Türkiye’nin hidrokarbon arama çalışmalarına katılacak dördüncü sondaj gemisi “Abdülhamid Han” yarın Mersin’in Taşucu Limanı’ndan Akdeniz’e açılacak.
9 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılacağı törenle Akdeniz’deki göreve çıkacağı açıklanan gemi, teknik donanımı ve fiziki özellikleri bakımından ‘Mavi Vatan’daki filonun en güçlüsü. Fatih, Kanuni ve Yavuz’un ardından Türkiye’nin dördüncü sondaj gemisi olarak kayıtlara giren Abdülhamid Han, 12 bin 200 metreye kadar sondaj yapabilme yeteneğine sahip. 238 metre uzunluğu, 42 metre genişliği ve çift güvenlik sistemi bulunuyor. 200 mürettebat kapasiteli gemi, yedinci nesil teknolojiye sahip dünyanın beşinci büyük gemisi olma özelliğini taşıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Abdülhamid Han gemisinin kolaylaştırıcı bir teknolojiye sahip olduğunu ifade etmiş, dokuz katlı olan gemide bir helikopter pisti de bulunduğunu kaydetmişti.
180 milyon dolara satın alındı
2013’te ABD’li sondaj şirketi Vantage Drilling tarafından sipariş edilen geminin ilk adı Cobalt Explorer. Yapımını Daewoo Shipbuilding & Marine Engineering’in üstlendiği gemi, Güney Kore’deki Okpo tersanesinde inşa edilmeye başlandı. Ancak Vantage Drilling 2015’te gemi sözleşmesini iptal etti. Mayıs 2019’da uluslararası Northern Drilling şirketi gemiyi satın aldı ve geminin adını West Cobalt olarak değiştirdi, ancak bu sözleşme de Ekim 2019’da sonlandırıldı.
Kasım 2021’de TPAO tarafından Daewoo’dan 180 milyon Amerikan doları karşılığında satın alınan ve Güney Kore’deki Okpo Limanı’ndan 7 Mart’ta yolculuğa başlayan gemi, 19 Mayıs’ta Mersin’in Taşucu NATO Limanı’na vardı. Buradaki sistem ve ekipman güncelleme işlemlerinin tamamlanmasıyla göreve hazır hale geldi.
Gemi yarın Akdeniz’e açılacak ancak sondajın nerede yapılacağı ile ilgili NAVTEX ilanı yayınlanmadı. Türkiye, tartışmalı bölgelerdeki son sondaj aramasını 2020’nin yaz aylarında Meis ve Rodos adasının güney açıklarında yapmıştı. Sondaj gemisi Oruç Reis’e iki savaş gemisi de eşlik etmişti. “Yunan adalarının kendi kıta sahanlıklarına ve MEB (Münhasır ekonomik bölge) alanlarına sahip olduğunu” savunan Yunanistan, Türkiye’yi Meis adasının kıta sahanlığını ihlal etmekle suçluyor. Ancak Atina yönetimi bugüne dek varsaydığı kıta sahanlığının koordinatlarını Birleşmiş Milletler (BM)’e bildirmiyor. Sondaj yapılan bölge, Türkiye’nin BM’ye bildirdiği kıta sahanlığının koordinatları içinde yer alıyor.
Abdülhamid Han gemisi ile ilgili gelişmeler Yunanistan’da da yakından takip ediliyor. Yunanistan merkezli Kathimerini gazetesi, “Türk sondaj gemisinin olası rotası” başlıklı haberinde, Abdülhamid Han’ın Doğu Akdeniz’deki seyrine ilişkin üç farklı rota masaya yatırıldı. Gazeteye göre, Abdülhamid Han’ın faaliyetlerine Kıbrıs’ın kuzeyinde başlaması en olası alan olarak değerlendiriliyor. İkinci senaryo ise Kıbrıs’ın güneybatısı olarak gösteriliyor. Üçüncü rota ise Rodos’un güneyi olarak gösteriliyor. Gazeteye göre, üçüncü senaryo gerçekleşirse, 2020 yılında yaşanan Oruç Reis krizi tekrarlanabilir. Bu yüzden Rodos ve çevresindeki olası bir faaliyet, Yunanistan için en kötü senaryo olarak öne çıkıyor. Bu durumda, Atina yönetiminin ‘kıta sahanlığımızı ihlal ettiler’ demek üzere harekete geçmesine olası gözüyle bakılıyor.
Türkiye, Yunanistan ile gerilimin zirve yaptığı 2020 sonbaharında, Atina ile istikşafi görüşmeler gündeme gelince “iyi niyet” gösterisi olarak sismik arama ve sondaj gemilerini Akdeniz’den çekmişti. O zamandan beri Türkiye sismik arama ve sondaj faaliyetlerini Karadeniz’de yürütüyor. Ancak Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçatokis’in Mayıs ayında ABD Kongresi’nde yaptığı konuşmada Türkiye aleyhine sert ifadeler kullanması bir buçuk yıllık sakinliğin sonu oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da “Artık benim için Miçotakis diye birisi yok” çıkışı aradaki pamuk ipliğine bağlı köprüleri tamamen yıktı.