi, evimin tamamen yıkılmış olduğunu gördüm. Evimin olduğu yerde sadece sahil yolu boyunca kum var. Korkarım ki, evet, gördüğümüz ve İsrailli bakanların konuşmalarından ciddiye almamız gereken şey, Gazze’ye girmeye niyetli olduklarıdır. Netanyahu’nun kendisi de bunu söylüyor. Daha kapsamlı bir ateşkese ulaşma çabalarını baltalayan şey elbette İsrail hükümetinin eylemleridir. İster şu anda Gazze’nin kuzeyinde olsun, ister Refah’ta ya da Batı Şeria’da ve aynı zamanda İsrail’in Lübnan sınırında gördüğümüz günlük saldırılar ve ölümler olsun… Bunların hepsi sıcak bölgeler. İsrail hükümetinin bunu durdurmasını sağlayacak özellikle de Washington’dan gerçek bir siyasi irade oluşuncaya kadar, korkarım Refah ya da benzeri saldırılar yaşanacak. Bunu düşünmeye tahammül edemesek bile durum daha da kötüleşecek. Bence bu hepimizi harekete geçirmeli ve Amerikalıların öncülüğünde uluslararası toplumun “artık yeter ve bu durmalı” demesi için çalışmalıyız.

‘ABD ve Çin’in eş sponsorluğunu üstleneceği uluslararası bir konferansa ihtiyaç var’

Bugün İsrail’e tam destek veren ABD’nin arabuluculuğunu objektif olarak değerlendirildiğinde ABD öncülüğünde iki devletli bir çözüm girişiminin başarısız olduğu söylenebilir. İki devletli çözüm için başka hangi aktörler devreye girebilir? Türkiye’nin önerdiği garantörlük modeli hakkında da görüşlerinizi alabilir miyiz?  

Bu konferansa yönelik çözümleri sorumlu ve etkin bir şekilde uluslararasılaştırmamız gerekiyor. Bununla ne kastediyorum? Çinlilerin ve diğerlerinin önerdiği, benim görüşüme göre, ABD ve Çin’in eş sponsorluğunu üstleneceği, bir dizi çalışma grubu oluşturacak, Gazze’nin geçiş sürecinde bize yardımcı olacak ve daha güvenilir bir siyasi süreç başlatacak uluslararası bir konferansa ihtiyacımız var. Türkiye, Mısır, Ürdün’ün yanı sıra Körfez Ülkeleri, Suudi Arabistan, Katar ve BAE ile birlikte kilit uluslararası ülkeleri, belki de BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerini, tabii ki ABD, İngiltere ve Fransa’nın yanı sıra Çin ve tartışmalı da olsa Rusya’yı da içeren bölgesel devletlerin dahil olduğu uluslararası bir temas grubuna ihtiyacımız var.

Neden? Çünkü şimdi bu uluslararasılaşmanın bir Filistin devletinin kurulması için vereceği açık bir yetkiye ihtiyacımız var. Aslında buna giden yolda uluslararası toplum bir BM Güvenlik Konseyi ya da BM Genel Kurulu kararıyla Filistin devletinin nihai noktasını ilan etmelidir. Hatırlayalım; 1947-48’de bu toprakların bölünmesine yol açan BM idi ve bana göre şimdi de bir Filistin devletinin kurulması için yetki vermesi gereken BM’dir. Eğer bu gerçekleşmezse, korkarım ki Gazze ve Filistin-İsrail meselesi üzerinden Birleşmiş Milletler’in yeniden yapılandırılmasından ziyade, sonunun geldiğini göreceğiz.

‘Çin, ABD ve diğer küresel güçlerle birlikte sorumlu bir rol oynayabilir’

Sizce Çin neden bu kadar önemli? Sadece ABD’nin karşısında bir konumlandığı için mi?

Hayır, dünya 10 yıl öncesiyle bile aynı değil. Artık çok daha çok kutuplu, çok bağlantılı ve Çin’in açıkça küresel bir güç olarak görüldüğü bir dünyada yaşıyoruz. Bu, büyük güçler arasında daha fazla rekabet yaratmak için değil. Aslında bundan kaçınmak için. Çin’in geçtiğimiz yıl Suudi Arabistan ve İran arasında varılan yakınlaşmada nasıl bir rol oynadığını gördük. Çin’in ABD ve diğer önemli küresel ve bölgesel güçlerle birlikte bizi yeni bir sürece, bir İsrail Devlet ile beraber bir Filistin Devletine götürecek sorumlu bir rol oynayabileceğine inanıyorum.

İsrail’de iki devletli çözümü destekleyen hiçbir kesim yok. Onlar sadece Filistin devletini tümüyle silmek istiyorlar. İki devletli çözüm tartışmaları yine de gerçekçi mi?

Eminim sahaya bakanlar ve Batı Şeria’da sürekli büyüyen İsrail yerleşimlerini ve bugün Gazze’ye yapılanları, İsraillilerin Gazze’yi yeniden inşa etme çağrılarını görenler çok şüpheci olacaktır. Bunu anlarım. Ancak bence, iki devletli çözüm, 1967 sınırlarına dayalı bir İsrail-Filistin müzakeresi için hala en iyi yolu sunuyor. Bu aynı zamanda pratik fikirler üretmenin yanı sıra uluslararası meşruiyetle de ilgili. İki devletli çözüm hala bu müzakerelerin yürütülebileceği en iyi temeldir.

‘İsrail’in iyi bir dostu olan Biden’ın sımsıkı sarıldığını gördük’

Gazze’de özellikle insani yardım almak için toplanan insanları hedef alan toplu katliamlar yaşanıyor. Sizce Amerika Birleşik Devletleri İsrail’e kalkan mı oluyor? Yani İsrail’in güvencesi ne?

Bu çok güzel bir soru. Biliyorsunuz, 2006 yılında Lübnan savaşında Birleşmiş Milletler için çalışıyordum. O dönemde, özellikle Lübnanlılar için çok zor bir savaş olmasına rağmen, Başkan George W. Bush ve Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice liderliğindeki ABD yönetimi, o anda İsrail’in eylemlerinin etrafına etkili bir şekilde bariyerler yerleştirdi. Bu çatışmada bunu görmedik. Aslında, İsrail’in iyi bir dostu olan Başkan Biden’ın sımsıkı sarıldığını gördük. Ancak muhtemelen gördüğümüz en aşırı İsrail hükümeti olan bu İsrail hükümetinin eylemlerine bariyer koymaya hazır değildi. Ve şimdi bunun sonuçlarını görüyoruz.

Bu bence Biden Yönetimini içten etkileyen bir şey; Amerikan toplumunu etkiliyor. Bunu diğer Batı başkentlerinde de görüyoruz. Artık ortaya çıkan derin bölünmeler var. Dolayısıyla, uluslararası hukuku, uluslararası insani hukuku çiğneyen İsrail’in ve böylesine aşırı bir hükümetin yanında durmak doğru bir yol değildir. Bu İsrail’i daha güvenli hale getirmeyecektir. Bilakis… Şu anda anladığım kadarıyla Washington’da derin bir tartışma yaşanıyor. Netanyahu ve hükümetini dizginlemeye çalışıyorlar ama bu girişimler çok zayıf. Ve bana göre sadece karmaşa değil, kaos da ortaya çıkabilir. Çünkü Binyamin Netanyahu ve kabinesinin bazı aşırı üyeleri, operasyonlarını genişletmek için fırsat görüyorlar. Elbette Netanyahu için bu aynı zamanda hayatta kalmak demek. Bu çok kötü bir durum. Eğer Amerikalılar bu duruma sert bir şekilde dur diyemezlerse, evet, pek çok kişi İsrail ve Filistin’in geleceği söz konusu olduğunda ABD’nin meşru ya da inandırıcı bir rolü olmadığı sonucuna varacaktır.

‘İkinci bir Nakba olabilir’

Sizce Gazze için ertesi gün senaryosu nedir?

Size iki senaryo vereceğim. Kötü senaryo, bu çatışmanın Refah’a doğru yoğunlaşması ve hatta insanların Gazze dışına zorla göç ettirilmesi, ikinci bir Nakba. Mısır bu konuda kararlı olsa ve uluslararası toplum bunun gerçekleşmemesi için kararlı olduğunu söylese bile, bunun insani etkilerini vatandaşlar arasında, özellikle de çocuklar ve kadınlar arasında meydana gelen açlık ile zaten görüyoruz. En kötüsü bu ve elbette daha geniş bir bölgesel çatışmaya yol açar. Dolayısıyla, şu anda olduğumuzdan çok daha uzun bir çatışmanın sadece bir bölümünde olabiliriz. Daha iyi bir senaryo, uluslararası toplumun tek bir ses olarak hareket edip ateşkesi etkilemesi ve bu çatışmanın geçişini, Gazze’nin bir Filistin Devletine giden siyasi bir sürece geçişini sağlayacak uluslararası bir konferansa gitmemizdir.

‘Refah operasyonu ile İsrail kendi güvenliğini baltalar’

İsrail’in Refah’a bir operasyon düzenlemesi halinde bunun Mısır ve İsrail ilişkilerini nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?

Bence Mısır ve İsrail arasındaki barış anlaşmasının askıya alınmasına yol açsa da açmasa da bu durum iki ülke ilişkilerini ciddi şekilde gerecektir. Bunu bilemeyiz. Bunlar İsrail için çok keşfedilmemiş ve tehlikeli sular. Ve bunu yaparsa kendi güvenliğini baltalamış olacaktır. Pratikteki etkisi: Arap ülkelerinin en büyük ve en kalabalık nüfuslu ülkesinin, zorluklarla müzakere ettiği barış anlaşmasını askıya aldığını göreceksiniz. İşte bu nedenle tek bir yol olduğu noktasına geri dönüyorum, o da hemen şimdi ateşkes ve ardından İsrail’in yanında bir Filistin Devleti’nin kurulması için uluslararası bir yetki yaratma yolu.

Çok Okunanlar

Exit mobile version