Uzun yıllar Türk istihbaratını yöneten Dr. Hakan Fidan 1 yıl önce Türkiye Dışişleri Bakanı oldu. Dr. Hakan Fidan 1 yıldan fazladır sürdürdüğü Dışişleri Bakanlığı görevinde hiç bu kadar dünya gündemine oturmamıştı. Peki ne oldu da Bakan Fidan Amerika’dan Asya’ya Ortadoğu’dan Latin Amerika’ya tüm gözlerin Türkiye’ye çevrilmesine neden oldu. Bunun sebebi Fidan’ın Çin’e ve Rusya’ya kapsamlı bir ziyarette bulunması ile BRICS toplantısına katılması oldu. Bu ziyaretler sonucu hem Türkiye’de hem de dünyada bir çok soru sorulmaya başlandı.
Öncelikle Çin gezisini ele alırsak Bakan Fidan kritik görüşmelerde bulundu. Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Komitesi Politbüro Üyesi ve ÇKP Siyasi ve Hukuki İşler Komisyonu Başkanı Çen Vençing ile bir araya gelen Fidan, ayrıca önemli bir düşünce kuruluşunda “Değişen Dünya Düzeninde Türkiye-Çin İlişkileri” başlıklı bir konuşma yaptı. Ardından Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile görüşen Bakan Fidan basın toplantısında net şekilde Türkiye’nin görüşlerini ortaya koydu:
1) Tek Çin Prensibi
2) Çin’in terörle mücadelesine destek
3) Ekonomik ve kültürel iş birliğinin yüksek düzeye çıkarılması
4) Çin’in toprak bütünlüğü ve siyasal egemenliğine tam destek
5) Çin’in kuşatılmasına karşı olunması
6) Kuşak ve Yol Girişimine tam destek
7) Batılıların yükselen güçleri ve yeni rekabeti barışçı şekilde kabul etmesi
8) Gazze ve Ukrayna konusunda ortak duruş
Bakan Fidan, bu mesajların ardından Türk dünyası ve İslam medeniyetinin önemli merkezlerinden olan Çin’in Kaşgar ve Urumçi şehirlerini ziyaret etti. 12 yıl sonra ilk defa bu kadar üst düzeyde ve eski bir istihbarat başkanı tarafından yapılan bu ziyaret hem Türkiye’de hem de dünyada oldukça ses getirdi. Fidan’ın ziyareti esnasında birçok Uygur Türk’ü ile sohbet etmesi ve temas etmesi Batılı partnerlerimizi ve Türkiye’deki bir çok kesimi şaşırttı. Şaşırtıcı olan başka şeyler de vardı. Bu şehirlerin kültürel canlılığı ve refah seviyesine de hepimiz tanık olduk. Urumçi ve Kaşgar’daki çocukların Türk isimleri ile neşeli bir şekilde devamlı gülmeleri Gazze’de yaşananları düşününce oldukça kıymetlidir.
Bakan Fidan’ın sürprizlerle dolu Çin ziyaretinin etkisi tartışılırken bu sefer Rusya ziyareti konuşulmaya başlandı. BRICS+ Dışişleri Bakanları Toplantısına katılmak üzere Rusya’ya giden Bakan Fidan, Çin’de olduğu gibi Rusya’da da kritik görüşmelere imza attı. Gözden kaçmasın Türkiye Dışişleri Bakanı Dr. Hakan Fidan’dan sadece 2-3 gün önce Türkiye’nin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’na katıldı. Burada Gazprom Başkanı ile Rusya Doğal Kaynaklar ve Çevre Bakanı ile görüştü. Bakan Fidan ise Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Sergey Şoygu ve Rus Dış İstihbarat Servisi Başkanı Sergey Narişkin ile önemli görüşmelerde bulundu. Ancak tüm dünyada ilgi odağı olan Bakan Fidan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından kabul edilmesi oldu. İki eski istihbaratçı olan Dr. Hakan Fidan ile Vladimir Putin’in oturduğu masada dünya basının da gündeme oturdu. Böylece fevkalade iyi giden ilişkiler bu görüşmelerle taçlandırıldı. Türk ve Rus görüşmelerinde ise ana eksen:
1-) İki ülke arasındaki ticaretin 100 milyar dolara çıkarılması
2-) Yeni yatırımlar ve ortak projeler
3-) Enerji ve askeri alanda iş birliği
4-) Azerbaycan ve Ermenistan’ın durumu
5-) Suriye ve Libya sahası
6-) Gazze’deki ortak duruş
7-) Ukrayna krizi
Bakan Fidan Çin’de Uygur Türklerini unutmadığı gibi Rusya’da da Ahıska Türklerini unutmadı. Ahıska Türklerini kabul eden Bakan Fidan ayrıca Türk-Rus İş İnsanları ile de bir araya geldi. Bu kıymetli görüşmelere ek olarak artık Türkiye’nin Çeçenistan’a ve Çeçenler’e özel önem vermesi gerektiğini de düşünüyorum.
Bakan Fidan’ın bitmeyen yoğun temposunun son halkası ise BRICS toplantısıydı. Rusya’da düzenlenen BRICS+ Dışişleri Bakanları Toplantısının genişletilmiş formatına Türkiye’de katıldı. Bununla beraber BRICS toplantısı 20’den fazla ülkenin katılımı ile gerçekleşti. Bakan Fidan bu toplantıda bir konuşmada yaptı. Zaten Bakan Fidan’ın Çin’de yaptığı açıklamalarda BRICS’in önemli bir alternatif olduğu ve Türkiye’nin de katılmak istediği olay olmuştu. Bakan Fidan, BRICS ile işbirliğine değer verdiklerini söylerken BRICS içindeki çeşitliliğin de kalkınma ve istikrar artırmak için önemli bir araç olduğunu söyledi. Bu süreçte Bakan Fidan ilginç görüşmelerde yaptı. ABD ve Batılı ülkelerin yaptırım ve düşman gördüğü Küba ve Belarus ile Bakan Fidan ayrı ayrı görüştü. Ayrıca BRICS Dışişleri Bakanları Toplantısı Sonuç Bildirgesinde İsrail kınanırken, Filistin’in Birleşmiş Milletlere tam üyeliği Hindistan’da dahil olmak üzere tüm ülkeler tarafından desteklendi.
Dr. Hakan Fidan nezdinde Türkiye’nin BRICS+ Dışişleri Bakanları Toplantısına katılması Türk karar alıcıların değişen stratejik vizyonunu ortaya koydu. Çünkü Türkiye, Ukrayna ve Gazze sahasında artık ABD temelli Batı medeniyeti eksenli sistemin yürümediğini derinden deneyimledi. Ayrıca Ortadoğu’nun bölgesel güçleri olan Mısır, İran, BAE, Suudi Arabistan gibi Türkiye’nin rekabet içinde olduğu ülkelerin BRICS’e dahil olması dikkate alınması gereken bir durum yarattı. Dahası bugün Türkiye’nin ilk nükleer santralini inşa eden Rusya, Türkiye’nin köprü ve demiryollarını inşa eden Çin, Türkiye’nin ihtiyacı olan ilk petrol üreten yüzer platformu bize satan Brezilya, Türkiye’nin müdahil olduğu İsrail’in yargılandığı davayı açan Güney Afrika gerçeği var. Açıkçası Türkiye’nin her alanda ilişkilerini derinleştirdiği ve sağlamlaştırdığı bir BRICS ülkeleri topluluğu bulunuyor. Çünkü Avrupalı-Amerikalı müttefiklerimizin yıllarca vermediği yüksek teknolojiler ile yapmadığı dev altyapı projeleri yine BRICS ülkeleri tarafından sağlanıyor. Bununla beraber bir NATO ülkesi, OECD üyesi ve AB üyeliği bekleyen bir ülkenin BRICS toplantısında olması sadece bizde değil dünyada geniş ses getirdi.
Bugün bu yaşananların Türkiye’nin bir eksen kayması olarak okunması zamanın ruhunun anlaşılmaması ve geleceği okuyamamak olduğu da açıktır. Çünkü Türkiye bu hamleleri ile kendi eksenini inşa etmektedir. Bu inşa sürecinde Batı ile ilişkilerini sürdüren Türkiye’nin yeni güç ve medeniyet merkezlerini hesaba katmaması olmazdı. Sonuçta Türkiye Cumhuriyeti bir merkez ülke ve medeniyet devletidir. Zaten Türk Devletleri Teşkilatını devreye soktuğumuzda Türkiye’nin inşa etmek istediği Türkiye Eksenini daha iyi anlayabiliriz. Çünkü Türk karar alıcıları Türkiye’yi sadece coğrafi tanımlarla sınırlamıyor. Aslında Batılı, Doğulu, Kuzeyli veya Güneyli gibi kavramlar günümüzün küresel sistemi için yetersiz gelmektedir. Dünyanın bloklara ayrılması gibi tanımlar ise akıllara ziyan Soğuk Savaş zihniyetinde kalma köhne düşüncelerdir. Bugünü anlamak için dünyanın hala kutuplar veya bloklar şeklinde sunulması tatsız ve tuzsuz eskimiş bir tariftir.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Dr. Hakan Fidan’ın Çin gezisi, Rusya gezisi ve BRICS toplantısına katılımı başta Batılı dostlarımız olmak üzere tüm dünyaya Türkiye’nin Çin’in yükselişi, Rusya’nın ortaklığı ve BRICS’in geleceği hakkındaki pozisyonunu eksiksiz bir şekilde göstermiş oldu. Nitekim Türkiye için Çin ve Rusya düşman ve tehdit görülmediği gibi BRICS’in de Batı karşıtı ve düşmanı olmadığı ortaya koyuldu. Bu durum Türk dış politikasının kafasının karışık olmadığını tam tersi kafası karışıkların aydınlanmasını sağladı. Türkiye’nin yaptığı bu gezi ve katılımların sadece Batı’ya bir mesaj olmadığı da anlaşıldı. Bunun da en büyük sebebi görüşmelerin sadece ticaret ve yatırım ile sınırlı kalmamasıdır. Özellikle güvenlik, askeri ve istihbarat alanında uzun görüşmelerin yapılması çok daha farklı şeylere işaret ediyor. Bunun yanında Çin lideri Xi Jinping’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Türkiye’ye davet edilmesi, Dışişleri Bakanı Dr. Hakan Fidan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin tarafından kabul edilmesi, Hakan Fidan’ın Çinli ve Rus güvenlik, askeri ve istihbarat elitleri ile görüşmesi çoğu şeyin cevabını veriyor. Dipnotta ise Bakan Fidan, BRICS toplantısında konuşurken Çin’in inisiyatifi ile kurulan Asya Altyapı Yatırım Bankası Başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edildi ve yeni anlaşmalar yapıldı. Bir de BRICS toplantısı sonrası Brezilya Dışişleri Bakanının Türkiye ziyareti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilmesi oldukça büyük önem taşıdı. Bu görüşme sonrası Brezilya lideri Lula’nın, Türkiye’yi ziyaret edeceği Brezilya medyasına düştü.
Dr. Hakan Fidan’ın çizdiği Türk dış politikası yol haritasında BRICS ve BRICS üyelerinin öneminin daha da artacağını görmemiz gerek. BRICS’in sağlayacağı ekonomik esneklik ve alternatifler Türk dış politikasının stratejik otonomisini yükseltecektir. Çok taraflı ve çok yönlü bir Türkiye daha rahat hareket kabiliyeti kazanacaktır. Bu durumda Ankara’nın bölgesel ve küresel anlamda daha etkin ve görünür bir güç merkezi olmasına yardımcı olacaktır. Dışişleri Bakanımız Dr. Hakan Fidan’ın Çin’de, Rusya’da ve BRICS toplantısındaki açıklamaları bu süreçte kararlı olunduğunu gösteriyor. Tabi Amerikalı müttefiklerimizden hemen bir temenni altında uyarı geldi. Reuters’a konuşan ABD Ankara Büyükelçisi, Türkiye’nin BRICS’e üye olmayacağını umduğunu ifade etti. Bu da bize Dr. Hakan Fidan’ın doğru yerde doğru zamanda doğru hamleyi yaptığını açık bir şekilde gösterdi.
Açıkçası Türkiye, yaklaşmakta olan çok merkezli-çok medeniyetli demokratik bir küresel sistem içinde artık takip eden değil takip edilen, kendi ekseninde bir Türk dış politikası inşa etme sürecindedir. Bu sürecin ekonomik, ticari, siyasi, kültürel, bilimsel, diplomatik ve askeri bir çok yönü bulunmaktadır. Tabi ki bu süreçte birçok zorluk bizi beklemektedir. Ancak Dışişleri Bakanımız Dr. Hakan Fidan’ın adil bir dünya düzeni için bize yeni bir yöntem ve yeni bir yol açtığını görmek gerekiyor. Bu yöntem ve yol Ankara merkezli Türkiye ekseni vizyonudur.