Çevirmenin notu: Son verilere göre, cuma günü Moskova’daki Crocus City Hall konser salonunu hedef alan silahlı saldırıda can kaybı 137’ye çıktı. RIA Novosti ajansının paylaştığı bilgilere bakmak faydalı olur: Saldırı “para için” yapılmış: Kendisini “vaizin yardımcısı” olarak adlandıran “adı ve soyadı olmayan” bir adamla Telegram üzerinden temasa geçilmiş ve saldırgan, önce yarım milyon ruble, daha sonra “bir milyon civarında” para teklif edildiğini söylüyor. Vaizin adı belirtilmiyor, ancak saldırganlardan biri onun “derslerini ve vaazlarını” dinlediğini ifade ediyor. “Vaizin yardımcısı” saldırının yapılacağı yerin koordinatlarını da kendisi verirken, organizatörler de silahları —Kalaşnikof tüfekleri— temin ediyor. Saldırganlar Moskova’nın kuzeyindeki bir pansiyonda birlikte yaşıyorlar ve birbirlerini pek tanımıyorlar; dört failden ikisi 10 ila 12 gün önce tanışmış. Sorgulamaların parçalarından tutarlı bir resim ortaya çıkmıyor. Bu insanları tam olarak neyin birbirine bağladığı ve hangi saiklere göre hareket ettikleri net değil.
Fakat en nihayetinde saldırının maksadı, Rusya’nın bocalamasına, paniğe kapılmasına ve önceden hazırlanmış planlarını değiştirmesine neden olmaktı.
İngimasi taktikleri: Crocus City Hall’daki trajedinin ardında kim olabilir?
İgor Trifonov
Profile.ru
23 Mart 2024
Bugün, 23 Mart, henüz olay yeri incelemesi başlamamışken ve müfettişler sadece Acil Durumlar Bakanlığı tarafından kendilerine getirilen kayıpların kimliğini belirlerken, ne olduğuna dair sadece ön tahminler olabilir. Herhangi birine odaklanmak için elimizde çok az nesnel veri var. Fakat şimdiden şunun kesin olduğunu söyleyebiliriz: Crocus City Hall ziyaretçilerine yönelik silahlı saldırıyı planlayan ve gerçekleştiren örgütler farklı. Ve bu iki yapı sadece hazırlık düzeyinde farklılık göstermiyor.
Azalya Dolgova’nın adını taşıyan Rusya Kriminoloji Derneği’nin (RCA) terörle mücadele uzmanlarına göre (bu uzmanların çoğu aktif çalışanlar, bu nedenle düşüncelerini isimlerinin gizli kalması koşuluyla paylaştılar), suçun doğrudan failleri, büyük ihtimalle İslamcı aşırılık yanlıları arasından gelen, iyi gizlenmiş bir “uyuyan” terörist hücrenin mensuplarıydı ve silahlar zulalardan çıkarıldı; yani, uzun süredir ve belki de başka amaçlar için hazırlanmış zulalarda uzun yıllar boyunca naftalinlenmiş olarak yatıyorlardı. Bunu, soruşturmanın ilk verileri ve yayımlanan videolarda açıkça görülebilen bazı işaretler —özellikle de atışlar sırasında namlulardan çıkan karakteristik kıvılcımlar— kanıtlıyor.
Failler ingimasi (geri dönmemek üzere yapılan sızma saldırısı) militanları, ölümden korkmayan ama zafer peşinde koşan savaşçılar. Crocus City Hall’a giren suçlular, eylemlerine bakılırsa, özel askeri eğitim almışlardı ama yıllar evvel. Askerlik bilimi son yıllarda kayda değer ölçüde değişti ve askerlerin ve teröristlerin silahlarını tutma şekilleri bile farklı. Buna ek olarak, klasik ingimasi taktiği üç ila yedi kişilik gruplar halinde hareket ederek yürütülür.
Ancak RCA uzmanlarına göre bu saldırı planının geliştirilmesi, en hafif tabirle ingimasi özgü olmayan tamamen farklı bir seviyeyi (kilit mühendislik noktalarının bilgisi, tesislerin içindeki rotaların planlanması, eylemlerin kesin zamanlaması ve görev dağılımı; birisi yangın çıkarır, diğerleri mühendislik iletişimini yok eder ve binaları —ve kilit noktalarda, yangının hemen maksimum etkiye sahip olacağı yerlerde— ateşe verir) gösteriyor. Buna ek olarak, içeri giren militanlar, hala çok sayıda hedefleri olmasına ve cephaneleri tükenmemiş olmasına rağmen hızlı ve fark edilmeden kaçmayı başardılar.
Rusya Kriminoloji Derneği’nden bir uzman, “Akla gelen ilk düşünce, saldırının büyük ihtimalle Hizb-ut Tahrir el-İslami’den İslamcı radikallere sempati duyan, ancak Avrupalı bir yaklaşıma, eğitime ve bilgiye sahip şahıslar tarafından tertip edilen bir ‘uyuyan’ hücre tarafından gerçekleştirilmiş olduğudur. Böyle bir senaryo oldukça mümkün: Suriye ve Afganistan’daki terörle mücadele operasyonları sırasında, başta MI6 ve CIA olmak üzere yabancı istihbarat kurumları, şifreler ve iletişim kanalları da dahil olmak üzere pek çok uyuyan hücrenin verilerini ele geçirmişti. Böyle bir hücreyi ‘uyandırın’, adım adım bir senaryo verin ve bunu anonim ya da sahte bir kişi adına yapın, işte bu kadar, bütün izleriniz kaybolur,” diyor.
Bu durumda, arka plandan tamamen habersiz ve kilit bir rol oynamayan bir grubu kurban etmek ve “biraz para” için sadece kameraların önünde parlatmak da bir Cizvit hamlesidir ama Batılı istihbarat kurumları tarafından denenmiş ve test edilmiştir. Ayrıca bu, dikkatleri diğer örgütlerden başka yöne çekmeyi de sağlar.
Sonuçta, soruşturmanın ilk ve en ön sonuçları Crocus City Hall’da birden fazla örgütün faaliyette olduğunu gösteriyor. Her biri kendi görevini yerine getirdi. Ölülerin toplandığı çeşitli yerler, farklı yerlerde aynı anda ateş edilmesi ve hatta ziyaretçilerin mutlak çoğunluğunun ateşli atmosferden kaçmayı başarması bunun göstergesi.
Elbette, yaşanan her şeyin tutarlı bir tesadüfler zinciri olduğu ortaya çıkabilir ama buna ikna olmak zor.
Uzman, “Kuşkusuz saldırganların konser salonunun teknik servis çalışanları, hatta tüm kompleksin çalışanları arasında suç ortakları vardı. Basit bir gözlemin ortaya çıkaramayacağı şeyleri biliyorlardı; havalandırmanın özellikleri, otomatik yangın söndürme sistemleri, kapıların kilitlenme şekli ve çok daha fazlası. Güvenlik görevlilerinin silahsız olduğu ve silahlı bir saldırıya karşı koymaya hazır olmadıkları gerçeği bile bu suç planlanırken göz önünde bulundurulmuştu,” ifadesini kullandı.
Dahası, suç ortaklarının da “uyuyan” ortaklar kategorisine girmesi muhtemel; günlük hayata alışmışlar, büyük ihtimalle yıllar önce yasal olarak Rusya vatandaşlığı almışlar, yani tüm kontrollerden geçmişler ve radikallerle temaslar da dahil olmak üzere suç addedilecek hiçbir durumda görülmemişler, Rusya’da yasalara uygun olarak yaşıyorlar ve sadece bağlantılar değil, aynı zamanda güvenilirliklerini ispat eden çok sayıda belge de edinmişler.
RCA uzmanına göre saldırının zamanlaması da iyi seçilmişti; yeni seçilen devlet başkanı henüz göreve başlamamıştı, güvenlik birimleri seçim öncesi aylarca süren sıkı çalışmanın ardından biraz rahatlamıştı ve buna ek olarak FSB kurulu, yeni görevlerin tanımlandığı bir toplantı yapmıştı.
Soruşturma bu verilerle tatmin olursa, çok sayıda kurban olmasına rağmen (ne yazık ki artacak) Crocus City Hall’da yaşananlar hukuki açıdan terör eylemi olarak kabul edilmeyecektir. Terör eyleminin amacı, yetkilileri gerekli siyasi kararları almaya zorlamaktır. Ve bu kanıtlanmalıdır. Fakat “uyuyan” hücrenin savaşçıları hedefleri bilmiyor ve hücreyi var eden, donatan ve hazırlayanlarla hiçbir bağı yok.
Ve o zaman bu suç ya toplu katliam ya da silahlı saldırı olarak görülecektir ama trajediyi tertip edenlerin hedeflerinden biri bu olabilir.
Uzmanlara göre, organizatörler yabancı özel istihbarat şirketlerinden biri olabilir; bunlar özellikle devlet çıkarlarını korumak adına kurulmuş, fakat aynı zamanda “hükümetlerini ilgi odağı olmaktan uzak tutan” şirketler. Britanya, ABD ve Türkiye’nin yanı sıra diğer bazı ülkelerde de bu türden şirketler var. Bu şirketlerin karakteristik özelliği, devlet istihbaratı ve karşı istihbarat kurumlarıyla yakın ilişki içinde olmaları ama aynı zamanda doğrudan mali bağlarının olmaması. Uyuyan hücrelerle iletişim kanalları şirkete bu şekilde ulaşmış olabilir.
RCA uzmanı, “Ukrayna güvenlik kurumlarıyla ya da herhangi bir NATO yapısıyla doğrudan bağlantıların izini sürmenin mümkün olmayacağından eminim, bunlar gözlerin mutlak çoğunluğundan gizleniyor,” dedi.
Ancak şu anda bu tahminin yalnızca dolaylı teyitlere sahip olduğu ve yalnızca önceliklerden biri olarak değerlendirilebileceği açıkça anlaşılmalı.
Ne yazık ki Crocus’ta yaşanan trajedinin, insanların toplu olarak bulunduğu yerlerin korunmasına ilişkin ilkeler hakkında bir dizi soruyu daha da alevlendirdiğini belirtmek gerekir. Özellikle de “silahlı bir adamı dışarıda tutma” şeklindeki kısır ilkeyi tam anlamıyla ortaya koydu. Uzmanlar, uzun zamandır bu yaklaşımın “önce korumayı öldürme” seçeneğine karşı işe yaramadığını söylüyor. Ancak Devlet Duma’sında görüşülmekte olan yasa taslağı da dahil olmak üzere mevcut tüm yasalarda bu tez görülebilir; korumalar, güç kullanarak önleme yerine teknik araçlar da dahil olmak üzere tespit etmeye odaklanmıştı. Yaşanan trajedinin de gösterdiği gibi, panik butonu silahın yerini tutamaz.
Yangının söndürülmesi de garip görünüyor; binalara helikopterlerden su atmanın etkisiz olduğu ve yapıların yıkılması (ve suç delillerinin yok edilmesi) nedeniyle daha fazla hasara neden olduğu biliniyor. İlk verilere göre, kurbanların önemli bir kısmı ateşli silah yaralanmalarından değil, yangın tehlikesine maruz kalmaktan ve atılan bodrum katlarını ve ziyaretçilerin saklandığı bazı teknik odaları sular altında bırakan sudan öldü. Operasyonel kurumların telefonlarına, saklanan ve yerlerini çok doğru bir şekilde belirtenlerden toplu çağrılar gelmesine rağmen, neden tam teşekküllü bir yangın keşfi yapılmadığı belli değil. Ne yazık ki birçoğu da oradaydı.