Birleşmiş Milletler’in önemli iklim zirvesi COP29 yaklaşırken, dünya liderlerinin yokluğu etkinliğin potansiyel etkisine gölge düşürüyor.
Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve Brezilya liderleri bu yıl Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de yapılacak görüşmelere katılmayacak liderler arasında yer alıyor.
İklim taahhütleri için bir forum niteliği taşıyan bu toplantıda, özellikle de küresel dikkatin siyasi geçişler ve uluslararası rekabetlerle bölünmüş olması nedeniyle, daha az sayıda yüksek profilli duyuru ve taahhüdün yapılması bekleniyor.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB liderliğinde devam eden geçiş süreci nedeniyle Brüksel’de kalmayı tercih etti. Bir sözcüye göre, yönetimi önümüzdeki beş yıl boyunca AB politikalarını yönlendirmeye hazırlanırken kritik bir görev olan yeni Avrupa Komisyonu üyelerini incelemeye odaklanması öncelik kazandı.
Sözcü, “Komisyon bir geçiş aşamasında ve Başkan bu nedenle kurumsal görevlerine odaklanacak” dedi.
Küresel iklim politikasının bir diğer önemli aktörü olan Amerika Birleşik Devletleri de seçim süreci nedeniyle devlet başkanı tarafından temsil edilmeyecek.
Çevrenin korunması ve Amazon ormanlarının tahrip edilmesinin önlenmesi çabalarının ateşli bir savunucusu olan Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva da geçen ay başından yaralanmasının ardından etkinliği kaçıracak.
Lula’nın katılımı, Brezilya’nın iklim etkilerinin ön saflarında yer alan bir ülke olarak statüsü göz önüne alındığında özellikle sembolik ve iklim risklerine karşı savunmasız gelişmekte olan ulusların davasını ilerletmek için kritik olarak görülüyordu.
Bu yılki COP, giderek artan zorlukların ortasında gerçekleşiyor. Yaklaşık 200 ülke, iddialı CO2 azaltma hedeflerine ulaşmak için daha fazla iklim finansmanı sağlamak üzere bir araya gelecek, ancak uzmanlar kilit küresel liderlerin desteği olmadan sağlam bir sonucun ne kadar uygulanabilir olacağını sorguluyor.
Asya Toplumu Politika Enstitüsü’nden iklim diplomasisi uzmanı Li Shuo, kritik meselenin sadece dünya liderlerinin katılımı değil, ülkelerin verdikleri taahhütlerde yattığının altını çizdi.
“En önemli şey liderliktir. Liderler her zaman COP’ta bulunmalıdır. Ancak onların varlığından daha önemli olan, ülkelerin masaya getirdikleri gerçek taahhütlerdir” dedi.
Çin, Japonya, Avustralya ve Meksika gibi diğer önde gelen ülkelerin liderleri de COP29’daki üst düzey konuşmalar için teyit edilen son katılımcılar listesinde yer almadı.
Türkiye, COP29’a başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, hükümet üyeleri, kamu ve sivil toplum kuruluşları ile uzman ve akademisyenlerin yer aldığı heyetle üst düzey katılım sağlayacak.
Şu an itibariyle Avrupa Birliği, AB’nin duruşunu ve girişimlerini aktarması beklenen Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel ve iklim politikası şefi Wopke Hoekstra tarafından temsil edilecek.
Zirvenin zamanlaması, 18-19 Kasım tarihlerinde Brezilya’da düzenlenecek olan G20 zirvesi ile çakışarak diplomatik çabaları daha da karmaşık hale getirebilir.
İki etkinliğin de iklim finansmanı konusuna değinmesi bekleniyor, ancak analistler birbiriyle rekabet eden gündemlerin her iki toplantının da etkisini azaltabileceği konusunda uyarıyor. Brezilya’daki liderler büyük olasılıkla iklim dönüşümü için ekonomik yolları tartışacaklar, ancak COP29’da dünyanın en büyük ekonomilerinden net bir temsil olmadan ivme yavaşlayabilir.