DÜNYA BASINI

Pakistan: Darbe olmayan darbe

Yayınlanma

Çevirmenin notu: Pakistan’daki siyasi kaos hala devam ediyor. Partisi tasfiye edilen ve siyasetten men edilen eski Başbakan İmran Han’a yönelik halk desteği hala diri. Yakın zamanda seçimler var ve ordu, Han’ın yerine başka isimleri alternatif olarak sürse de bunların sonuç verip vermeyeceği şüpheli. Bunun dışında, ülkede enflasyon yükselişte ve geçim sıkıntısı, toplumsal ölçekte yoğun bir şekilde hissediliyor. King’s College London’da ders veren profesör Tim Willasey-Wilsey, ülkedeki kaos karşısında ordunun karşı karşıya kalabileceği risklere işaret etmiş.

***

Pakistan: Darbe olmayan darbe

Tim Willasey-Wilsey

Royal United Services Institute

23 Haziran 2023

Ordunun baskıları İmran Han’a zarar vermede ve partisini dağıtmada etkili olmuş gibi görünebilir ama uzun vadede ciddi sonuçlar doğurabilir. Ekonomiye odaklanılması gerekirken, çirkin siyasi manevralarla çok fazla vakit kaybedildi. Pakistan’ın ekonomik sorunlarına müdahale edilmemesi halkta huzursuzluğa yol açabilir ve orduyu bazı tehlikeli ikilemlerle karşı karşıya bırakabilir.

Askeri darbeler genelde görevdeki sivil hükümetleri devirmek için yapılır. Pakistan’da 9 Mayıs’ta meydana gelen şiddet olaylarından bu yana yaşananlar, eski Başbakan İmran Han ve muhalefet partisi PTI’nın (Pakistan Tahrik-i İnsaf) 2023 yılı sonundan önce yapılacak seçimlere katılmasını engellemek üzere tertip edilmişti. PTI, Pakistan’ın dört eyaletinden ikisinde ezici bir zafer kazanacak ve bir sonraki federal hükümeti kuracaktı.

9 Mayıs’ta yaşanan olaylar, özellikle de Kolordu Komutanının Lahor’daki konutunun alevler içinde kalması ordunun işine yaradı. O tarihten bu yana PTI üzerindeki baskılar acımasızca devam ediyor. İmran’ın üst düzey ekibinin çoğuna partiden ayrılmaları yönünde baskı yapıldı. Binlerce parti aktivisti gözaltına alındı. Basına İmran’ın adını anmamaları söylendi. Şimdiye kadar bağımsızlık ruhu sergileyen mahkemeler bile Genelkurmay Başkanı General Asim Munir’e karşı gelmenin zamanı olmadığını anladı. Böyle bir ortamda orduya meydan okumak cesaret göstergesidir.

İmran, ayaklanmaların ertesi günü Newsweek’e bazı sağduyulu (ekonomi, yolsuzluk, hukukun üstünlüğü ve demokrasi hakkında) ve çılgın komplo teorilerini (ordu ve ABD’nin kendisini devirmek üzere kurduğu komplo hakkında) birleştiren bir mülakat verdi. Belki de şaşırtıcı bir şekilde, hiçbir yabancı ülke ordunun eylemleriyle ilgili ciddi kaygılarını dile getirmedi, muhtemelen üç nedenden ötürü.

Öncelikle, Pakistan’da iktisadi çıkmazlarla boğuşan ancak dış ilişkilerini belli bir beceriyle yürüten, sivil liderliğinde işleyen bir koalisyon hükümeti var. Resmi anlamda bir darbe söz konusu değil.

İkinci olarak, Pakistan coğrafi açıdan stratejik bir konumda bulunan ve nükleer silahlara sahip 230 milyon nüfuslu küresel öneme sahip bir ülke. Yakın zamanda Afganistan’daki NATO misyonunun yenilgiye uğratılmasında oynadığı rolün hatıraları giderek azalıyor. Ne Pakistan hükümeti ne de ordusu ülkenin tümden Çin’in siyasi yörüngesine girdiğini görmek istiyor. Pakistan, Pekin ile yakın ilişkilerini sürdürecektir ancak Pakistanlılar Batı ile olan çoklu ilişkilerinden hoşnut ve Pakistan ordusu, ABD ile olan bağlarına hala kıymet veriyor. Batı başkentlerindeki embriyonik düşünce, Hindistan’ın yakın zamanda öngörülen güvenilir uzun vadeli stratejik ortak olmayabileceği yönünde. Ukrayna’nın işgalinin ardından Rusya’ya karşı takındığı tavrın da gösterdiği üzere Hindistan’ın aklında bağlantısızlık (ya da çoklu bağlantı) var ve Batı’nın Çin’e karşı oluşturacağı bir askeri ittifaka katılmak gibi bir niyeti yok. Bu koşullar altında, istikrarlı bir Pakistan ile angajman ihtiyacı sürüyor.

Üçüncüsü, İmran öngörülemeyen popülist bir başbakandı. Kendisinin açık ve dürüst konuşma tarzı olarak tanımladığı şey başkaları tarafından (sadece Batı’da değil Körfez’de de) rahatsız edici ve bazen de saldırgan olarak yorumlanmıştı. İmran’ın temel diplomatik becerilerden yoksun olması ona hem yurt içinde hem de yurt dışında müttefik kaybettirdi.

Çin de İmran için çok az gözyaşı dökecektir ve aynı şey Körfez ülkeleri için de geçerli. Pekin, Riyad ve Abu Dabi için Pakistan’daki başat aktör ordu ve hiçbiri Pakistan’ın bir demokrasi olarak geleceğini umursamıyor. Çin açısından da şu anki odak noktası, 2021’den bu yana yaşananlarla Pekin’e çok az politika alternatifi bırakan Afganistan.

Fakat Pakistanlılar hala demokrasilerini önemsiyor. Ülke tarihinin neredeyse yarısını ordu yönetmiş olsa da Pakistan, kurucularının demokratik içgüdülerini hala muhafaza ediyor ve genelde güçlü bir bağımsız basına sahip oldu.

Seçimler kuşku yok ki yıl sonuna doğru yapılacak ve mevcut koalisyon hükümeti kazanacak. Pakistan’daki gözlemciler, Bilawal Bhutto-Zardari’nin (34 yaşında) ordunun başbakan olarak tercih ettiği isim olduğunu söylüyor. Öldürülen Benazir Butto’nun oğlu olan Bilawal Butto-Zardari, dayak atmaya müsait olacak kadar tecrübesiz görülüyor. Alternatif olarak eski Başbakan Navaz Şerif’in 49 yaşındaki kızı Maryam Navaz düşünülüyor ama o daha sorunlu bir isim olarak görülüyor. Adı Panama Belgeleri skandalı da dahil olmak üzere yolsuzluk iddialarıyla da anılıyor. Umut, bu yeni nesil liderlerin halka çekici bir değişim olarak sunulabilmesi.

Ancak bu gerçek bir demokrasi olmayacak ve bunu herkes biliyor. İmran ülkedeki en popüler siyasetçi. Bilawal ve Maryam yeni yüzler olabilirler ama hepsi, 1947’deki bağımsızlık öncesine dayanan yarı feodal siyasi sistemin parçası. Hayber Pakhtunkhwa eyaletinde ordunun seçtiği ortak, eyaleti modern Pakistan’dan çok Afganistan’a benzeyen gerici bir yöne götürecek olan emektar İslamcı militan Maulana Fazlur Rehman.

Dahası, şu anda Pakistan’daki en büyük sorun siyasi fitne değil, ekonomik kriz. Enflasyonun yüzde 38’e ulaştığı ve nüfusun büyük bir kısmının geçim sıkıntısı çektiği bir ortamda bunun siyasi sonuçları da olacaktır. Eğer İmran ve PTI’si artık muhalefet için bir kanal olarak kullanılamıyorsa, insanlar hayal kırıklıklarını ve öfkelerini ifade etmek için demokratik olmayan yolları seçeceklerdir.

Asim Munir’in güçlü eylemleri orduyu zor bir duruma soktu. Ordu Pakistan’da, özellikle de Pencap’ta neredeyse her zaman destek buldu. Şu anki kötü itibarı hem kıdemli hem de kıdemsiz subayları endişelendirecektir. Mesele sadece askerlerin sadakatini kazanmak değil; mevcut durum ordunun Pencap’taki protestoculara karşı şiddet eylemlerine girişmesine ve dolayısıyla kendi halkına karşı giderek daha düşmanca davranmasına yol açabilir.

Çok Okunanlar

Exit mobile version