Rus milyarder Alişer Usmanov, Batı’nın Rus iş insanlarına yönelik yaptırımlarının ‘devasa bir hata’ olduğunu söyledi ve milyarderlerin Devlet Başkanı Vladimir Putin’in karar alma süreci üzerinde hiçbir etkisi olmadığını iddia etti.
Servetinin 13,8 milyar dolar olduğu tahmin edilen Usmanov, İtalyan Corriere Della Sera gazetesine Ege kıyısındaki villasında verdiği özel mülakatta, yaptırımların Batılı ülkeler için ters etki yarattığını savundu.
Usmanov, “Bu iş insanları çok uluslu şirketler kurdular ve yurt dışında aktif yatırımlar yaptılar. Şimdi sadece Rusya içinde çalışmak zorunda kalıyorlar. Batı kendi eylemlerinden zarar görüyor,” ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği, Birleşik Krallık, İsviçre ve ABD tarafından yaptırım uygulanan Usmanov, ‘Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yakından bağlı Kremlin yanlısı bir oligark’ olduğu iddialarını şiddetle reddetti.
AB, yaptırımlara gerekçe olarak bu bağlantıları göstermiş ve ‘eylemlerinin Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve bağımsızlığını baltaladığını veya tehdit ettiğini’ iddia etmişti.
Yaptırımların ardından Almanya, Usmanov’un parasal varlıklarını ve mülklerini dondurdu ve hakkında vergi kaçakçılığı, kara para aklama ve yaptırım ihlalleri şüphesiyle soruşturma başlattı.
Usmanov, yaptırımlarla ilgili olarak “Büyük iş insanları, Rusya makamlarının karar alma sürecini etkilemiyor,” dedi.
Geçen haftalarda Nikkei Asia‘ya konuşan milyarder Oleg Deripaska da “Onlar [Kremlin] bana dokunmuyor, ben de siyasete karışmıyorum,” değerlendirmesini yapmıştı.
Ancak, Ukrayna’daki askeri müdahaleyi ‘çılgınlık’ olarak nitelendiren ve ‘derhal ve koşulsuz ateşkes’ çağrısında bulunan Deripaska’nın aksine Usmanov, iddia edilen savaş suçlarını tartışmaktan kaçındı ve barış beklentilerine odaklandı.
Usmanov, “Kalıcı barış ancak akıl ve uzlaşı temelinde mümkündür ve bu da tüm taraflar arasındaki müzakerelerle sağlanabilir,” diye konuştu.
Özellikle savaştan sonra Rusya’nın bölgesel istikrarın garantörü olarak rolü sorulduğunda Usmanov, şu yanıtı verdi:
“Karşılıklı fayda sağlayan ya da en azından kabul edilebilir anlaşmalar temelinde bir arada yaşamak için çaba göstermeliyiz. Çok kutuplu bir dünyada Avrasya bölgesinin güvenliği Rusya, Çin, Orta Asya ülkeleri, Türkiye ve AB’nin çıkarlarını dikkate almalıdır.”
