DÜNYA BASINI

Kuzeydoğu Asya’da güvenlik: ABD nükleer silah kullanılabileceğini söylüyor

Yayınlanma

Aşağıdaki makale, siyaset bilimi doktoru, Askeri Bilimler Akademisi üyesi ve aynı zamanda Rusya Bilimler Akademisi Çin ve Çağdaş Asya Enstitüsü çalışanı Vladimir Petrovskiy’e ait. Makalenin yayınlandığı yer ise, her ne kadar sonunda usulen “yazarın görüşü redaksiyonun tutumuyla örtüşmeyebilir” notu düşülmüş olsa bile, ona daha büyük önem kazandırıyor: Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın resmi yayın organı “Uluslararası İlişkiler” dergisinin internet sitesi. Yazıda şu noktalar dikkat çekiyor: 1) ABD-NATO’nun bölgeyi nükleer yarış alanına çevirme planları; 2) bölgedeki işbirlikçi rejimlerin bu planların gönüllü uygulayıcısı olma azimleri; 3) Güney Kore’de nükleer silah edinme arzusunun halkın büyük bir bölümüne de yayıldığı; 4) Rusya ve Çin’in tıpkı Doğu Avrupa’da gerçekleşmeyen türden bir kolektif güvenlik formülünü hayata geçirme çabası; 5) Rusya’nın (ve muhtemelen Çin’in de) KDHC’nin ortaya çıkardığı fiili durumu (nükleer güç) hukuki olarak tanımakta gösterdikleri isteksizlik.

* * *

Vladimir Petrovskiy

Son dönemde Kuzey Kore’nin nükleer programı bağlamında Kuzeydoğu Asya’da bölgesel güvenlik problemleri büyük ölçüde derinleşti; ABD ve batı da bunları daha çok derinleştiriyor.

Keza ABD ve NATO temsilcileri müphem açıklamalarıyla Seul’de daha çok görülmeye başladılar. Mesela NATO Genel Sekreteri J. Stoltenberg bölgede nükleer tehlike hakkında beyanatta bulunurken bu bağlamda sadece Kuzey Kore’yi değil (resmen nükleer güçler olan) Çin ve Rusya’yı da andı.

Bunlar ister istemez Çin’de dikkatleri üzerine çekti. Çin’in Global Times’ının yazdığına göre NATO Asya’da Rusya ve Çin’e karşı bir nükleer köprübaşı kurmayı amaçlıyor, bunun için de Güney Kore’yi bölgesel güvenlik meselelerinde istihbarat paylaşımını güçlendirmeye çağırıyor. Gazetede yayınlanan makaleye göre, “nükleer silahların ortak kullanımı sadece, onun yardımıyla ittifakın bölgedeki hâkimiyetini güçlendirecek bir bahane”. Yazara göre Stoltenberg’in ortaya attığı “nükleer yem” Güney Kore için ölümcül olacak, zira başka şeylerle birlikte bu da Kore yarımadasındaki gergin durumu istikrarsızlaştırıyor.

Bunun arkasından Pentagon şefi Lloyd da Seul’de Güney Kore devlet başkanı ile görüştü. Bakan, Güney Kore’yi savunmak için nükleer silah kullanma ihtimalini kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kabul etti ve ABD’nin, ABD’nin askeri vasıtalarını nükleer silahlar da dahil olmak üzere tamamen kullanmasını öngören genişlemiş bir çevreleme alanında yükümlülükleri olduğunu hatırladığının altını çizdi.

Pyongyang buna tepki vermekte gecikmedi. KDHC Dışişleri Bakanlığı açıklamasında ülkenin, “ABD’nin her türlü askeri girişimine, ‘nükleer silahlara karşı nükleer silahlar, her türlü cepheleşmeye karşı her türlü cepheleşme’ prensibi temelinde çok sert karşı tedbirlerle cevap vereceği” söyleniyor.

Bu ziyaretler devam ederken Kore Cumhuriyeti devlet başkanı da Amerikan nükleer silahlarının olası kullanımına ve hatta Güney Kore nükleer programının yeniden başlatılmasının “teorik olarak mümkün olduğuna” dair kamuoyuna fikir belirtmeye başladı.

Bunlar yaşanırken Güney Kore’de yapılan kamuoyu yoklamasının sonuçlarına göre deneklerin yüzde 76,6’sı Kore Cumhuriyeti’nin bağımsız bir şekilde nükleer silah geliştirmesi gerektiğini düşünüyor. Deneklerin yüzde 72,4’ü, ülkenin bunu yapabilecek kapasitesi olduğunu düşünürken yüzde 63,5’i Japonya’nın kendi nükleer silahlarını geliştirme olanağı olduğuna inanıyor. Güney Korelilerin sadece yüzde 51,3’ü, bir saldırı tehdidi ortaya çıkması durumunda ABD’nin ülkeye gerçekten yardımda bulunacağına inanıyor.

Bölgeye (nükleer silah taşıma kapasitesine sahip) yeni balistik füzeler konuşlandırma planları da en az bunun kadar tehlikeli. ABD hükümeti Tokyo’dan, “Çin’le mevcut güç dengesinin korunması için” Japon takımadalarına orta menzilli füzeler konuşlandırmak için istekte bulundu. Bunları Büyük Okyanus’ta “ilk adalar zincirine” konuşlandırmak istiyorlar. Söz konusu olan, okyanusla Çin kıyısını yıkayan deniz arasındaki adalar.

Sonuç olarak, Kuzeydoğu Asya’da nükleer genişleme riski gerçek bir tehdit olarak büyüyor. Rusya diplomasisi de buna tepki gösterdi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, nükleer silahların Kore yarımadasının güneyine geri dönmesinin “son derece tatsız neticelere” yol açabileceğini belirtti ve Kuzeydoğu Asya’da kuvvet dengesi temelinde bir barış ve kolektif güvenlik sistemi kurulması için uzlaşmaya dayalı mutabakatlara varmanın zaruri olduğunu açıkladı. Lavrov’un ifadesiyle, Moskova Pekin’le birlikte, Kore yarımadasındaki kompleks problemlerin çözümü için bir “yol haritası” ve “eylem planı” oluşturmak üzere çalışıyor.

Bu yol haritasında neler olacağı şimdilik bilinmiyor, ama Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov perdeyi kısmen araladı. Ryabkov, bu sistem çerçevesinde ve eşit haklar, aşamalılık ve eşzamanlılık ilkeleri temelinde buna ihtiyaç duyan herkese güvenlik garantisi sunulması gerektiğini belirtti. Ryabkov, Rusya’nın Nükleer Silahların Yayılmaması Anlaşması’na bağlılığını eksiksiz sürdürdüğünü de ekledi. Bu anlaşmaya göre sadece Rusya, Çin, ABD, Britanya ve Fransa nükleer güç sayılıyor.

Güvenlik garantileri fikri, bölgede gerginliğin azaltılması için de anahtar olabilir. Batının tam da bu garantileri vermekten kaçınmasının Ukrayna etrafında ortaya çıkan durum da dahil olmak üzere Avrupa-Atlantik bölgesindeki durumu gerginleştirdiğini hatırlayalım.

Bu nedenle, Rusya ve Çin diplomasisinin 2017’de mutabakata varılan ilkeler temelinde ortak çabaları, Kuzeydoğu Asya için bir “cansimidi” olabilir. Bu bağlamda en zorlu mesele, KDHC’nin resmi olarak ilan ettiği nükleer güç statüsünün uluslararası nükleer silahların yayılmasını önleme rejimiyle nasıl uyumlu hale getirileceği problemi olarak kalacaktır.

Çok Okunanlar

Exit mobile version