Global Times, 11 Ekim 2023
İsrail-Filistin çatışmasının patlak vermesi ABD’nin Orta Doğu stratejisine gölge düşürdü. Geçtiğimiz ay G20 zirvesinde Washington’un desteğini alan Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC), bir zamanlar Çin’in önerdiği Kuşak ve Yol Girişimi’ne (KYG) karşı Batı’nın bir rakibi olarak lanse edilmişti. ABD Başkanı Joe Biden bunu “gerçekten büyük bir anlaşma” olarak nitelendirirken, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen “kıtalar ve medeniyetler arasında yeşil ve dijital bir köprü” sözleriyle övdü. Hindistan Başbakanı Narendra Modi ise IMEC’i “önümüzdeki yüzyıllar boyunca dünya ticaretinin temeli” olarak tanımladı. Ancak, İsrail-Filistin çatışmasının dumanı altında, bu ekonomik koridor artık boş bir hayalden başka bir şey değil gibi görünüyor.
IMEC’in kurulmasının fizibilitesi zaten çok düşük, İsrail-Filistin çatışmasının patlak vermesi ise bu fizibiliteyi daha da düşürdü. IMEC daha çok siyasi bir jesttir. ABD için IMEC’i kurmanın temel amacı, Arap ülkelerini kazanma fırsatından yararlanmak ve kendi Orta Doğu düzenini gerçekleştirmektir. ABD ayrıca Çin ile büyük güç rekabetine girmek ve KYG’ye karşı koymak istiyor. Ancak İsrail-Filistin arasındaki mevcut durum daha da tırmanır ve insani bir krize neden olursa, ABD’nin planı bu durumdan büyük ölçüde etkilenecektir. Mevcut İsrail-Filistin çatışması, Filistin meselesi çözülmeden Orta Doğu’da istikrar sağlamanın zor olduğunu herkesin fark etmesini sağladı.
ABD, Çin’in Orta Doğu’daki etkisini zayıflatmak için IMEC’i destekliyor, ancak bu sadece hüsnükuruntu. Arap ülkeleri, büyük güçler arasında ABD öncülüğünde yaşanan çatışmaya katılmaya istekli değil. Şanghay Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü Dış Politika Çalışmaları Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olan Li Weijian, Global Times’a verdiği demeçte, birçok ülkenin kendilerini jeopolitik çatışmalara sürüklemesi halinde IMEC’e katılmaya istekli olmayacağını söyledi. Sichuan Uluslararası Çalışmalar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Okulu’nda profesör olan Long Xingchun da, Çin’e uluslararası tanınırlık ve itibar kazandıran KYG işbirliği sayesinde elde edilen başarılar ışığında, ABD’nin gerçekten bir ekonomik koridor kurmayı arzulamak yerine alternatif planlar önererek Çin’in platformunu dağıtmayı amaçladığını düşünüyor.
Son yıllarda ABD ve AB, KYG’ye karşı “Daha İyi Bir Dünya İnşa Et” ve “Küresel Geçit” gibi çeşitli planlar önerdi. Yeni kelimeler yaratmak kolaydır, ancak bu yeni kelimeler genellikle gerçeklikten uzaktır ve küresel medyanın dikkatini çektikten sonra hızla kaybolurlar. İster ABD, ister AB, isterse Hindistan olsun, hepsi de IMEC fırsatı sayesinde nüfuzlarını artırmayı umuyor. Ancak bu üç tarafın hiçbiri yeterli altyapı inşa kabiliyetine sahip değildir. IMEC’in inşası demiryolları ve limanlara dayanıyor, oysa Hindistan’ın kendisi de zayıf bir altyapıya sahip. ABD ve AB de altyapı projelerine mali destek sağlama konusunda zorluklarla karşılaşıyor. Long, IMEC’in bir sis bombası gibi olduğunu, sadece dikkat çekmek için kullanılan yeni bir terim olduğunu söyledi ve Orta Doğu ülkelerine ek bir seçenek sunmasının mümkün olmadığını da sözlerine ekledi.
Li, IMEC’i “boş bir hayal” olarak nitelendirerek, “boş vaatlerde bulunmak” için kullanılabileceğini söyledi. Biden yönetiminin bu politikayı teşvik ederek siyasi kaynak elde etmeyi umduğuna, ancak bu planın uzun vadede uygulanıp uygulanamayacağını dikkate almadığına inanıyor. Ayrıca, ABD’nin Orta Doğu ülkelerinin Çin ile işbirliğini bırakıp bu gerçekçi olmayan plana yönelmesini beklemesi de mümkün değil.
Nihai amacı jeopolitik çatışmalar yaratmak ve jeopolitik oyunlar oynamak olan IMEC’in arkasındaki motivasyon tartışmalıdır. Birçok ülke bunun farkında. Kuşak ve Yol Girişimi samimi bir şekilde gelişmekte olan ülkelerde altyapı geliştirmeyi ve yardım sağlamayı amaçlamaktadır. Çin, ortak geleceğe sahip küresel bir topluluğu savunmakta, işbirliğini ve kazan-kazan temelli kalkınmayı teşvik etmektedir. Eğer ABD gerçekten kalkınmayı teşvik etmek istiyorsa, Çin ile işbirliğini dışlamamalıdır. İster AB, ister Hindistan ya da Orta Doğu ülkeleri olsun, IMEC’e katılımları öncelikle kendi ulusal çıkarları doğrultusunda gerçekleşmektedir. Böyle bir durumda, sadece IMEC uğruna siyasi olarak onlarla aynı hizaya gelmek mümkün değildir.