İsveç Savunma Komisyonu tarafından Pazartesi günü İsveç Savunma Bakanı Pål Jonson’a sunulan güvenlik politikasına ilişkin bir rapora göre, Stockholm’ün NATO’ya katılmayı beklediği bir dönemde ülkeye yönelik silahlı bir saldırının ihtimal dışı olmadığı iddia edildi.
İsveççe Allvarstid (acil durum zamanı) olarak bilinen ve 1939-1945 İkinci Dünya Savaşı sırasındaki hazırlık yıllarından geldiği söylenen rapor, İsveç Savunma Komisyonu’nun küresel güvenlik ortamına ilişkin değerlendirmesini, İsveç’in savunma ve güvenlik politikası üzerindeki etkilerini ve İsveç’in gelecekteki NATO üyeliğine ilişkin önceliklerini ortaya koyuyor.
Savunma Komitesi Başkanı Hans Wallmark, “Bunlar ciddi zamanlar. Avrupa’da devam eden bir savaş var; milliyetçi, emperyalist ve silahlanmış bir Rusya ile uğraşmak zorundayız. Asya ve Pasifik’teki gelişmeler bizi etkiliyor,” dedi.
Rapora göre, İsveç’in NATO’ya katılması beklenirken, ülkeye yönelik Rus askeri harekatı tehdidi ‘göz ardı edilemez.’
Raporda, “İsveç’e karşı silahlı bir saldırı göz ardı edilemez. İsveç’e karşı askeri güç ya da bu tür güç tehditlerinin kullanılabileceği de göz ardı edilemez,” deniyor.
Rapor, Rusya’nın kara kuvvetleri Ukrayna’da meşgul olsa da, hâlâ çeşitli askeri tehditler olduğunu iddia ediyor: “Dahası, Rusya askeri güç kullanma eşiğini daha da düşürmüştür ve yüksek bir siyasi ve askeri risk iştahı sergilemektedir. Rusya’nın İsveç’e karşı hava, deniz, uzun menzilli ya da nükleer operasyonlar yürütme kabiliyeti devam etmektedir.”
Raporda ayrıca İsveç’in ‘ülkeyi, nüfusu, demokrasiyi, özgürlüğü ve yaşam tarzını savunmak için silahlı güç kullanmaya’ hazır olduğu belirtiliyor.
Wallmark, parlamentodaki tüm partilerin üyelerinden oluşan Savunma Komitesinin, ülkenin bağlantısız kalması gerektiğine inanan Sol ve Yeşil partiler dışında, ‘esasen’ hemfikir olmasından memnuniyet duyduğunu ifade etti. Sol Parti üyesi Hanna Gunnarsson, “Bağlantısızlığın gelecekte bizim için daha güvenli olacağını düşünüyoruz,” dedi.
