ORTADOĞU

İsaac Herzog’un Körfez turunda ‘İbrahim Anlaşmaları’ vurgusu

Yayınlanma

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, önce Bahreyn ardından Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) resmi ziyarette bulundu. İsrail’de kurulması beklenen tarihinin en sağcı hükümetine yönelik tartışmaların gölgesinde yapılan ziyarette Herzog’un İbrahim Anlaşmalarına bağlılık vurgusu dikkat çekti.

Herzog, Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife’nin davetlisi olarak olarak Manama’ya gitti. Ziyaret, 2020’de iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesinden bu yana İsrail’den Bahreyn’e yapılan en üst düzey ziyaret oldu. İsrail Cumhurbaşkanı, ziyaret öncesi Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “İbrahim Anlaşmaları tarihi bölgesel işbirliğini ateşledi. Bölgemizdeki daha fazla ülkeyi bu ortaklığa katılmaya ve Ortadoğu’yu güçlendirmeye çağırıyorum. Ortadoğu’daki komşularımızla genişleyen barış ve ortaklık çemberi, özellikle küresel ve bölgesel istikrarın zayıflaması ışığında büyük önem taşıyor” dedi.

Bahreyn resmi ajansı BNA’ya göre Herzog, Kral Al Halife ile El-Kudaybiye Sarayı’nda görüştü. Al Halife ile Herzog, bölgedeki sorunlarla mücadele için daha fazla çaba sarf edilmesi, bölgenin güvenlik ve istikrarının muhafaza edilmesi ile kalıcı barışın tesisi için yürütülen çalışmaların desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Bahreyn Kralı, ülkesinin, Filistin halkının meşru haklarını teminat altına alan kapsamlı, adil ve sürdürülebilir barışın gerçekleşmesini destekleyen tavrını yineledi. İsrail Cumhurbaşkanı ise “Bu büyük bir an. Bahreyn’de olmaktan kıvanç duyuyorum. İki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme isteğimizi ifade ediyoruz” dedi.

Isaac Herzog (solda), Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife (sağda) ile başkent Manama’daki Al-Qudaibiya Sarayı’nda bir araya geldi.

Herzog, Bahreyn’deki temaslarının ardından Abu Dabi’ye geçerek Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan ile bir araya geldi. BAE resmi ajansı WAM’da yer alan habere göre, Bin Zayid, Herzog’u Eş-Şati Sarayı’nda ağırladı. İki ülke arasındaki iş birliği ile bunun “bölgesel kalkınma ve barışa katkılarının” değerlendirildiği görüşmede, iki ülkeyi ilgilendiren ortak konularda fikir alışverişinde bulunuldu. Bin Zayid ile Herzog görüşmesine, BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid Al Nahyan ve diğer bazı hükümet yetkilileri de katıldı.

Koalisyon tartışması

Herzog’un ziyareti, 1 Kasım seçimlerinden zaferle ayrılan Likud Partisi lideri Netanyahu’nun Yahudi Gücü (Otzma Yahudit) ve Dini Siyonizm Partisi’nin liderlerine verilen kritik Bakanlıklar tartışıldığı sırada geldi. Netanyahu’nun koalisyon için anlaştığı Yahudi Gücü’nün lideri Itımar Ben Gvir ve Dini Siyonizm Partisi’nin Genel Başkanı Bezalel Smotrich’in İsrail’in Arap vatandaşlarını ve Filistin yönetimini hedef alan politikaları İsrail’in Körfez ve Arap dünyası ile “normalleşme” sürecini tehlikeye atıyor.

Netanyahu, Yahudi Gücü Partisi ile imzaladığı koalisyon anlaşması gereği Ulusal Güvenlik Bakanlığı ile Banliyöler, Necef Çölü ve Celile’yi Geliştirme Bakanlığını ve Yahudi Mirası Bakanlığını Itımar Ben Gvir’e verecek. Geniş yetkilerle donatılmış şimdiki adı “Kamu Güvenliği Bakanlığı” olan Ulusal Güvenlik Bakanlığına, işgal altındaki Batı Şeria Sınır Polisi biriminin de dahil edilmesi gündemde. Likud Lideri’nin Dini Siyonizm Partisi ile yaptığı koalisyon anlaşmasına göre Smotrich rotasyonlu da olsa Maliye Bakanlığı’nı kontrol edecek. Savunma Bakanlığı için ısrar eden Smotrich, Maliye Bakanlığı’na yetkileri işgal altındaki Batı Şeria’ya doğru “genişletilerek” ikna edildi. Netanyahu’nun hükümetini resmen duyurması için 11 Aralık’a kadar vakti var ancak eğer isterse iki hafta ek süre de talep edebilir.

‘Anlaşmaların genişletilmesi’ kozu

İsrail’in muhalif basını da Herzog’un Bahreyn ve BAE ziyaretini, kurulması beklenen hükümetle ilişkilendirerek ele aldı. Jerusalem Post’tan Tovaf Lazaroff, “Netanyahu’nun yeni hükümeti İbrahim Anlaşmalarını mahvedecek mi?” başlıklı analizinde “Herzog, neden BAE liderine İsrail’in ‘tümünün’ hâlâ İbrahim Anlaşmaları’na bağlı olduğu konusunda güvence vermesi gereksin ki” diye sordu. Dört Arap ülkesiyle, Batı Şeria’daki yasa dışı yerleşimleri genişletmeme karşılığında imzalanan İbrahim Anlaşmaları’nın İsrail’in sağcı-solcu politikacıları tarafından sahiplenildiğini hatırlatan Lazaroff, “Netanyahu liderliğindeki aşırı sağcı bir hükümet anlaşmaları mahvedecek mi?” diye sordu ve özetle şunları söyledi: “Herzog anlaşmaların (diğer Arap ülkeleriyle de) imzalanması gereğinden bahsederken (Bahreyn Dışişleri Bakanı) Abdullatif ez-Zeyyani, İsrail ile Filistinliler arasında ilerleme kaydedilmedikçe başka hiçbir ülkenin bu anlaşmalara katılmayacağını söyledi.”

“Herzog, yeni anlaşmaların hayalini kuruyor olabilir ve Netanyahu da bu anlaşmalardan söz ediyor olabilir, ancak pratikte göreve geldikten sonra kendisini mevcut anlaşmaları sürdürmekle koalisyon ortaklarını kontrol altında tutmak arasında bir ipin üzerinde yürürken bulabilir.”

“Ya da belki İsrail’in Arap ortakları, Dini Siyonist Parti’nin Batı Şeria’nın ilhakı arzusunun anlaşmalarla kontrol altında tutulacağı yeni bir oyun olduğunu henüz kavramamış olan Netanyahu ve Sağ’dan bir adım öndedir. Bir kez işe yarayan bir formül, anlaşmaları feshetme tehdidiyle değil, anlaşmanın ilave Arap ülkelerini içerecek şekilde genişletilmesiyle iki kez işe yarayabilir mi? Örneğin, Suudi Arabistan veya Umman, fiili ilhakı önlemek için İsrail ile bağlarını normalleştirme yönünde yönlendirilebilir mi?

“Bu hafta Manama’da dalgalanan İsrail bayrakları, İsrail’in elinden kaçabilecek iyimser bir Orta Doğu tablosunun son kutlama sembollerinden biri olabilirdi. Ya da İsrail’e Batı Şeria’daki ilhakı savuşturmak üzere İsrail’e ilham vermek için bölgesel risklerin artırdığı karmaşık yeni bir gerçekliğin habercisi olabilirdi. Tam da İsrail sağı Yahudiye ve Samiriye’de egemenlik konusunda nihayet harekete geçmeye hazırken…”

Çok Okunanlar

Exit mobile version