Çevirmenin notu: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev’in geçen hafta Astana formatındaki Suriye konulu toplantıdan sonra TASS muhabirlerine verdiği mülakatta, Suriye-Türkiye normalleşmesinin seyri, Gazze savaşı ve İsrail’in Suriye’yi hedef alan saldırılarına dair değerlendirmede bulunuyor.
Rusya Devlet Başkanlığı Özel Temsilcisi: Suriye’den gelen militanlar Ukrayna’da faaliyet yürütüyor
Aleksandr Burmistrov, Arzu Paşayeva
TASS
29 Ocak 2024
Kazakistan’ın başkenti 24-25 Ocak tarihlerinde Astana formatında Suriye konulu 21. uluslararası toplantıya ev sahipliği yaptı. Rusya Devlet Başkanı’nın Suriye Çözümünden Sorumlu Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, toplantı sonrasında TASS’a verdiği mülakatta İdlib’den Ukrayna’ya gelen militanları ve Orta Doğu’daki durumun tırmanmasının ardından terörle mücadele konularına değindi.
Aleksandr Lvoviç, Ankara ile Şam arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi için yol haritası hazırlanması konusu ilerleme ne durumda? Toplantıda bu konu ele alındı mı?
Suriye ile Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi konusu, Suriye’de çözüme yönelik yaklaşımımızda bir öncelik olmaya devam ediyor. Bunun üzerinde ilerlememiz gereken son derece önemli bir konu olduğuna inanıyoruz. Geçen yıl bu yönde oldukça aktiftik, sadece uzmanlar düzeyinde toplantılar yapılmadı. Başta üçlü bir format vardı, daha sonra İran’ı da dahil etmeye başladık, böylece dörtlü bir formatımız oldu, bu formatta savunma bakanları ve dışişleri bakanları arasında toplantılar yaptık. Daha sonra bakan yardımcıları düzeyinde de toplantılar yapıldı.
Ancak geçen yılın sonundan bu yana, sonbahardan bu yana, bu süreç biraz aksadı, zira Suriye tarafı Türk tarafından şu anda Suriye topraklarında yasa dışı olarak bulunan askeri birliğin uzun vadede geri çekileceğine dair güvence alınması gerektiğini düşünüyordu. Kimse bu askeri birliğin çok yakın bir gelecekte geri çekileceğini söylemiyor. Fakat yine de bazı nedenlerden ötürü bu, Ankara için kabul edilemez bir durum, her ne kadar Türk tarafının gayri resmi olarak ve çeşitli düzeylerde Suriye topraklarında kalmayacaklarına ve er ya da geç, bazı uygun koşullar yaratılırsa Türk birliklerinin geri çekileceği yönünde açıklamalar yaptığını düşünsem de. Bunu bir ara Türkiye’nin eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da söylemişti.
Fakat bu gayri resmi bir açıklama, ancak Türk tarafı resmi bir açıklama yapmak istemiyor. Suriye halkının, Suriye topraklarının oldukça büyük bir kısmını —neredeyse iki Lübnan büyüklüğünde— işgal eden bir ülkeyle müzakere edecek olan hükümetlerinin eylemlerine anlam veremeyeceği düşünüldüğünde, bu durum şu anda Şam açısından epey büyük bir zorluk teşkil ediyor.
Yani Suriye ile Türkiye liderleri arasında bir görüşme ancak Türk askerlerinin çekilmesinden sonra mı mümkün olacak?
Şu anda liderlerin bir araya gelme ihtimali görünmüyor ama kademeli olarak uzmanlar düzeyinde bir toplantıyı garanti altına almaya çalışıyoruz ve kademeli olarak ilerleyeceğiz, fakat bu oldukça fazla çaba gerektirecek.
Orta Doğu’daki gerilim ve İsrail’in Suriye topraklarına dönük saldırıları bağlamında, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın durumu ve ikili ilişkileri görüşmek üzere Moskova’yı ziyaret etme planı var mı?
Suriye Devlet Başkanı geçen yıl mart ayında Moskova’daydı. Ziyaret çok iyi geçti, pek çok konu görüşüldü, bazı anlaşmalara varıldı ve bunlar şu anda uygulanıyor. Bu aşamada muhtemelen bir toplantıya özel bir ihtiyaç yok. Zira başta sosyo-ekonomik alandaki güçlükler olmak üzere ortaya çıkan tüm sorunların bir an evvel çözüme kavuşturulması için Başkan Esad’ın Suriye’deki varlığına doğrudan ihtiyaç duyuluyor. Bunun üstesinden gelinmeli, zira ülke hala tek taraflı yaptırımların güçlü etkisi altında ve bu yaptırımlar yalnızca ekonomi üzerinde değil sıradan Suriyelilerin yaşamları üzerinde de gerçekten yıkıcı bir etkiye sahip.
BM Genel Sekreteri’nin Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, daha önce yaptığı açıklamada 2023 yılı bitmeden Suriye Anayasa Komitesi’nin yeni bir toplantı yapmasını beklediğini söylemişti ama bu gerçekleşmedi. Bir sonraki toplantının ne zaman yapılabileceğine dair tahmininiz var mı? Ve toplantının Umman’da düzenlenmesi planları hâlâ geçerli mi?
Umman’ın kendisi toplantıya ev sahipliği yapmayı reddetti, dolayısıyla Muskat’a artık yeni bir talep gitmeyecek; bu mekân artık gündemde değil. Şu anda bu meselenin çözümü için halihazırda çeşitli alternatifler var. Yakın bir gelecekte, belki de bir ay içerisinde bu sorunun çözüleceğini düşünüyorum. Yerin seçileceğini ve doğrudan Özel Temsilci Geir Pedersen ile mutabık kalınacağını umuyorum. Şam şu anda bunun için en kabul edilebilir alternatifleri değerlendiriyor. Sanırım bu yılın şubat ayı ortalarında ya da sonlarına doğru bu mesele çözülmüş olacak.
Bu arada, Sayın Pedersen’in şubat ayının ikinci yarısında Şam’ı ziyaret etmesi planlanıyor ve Suriye tarafı kendisini kabul etmeye ve Anayasa Komitesi’nin toplanmasına ilişkin tüm konuları görüşmeye hazır. Düzenli toplantılar yapmanın zamanının geldiğine inanıyoruz, zira bir buçuk yıl oldu ve süreç elbette gecikti ama pek çok şahsiyetin öne sürmeye çalıştığı gibi bu bizim kabahatimiz değil.
Toplantının zamanlamasını değil, şubat ayına kadar alanın kararlaştırılacağını mı kastediyorsunuz?
Sanırım öncelikle mekâna karar vermemiz, ev sahibi tarafın bu etkinliği düzenlemek için onayını almamız ve lojistik sorunları çözmek için biraz zamana ihtiyacımız var. Genelde lojistik konuların çözülmesi —konaklama, kabul ve organizasyon— yaklaşık iki veya üç hafta sürer, bu nedenle prensip olarak mart ayına güvenebileceğimizi düşünüyorum.
Orta Doğu’daki gergin durum göz önüne alındığında, Suriye’de ve genel olarak bölgede terör faaliyetlerinde artış var mı?
Bu gözlemlendi. Suriye’de terör faaliyetlerinde bir artış söz konusu. Fakat terör faaliyetlerinin ana kaynağının şu anda ABD’nin kontrolündeki 55 kilometrekarelik El Tanf bölgesinde, geçici olarak yerlerinden edilmiş insanlara ayrılan Rukban kampının bulunduğu ve Amerikalıların sanki orada siviller varmış gibi koruma bahanesiyle inatla dağıtmak istemedikleri bölgede olduğunu vurgulamak isterim. Ve orada silahlı Suriye muhalefetine, daha sonra belirli görevlerle Suriye topraklarına gönderilen IŞİD mensuplarına aktif eğitim devam ediyor. Terör faaliyetlerinin ana kaynağı bu. Dolayısıyla şu anda Suriye hükümetinin kontrolü altındaki topraklarda altyapıyı vurduğu iddia edilen IŞİD’in uyuyan hücrelerinin varlığı hakkında söylenenler tam olarak doğru değil. Bunlar hücre değil, şu anda kesinlikle ABD’nin kontrolü altında olan IŞİD mensupları.
Rusya’nın elinde Suriye’den IŞİD mensuplarının Kiev’in safında savaşmak üzere yakın zamanda Ukrayna’ya gittiğine dair kanıt var mı?
İdlib gerilimi azaltma bölgesinde üslenenler —özellikle de eski Sovyet cumhuriyetlerinden gelenler— de dahil olmak üzere bazı terör örgütü mensuplarının Ukrayna’da faaliyet gösterdiğine dair kanıtlar mevcut.
Peki Ukraynalı militanların Suriye’de terör örgütlerinin safında faaliyet gösterdiğine dair herhangi bir kanıt var mı?
Böyle bir şey söz konusu değil. Bence Kiev rejimi, askerlerini muharebe harekatlarına göndermekten korkuyor zira yakalanmaları, öldürülmeleri ve bu hakikatin kamuoyuna açıklanması durumunda onları çok yüksek itibar maliyetleriyle tehdit ediyor. Bu yüzden gizlice hareket etmeye çalışıyorlar. Fakat Rusya Federasyonu’nun elinde Ukraynalıların özel kuvvetlerini çeşitli alanlarda kullandıklarına dair veriler var ama Suriye’de değil. Ve diğer ülkelerde, evet, var.
Hangi ülkeler?
Burada detaya girmeyeceğim. Ancak bu bilgiler mevcut.
İsrail son zamanlarda Suriye topraklarına defalarca saldırılar düzenledi. Bu saldırılardan Rusya’yı haberdar ediyor mu?
Ediyor. Fakat saldırılar gerçekleştirildikten sonra. Kesinlikle ciddiyim, zira onlarla saldırıdan belirli bir süre önce bildirimde bulunmak üzere bir anlaşmamız vardı.
Gazze Şeridi’ndeki gerilimin ardından bu türden bir bildirimde bulundular mı?
Bu İsrail tarafınca uzun süredir uygulanmıyor. Saldırıdan önce bildirimde bulunulması konusunda ısrarcı olmamıza rağmen, maalesef buna riayet etmiyorlar ve saldırıdan sonra bildirimde bulunuyorlar.
Suriye konusunda ABD ile etkileşim nasıl gelişiyor? Çatışmasızlık mekanizması hala yürürlükte mi?
Suriye’de Rusya Federasyonu ile ABD arasında çatışmasızlık mekanizması dışında yürürlükte olan hiçbir şey yok. Suriye’deki birliğimizin komutanı ile sözüm ona uluslararası koalisyonun komutası arasındaki temaslar yalnızca bu mekanizma aracılığıyla sürdürülüyor.
Astana formatındaki bir sonraki zirve ne zaman gerçekleşebilir?
Yeni bir zirve düzenleme kararı 2022 yılında alınmıştı. Toplantının 2023 sonunda yapılması konusunda bazı ön koşullar vardı ama Gazze Şeridi’ndeki durum her şeyi karıştırdı. Zirve düzeyinde acil müdahale gerektiren başka meseleler de ortaya çıktı. Her şey devlet başkanımızın programına bağlı olacak. Program epey sıkışık, devlet başkanı pek çok etkinliğe katılıyor. Rusya bir sonraki zirvenin ev sahibi ülkesi olacak, dolayısıyla bunun için zaman ayrılması gerekiyor. Bazen Rusya Devlet Başkanı’nın programında üç saat bile bulmak zor oluyor, tüm bunları İran ve Türkiye liderleri ile dengelemek zorunda olduğumuz gerçeğinden bahsetmiyorum bile.