ASYA

Japonya agresif silahlanmaya hazırlanıyor

Yayınlanma

Japonya, bu ay yayınlanacak ulusal güvenlik ve strateji belgesi ile on yıllardır devam eden geleneksel savunma yaklaşımını alt üst etmeye hazırlanıyor. Hazırlanan yeni strateji belgesi ikinci dünya savaşından bu yana devam eden anlayıştan bütünüyle kopuşu temsil edecek ve Japonya’nın agresif silahlanmasının önü açılacak. Belgeye yönelik son hazırlıklar sürerken silahlanmanın özellikle saldırı kapasitesini geliştirmeye yönelik olacağı netleşmeye başladı.

Washington Post gazetesinin bildirdiğine göre Tokyo, ABD’den Tomahawk füzeleri almaya hazırlanıyor. Gazetenin görüşlerini aktardığı Japonya’nın eski ABD Büyükelçisi Ichiro Fujisaki’ye göre “Birçokları savaşın yirminci yüzyılının meselesi olduğunu düşündü ancak biz savaşı şimdi yeniden görüyoruz.”

Adı belirtilmeyen bir başka ABD’li yetkili, ABD’nin müttefik ve partnerlerini Asya-Pasifik bölgesinde güçlendirmeye çalıştığını belirtti. Yetkili, kapalı kapılar ardında hazırlanan planlarla ilgili ayrıntı vermedi. Washington Post’un aktardığına göre 400 ila 500 arası Tomahawk füzesinin Japonya’ya satışı gündemde. Gazeteye konuşan bir Japon yetkili bu durumu, “Karşı saldırı yeteneklerinde olumlu yönde çok büyük bir değişikliği sembolize edecek” sözleriyle değerlendirdi. Yine Rand Corporation’dan Japonya uzmanı Jeffrey Hornung’a göre de bu değişim; “Japonya’nın stratejik düşüncesinde büyük bir evrimi temsil ediyor.”

Füzelerin Japonya’nın uzun mesafe vuruş kabiliyetini artırması hedefleniyor. Bu aynı zamanda Japonya’nın saldırı silahları kapasitesini geliştirmememe politikasını da bırakması anlamına geliyor. Bu gelişme Batılı yorumculara göre Japonya’nın Çin’in askeri modernizasyonu ve Kuzey Kore’nin nükleer programına karşı konvansiyonel caydırıcılığını artırma isteğinin bir sonucu. Pratik olarak bakıldığında ise Japonya, Kore yarımadasını ve Çin Anakarasını vurma yeteneklerini geliştiriyor.

Eski paradigma yıkılıyor

Tokyo bu kapsamda 1976 yılından bu yana devam savunma harcamalarında Gayri Safi Yurt İçi (GSYİH) hasılanın yüzde 1’lik dilimi aşmama sınırını kaldırıyor. Japonya önümüzdeki beş yıl için savunma harcamalarını neredeyse GSYİH’sının yüzde ikilik dilimine kadar artırmayı planlıyor. Bu da mevcut savunma harcamalarının ikiye katlanması anlamına geliyor. Bu aynı zamanda ABD’nin bütün NATO üyelerinden yapmasını istediği bir harcama. Gelişmiş ekonomisiyle Japonya GSYİH’sının yüzde ikilik dilimini savunmaya ayırdığı zaman bu dünyadaki üçüncü büyük savunma bütçesi olacak.

Bu değişime giden yolu Japon siyasetindeki muhafazakar kanaat açtı. Suikast sonucu yaşamını yitiren Eski Başbakan Shinzo Abe döneminde Japonya’nın klasik savunma doktrinini terk etmesi gerektiği fikri tartışmaya açıldı. 2013 yılında “Açık Özgür Hint- Pasifik” politikasıyla Abe, yeni paradigmanın temellerini ortaya koydu. Japon anayasasının 9. maddesinin hükümsüz kılınmasıyla da yeni savunma stratejisinin proaktif olarak geliştirilmesinin yolu açıldı.

Japonya ikinci dünya savaşından sonra “Yoshida Doktrini” ile pasifist bir savunma stratejisi belirlemişti. Bu bağlamda ülkenin silahlanma bütçesini ekonomik kalkınmaya ayırarak savunmayı müttefik ABD’ye teslim etme kararı almıştı. Böylece Japonya ekonomisini geliştirirken ABD, Asya Pasifik’te 1950’lerden bu yana geliştireceği askeri stratejilerini benimseyecek ortamı yakalamıştı.

Değişen küresel güvenlik ortamı belirsizlikle birlikte yeni arayışları da beraberinde getirdi. Joe Biden yönetiminin açıkladığı son strateji belgesinde gelecek on yıl “karar yılları” olarak tanımlanıyor. Küresel güvenlik sistemi ve düzen ABD yönetimine göre meydan okumalarla karşı karşıya ve Washington’a göre bu meydan okuma Çin’den geliyor. Amerikan yönetimi Çin’i durdurma stratejisinin parçası olarak bir dizi askeri ve siyasi kurum inşasına şimdiden girişmiş durumda. Hindistan’ı Çin ile rekabetinde dayanak olarak konumlandırmaya çalışan Washington, AUKUS paktı (Avusturalya-İngiltere-ABD) ile de Asya-Pasifik’te nükleer denizaltılara yol verdi. Pekin’in itirazlarına konu olan AUKUS anlaşması ile Fransa’nın Avusturalya ile yaptığı denizaltı anlaşmaları iptal edildi bunun yerine ABD ve İngiltere’nin Canberra’ya nükleer denizaltı vermesi kararlaştırıldı. Japon anayasasında yapılacak yeni düzenlemelerle ülkenin AUKUS gibi nükleer silahları da kapsayan askeri ittifaklara resmi katılımının yolu açılabilir.

Çok Okunanlar

Exit mobile version