DİPLOMASİ

Kahire’nin itirazı Atina’dan farklı

Yayınlanma

Yunanistan ve Avrupa, Türkiye’nin Libya ile imzaladığı anlaşmanın içeriğine itiraz ederken Mısır meşru olmadığını ileri sürdüğü Trablus hükümetinin imza atmasına karşı çıkıyor.

Ankara’nın Trablus hükümeti ile imzaladığı Libya’nın Doğu Akdeniz’deki Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) içinde ve Libya topraklarında ortak hidrokarbon arama faaliyetlerine ilişkin anlaşma tartışılmaya devam ediyor.

Türkiye ile Libya’nın 2019’da imzaladığı deniz yetki sınırlandırma anlaşmasının tamamlayıcı imzası geçen hafta Trablus’ta atıldı. Anlaşmanın detayları belli değil ancak yapılan açıklamalara göre, Türkiye ile Libya, Doğu Akdeniz ve Libya topraklarında ortak petrol ve doğalgaz arama ve sondaj faaliyetlerine başlayacak. Anlaşmaya ilk tepki veren ülke, 2019’da olduğu gibi yine Yunanistan oldu. Almanya, Fransa gibi ülkelerin yanı sıra Avrupa Birliği (AB) de kurumsal olarak anlaşmaya karşı olduğunu deklare etti. Kamuoyuna yansıyan bir tepki de Mısır’dan geldi. Türk kamuoyunda Yunanistan ve Avrupa’dan gelen tepkilerle aynı başlık altında “Mısır’ın anlaşmaya karşı çıktığı” yönünde haberleştirilse de durum tam olarak öyle değil.

Nikos Dendias ve Semih Şükrü, dün Kahire’de görüştü.

Anlaşmanın içeriğine ilişkin yorum yok

Şöyle ki anlaşmanın imzalanmasından bugüne kadar Mısır’dan iki resmî açıklama yapıldı. İkisi de Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şükri’ye ait ve ikisi de Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile temas sonrası yapılan açıklamalar. Açıklamaların içeriğine bakıldığında ise Yunanistan ve Avrupa’dan yapılan açıklamalardan farklı bir yönü bulunuyor. Yunanistan ve Avrupa’dan yapılan açıklamalar, anlaşmanın diğer ülkelerin -ki burada kastedilen Yunanistan- egemenlik haklarını ihlal ettiği ve bu yönüyle uluslararası deniz hukukuna aykırı olduğunu ileri sürüyor. Yani açıktan anlaşmanın içeriğine bir itiraz söz konusu.

Mısır’ın itirazı ‘şeklen’

Mısır Dışişleri Bakanı Şükri ise yaptığı iki açıklamada da Trablus hükümetinin geçen yıl aralık ayında yapamadığı seçimden sonra görev süresinin dolduğunu ve Abdülhamit Dibeybe hükümetinin uluslararası anlaşmalar imzalama yetkisi olmadığını söylüyor. Şükri, anlaşmanın içeriği ile ilgili herhangi bir yorumda bulunmadığı açıklamalarında, Libya’da seçimlerin yapılması ve Temsilciler Meclisi’nin (TM) girişimlerinin desteklenmesi çağrısında bulunuyor.

Çünkü Mısır, Libya’da TM’nin atadığı Fethi Başağa hükümetinin meşru olduğunu savunuyor. Hatta geçen ay Kahire’de toplanan Arap Birliği dışişleri bakanları toplantısına Trablus hükümetinin Dışişleri Bakanı Leyla Menguş’un başkanlık etmesi üzerine Mısır heyeti toplantıyı terk etmişti. Dolayısıyla Mısır’ın “şeklen” itirazı ile Batı’dan yapılan “asli” itirazların arasında büyük bir fark var.

Zaten Türkiye ile Mısır arasında Doğu Akdeniz’de herhangi bir anlaşmazlık söz konusu değil. Ancak iki ülkenin uzun zamandır diplomatik ilişkilerinin bulunmayışı ve karşılıklı “düşmanlık” politikaları Kahire’yi Doğu Akdeniz’de Atina ile yakınlaştırmıştı. Son iki yılda bu durum büyük ölçüde değişmeye başladı.

Ankara-Kahire anlaşmasının önünde engel yok

Mısır, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile deniz yetki sınırlandırma anlaşması yaptı ancak iki anlaşmanın sınırlarının ortasında da Türkiye ile anlaşma yapabilecekleri bir alan bıraktı. Atina’nın Kahire ile imzaladığı anlaşmada sınırın Kıbrıs’a kadar uzatılmasını istemesine rağmen Mısır anlaşmayı 28 derece doğu boylamı ile sınırladı. Ayrıca anlaşmanın Meis’e kıta sahanlığı tanınmaması, Atina’nın Doğu Akdeniz iddiasına büyük darbe indirdi. Yine Mısır’ın Doğu Akdeniz’de açtığı yeni hidrokarbon ihalelerinde Türkiye’nin Birleşmiş Milletler’e (BM) bildirdiği kıta sahanlığı sınırlarına riayet etmesi, Ankara-Kahire yakınlaşmasının önünü açan önemli bir gelişme oldu.

Nitekim bir süre sonra Ankara ve Kahire arasında, 2013’ten sonra kesilen ilişkilerin yeniden tesis edilmesi amacıyla “normalleşme” süreci resmen başladı. İki ülkenin dışişleri heyetleri görüşürken Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Mısır’ın da istemesi halinde deniz yetki alanları üzerinden müzakerelere başlanabileceğini açıklamış ve “Bizimle yapacakları bir anlaşmadan daha fazla alan elde edecekleri aşikâr” demişti.

İki ülkenin de bu imzaya ihtiyacı var

Çavuşoğlu’nun açıklaması Yunanistan’da deprem etkisi yaratmış Yunan yetkililer Mısır’ı 2020’de yaptıkları kısmi anlaşmanın tamamlanması için ikna ziyaretlerine başlamıştı. Mısır’ın Türkiye ile olası MEB anlaşması Atina’nın tezlerinin sonu anlamına gelebilir. Nitekim Türk tezine, adaların kendilerine ait MEB’i olduğu temel iddiasıyla karşı çıkan Yunanistan, Kahire’ye imzayı attırmak için Meis’in kıta sahanlığından taviz vermek zorunda kaldı.

Mısır’ın Türkiye yerine Yunanistan ile imzaladığı deniz yetki sınırlandırma anlaşmasından 15 bin kilometrekare, GKRY ile imzaladığı anlaşmadan da 11 bin 500 kilometrekare kaybı söz konusu. Türkiye bu iki anlaşmanın rafa kaldırılarak Mısır ile karşılıklı sınırlandırma anlaşması imzalamak istiyor. Ankara ile olası anlaşmadan kazançlı çıkacak olan Kahire de anlaşmaya kapıyı açık bırakıyor. Ancak iki ülke arasındaki “normalleşme” sürecinin ağır ilerlemesi ve iki ülkenin farklı tarafları desteklediği Libya’da yaşanan bazı gelişmelerin yarattığı gerilimler, Yunanistan’a fırsat sunuyor. Böyle fırsatları yaratmamak ve Doğu Akdeniz’de elini rahatlatmak için Ankara’nın “normalleşme” takvimini yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. Çalınan deniz yetki alanını geri almak da Kahire’nin elinde. Üstelik Libya ile olan uzun sınırının güvenliğini sağlamak için de Ankara ile orta yolda buluşmak zorunda.

 

Çok Okunanlar

Exit mobile version