Eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel, federal anayasada yer alan borçlanma tavanının elden geçirilmesi için artan siyasi baskının bir işareti olarak, Almanya’nın “borç frenini” gevşetmesi çağrısında bulundu.
2005-2021 yılları arasında şansölye olarak görev yapan ve borç frenini Almanya’nın anayasasına bizzat sokan Merkel, değişiklik önerisini otobiyografisi Özgürlük’te yaptı.
Merkel’in çağrısı, partisi Hıristiyan Demokrat Birliğinin (CDU) lideri ve anketlerin önümüzdeki 23 Şubat günü yapılacak erken seçimlerde Almanya’nın bir sonraki şansölyesi olabileceğini gösterdiği Friedrich Merz’in ilk kez kuralın değiştirilebileceğini belirtmesinden birkaç gün sonra ortaya çıktı.
Borç freni, federal hükümetin yeni borçlanmasını iktisadi döngüye göre ayarlanmış GSYİH’nin yüzde 0,35’i ile sınırlıyor ve Almanya’nın 16 ayrı eyaletinin herhangi bir yeni borç almasını da engelliyor.
2009’da yasalaşan ve 2016’da yürürlüğe giren bu uygulama Covid-19 salgını sırasında ve Ukrayna savaşı sonrasında askıya alınmış ve bu yıl yeniden yürürlüğe girmişti.
Merkel, “gelecek nesillerin menfaatleri doğrultusunda bir borç freni fikrinin hâlâ doğru ve yerinde olduğu” konusunda ısrar etti fakat toplumda kaynak dağılımı konusundaki çatışmaları önlemek ve nüfusun yaş profilindeki değişikliklere uyum sağlamak için, “geleceğe yatırım adına” daha yüksek borç seviyelerinin üstlenilmesine izin verecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini ekledi.
Merkel, Ukrayna’daki savaş ve “Rusya’nın artan saldırganlığının” Almanya’nın önümüzdeki birkaç yıl içinde savunma harcamalarını “önemli ölçüde” artırmak zorunda kalacağı anlamına geldiğini söyledi ve NATO’nun GSYİH’nin yüzde 2’sini orduya harcama hedefinin yeterli olmayacağı uyarısında bulundu.
Daha yüksek askeri harcamaların kaçınılmaz olarak “diğer politika alanlarıyla çatışmalara” yol açacağını, özellikle de Almanya’nın araştırma ve geliştirme için GSYİH’nin yüzde 5’ini, uluslararası yardım için GSYİH’nin yüzde 0,7’sini ve yeşil dönüşüm için “ek devlet fonlarını” harcamak zorunda kalacağını söyledi.
Merkel’in müdahalesi, borç freninin etkinliği konusundaki farklılıkların Alman siyasetindeki ana fay hatlarından biri haline geldiği bir dönemde geldi.
Bazı partiler bunun Almanya’nın çökmekte olan altyapısı ve silahlı kuvvetleri için gereken büyük yatırımları engellediğini söylerken, Merkel’in partisi CDU da dahil olmak üzere diğer partiler ise bunu “gelecek nesilleri patlayan borç yükünden korumanın bir yolu” olarak görüyor.
Borç freni aynı zamanda bu ayın başlarında Şansölye Olaf Scholz’un üç partili trafik lambası koalisyonunun çöküşünü de tetikledi.
CDU da borç freni konusunda esneklik göstermeye başladı. Bu ayın başlarında bir iş dünyası konferansında konuşan Merz, anayasanın sadece birkaç maddesinin değişmez olduğunu söyledi ve “Geri kalan her şey tartışılabilir,” dedi.
Merz’e göre asıl mesele, borç freninin gevşetilmesiyle ortaya çıkacak yeni borçlanmanın ne için kullanılacağı. Örneğin Merz, sosyal yardımlar için daha fazla harcama yapılmasını sağlayacak bir reformu ihtimal dışı bıraktı.
Merz, yeni borçlanmanın ancak yeni yatırımlara yönlendirilmesi durumunda cevabının farklı olacağına işaret etti.