Narendra Modi, Hindistan’ın ABD’de bir suikast planladığı iddialarına ilk kez yanıt vererek her türlü kanıtı “inceleyeceğini” ancak “birkaç olayın” ABD-Hindistan ilişkilerini rayından çıkarmayacağını söyledi.
Hindistan Başbakanı, geçtiğimiz ay ABD’de bir Hintli yetkilinin Amerikan topraklarında bir Sih ayrılıkçıyı öldürmeye teşebbüs ettiğini iddia eden iddianamenin diplomatik etkisi hakkında Financial Times’a bir mülakat verdi.
Modi, “Eğer birisi bize herhangi bir bilgi verirse, kesinlikle bunu araştırırız,” dedi ve ekledi: “Eğer bir vatandaşımız iyi ya da kötü bir şey yapmışsa, bunu araştırmaya hazırız. Bizim taahhüdümüz hukukun üstünlüğüdür.”
Davaya aşina olan kişilere göre suikast girişiminin hedefi, Adalet için Sihler adlı ayrılıkçı grubun genel danışmanı olan Amerikan ve Kanada vatandaşı Gurpatwant Singh Pannun’du.
Hindistan 2020 yılında Pannun’u terörist olarak tanımlamış, ancak Pannun bunu reddetmişti. Hindistan ayrıca defalarca batılı ülkeleri, Güney Asya’da uzun ve kanlı bir geçmişe sahip olan Sih ayrılıkçılığına ilişkin güvenlik kaygılarını ciddiye almamakla suçladı.
Modi, Hindistan’ın “denizaşırı ülkelerde bulunan bazı aşırılık yanlısı grupların faaliyetlerinden derin endişe duyduğunu” söyledi ve şöyle devam etti: “Bu unsurlar ifade özgürlüğü kisvesi altında sindirme faaliyetlerinde bulunmuş ve şiddeti kışkırtmışlardır.”
Yeni Delhi’nin komploya karıştığı iddiasıyla ilgili endişeler, ABD Başkanı Joe Biden’ın “dünyadaki en önemli ilişkiler arasında” olarak tanımladığı ABD-Hindistan ilişkilerini karmaşık hale getirdi.
Ancak Modi şunları söyledi: “Olgun ve istikrarlı bir ortaklığın açık bir göstergesi olan bu ilişkinin güçlendirilmesi için iki partiden de güçlü bir destek var. Güvenlik ve terörle mücadele işbirliği ortaklığımızın kilit bir bileşeni olmuştur. Birkaç olayı iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerle ilişkilendirmenin uygun olduğunu düşünmüyorum.”
Modi Haziran ayında bir devlet ziyareti için Washington’a gitmiş, Biden ise Eylül ayında G20 zirvesi için Yeni Delhi’yi ziyaret etmişti. Her iki lider de bu yıl yüksek teknolojiden savunmaya kadar çeşitli alanlarda işbirliğini genişletme konusunda anlaştı.
Hindistan Dışişleri Bakanlığı daha önce Yeni Delhi’nin ABD’nin iddialarını araştırmak üzere üst düzey bir komite kurduğunu ve “gerekli takip adımlarını atacağını” duyurmuştu.
New York’taki iddianamenin kasım ayında açıklanması, Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nun eylül ayında yaptığı ve ülkesinin haziran ayında British Columbia’da Sih ayrılıkçı Hardeep Singh Nijjar’ın öldürülmesinin arkasında Yeni Delhi’nin “ajanlarının” olup olmadığını araştırdığı yönündeki açıklamasının ardından geldi. Hindistan bu iddiayı “saçma” olarak nitelendirdi ve 41 Kanadalı diplomatı ülkeyi terk etmeye zorlayarak karşılık verdi.
ABD ve Kanada’daki davalar, Hindistan’ın batılı ortakları arasında Modi’nin “olaylardaki rolü” hakkında endişe yaratıyor.