DÜNYA BASINI

Rusya basını, İsviçre’deki Ukrayna barış konferansını nasıl değerlendirdi?

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçen hafta cuma günü Ukrayna’da barış için şartlarını ortaya koydu; İsviçre’de düzenlenen Ukrayna konferansında ise ufukta hızlı bir çözüm görünmüyor ve Fransa’da aşırı sağın zaferi, Paris ile Kiev ilişkilerini riske atıyor.

Pazartesi günü Rusya’daki gazete manşetlerinin başında, İsviçre’nin Bürgenstock tatil beldesinde düzenlenen zirve geldi.

Vedomosti: Putin barış girişimini ortaya koydu

“Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 14 Haziran’da Rusya Dışişleri Bakanlığı’nda düzenlenen bir toplantıda Ukrayna ile ateşkes şartlarını açıkladı. Moskova, Ukrayna’nın Rusya’nın dört yeni bölgesinden askerlerini çekmesi ve yeni toprak düzeninin uluslararası anlaşmalarda tanınması halinde derhal ateşkes yapmaya hazır olacak. Putin, müzakerelerin başlayabilmesi için tüm yaptırımların kaldırılması ve Kiev’in NATO’ya katılmayı unutması gerektiğini söyledi. Rusya’nın Ukrayna ile barış anlaşması yapma çabaları, askerlerini Kiev’den çekmesine rağmen Mart 2022 sonunda başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Genel Direktörü İvan Timofeyev, Vedomosti‘ye yaptığı açıklamada Putin’in son barış taleplerinin eskisinden daha sert olduğunu ve yeni siyasi ortamı yansıttığını dile getirdi. Ancak Rusya Devlet Başkanı’nın planının oldukça adil göründüğünü belirten uzman, gelecekteki herhangi bir barış önerisinin bu kadar hoş olmayacağını yineledi.

Timofeyev, ‘Moskova Kiev’in bu talepleri kabul etmeyeceğini çok iyi anlasa da, Rusya ordusu savaş alanında başarı gösterirse gelecekteki bir barış planı daha da sert şartlar içerebilir’ dedi.

Askeri Bilimler Akademisi üyesi Sergey Sudakov da aynı fikirde. Sudakov’a göre Devlet Başkanı’nın Ukrayna birliklerinin Rusya’nın dört bölgesinden çekilmesi yönündeki talebi, Kiev’i destekleyen ABD ve onun askeri-siyasi müttefiklerine bir sinyaldi.

Siyasi analist Aleksey Makarkin ise Putin’in sinyalinin Batı’ya değil, küresel Güney’e olduğunu savunuyor. Batı, mevcut angajman çizgisi dahilinde bir ateşkes fikrine sıcak bakıyor. Uzman, ‘sahadaki durumun’ tanınması halinde Rusya’nın çatışmalara son vermeyi kabul edeceğini açıkladı ve ‘İstanbul müzakereleri sadece iki Donbass cumhuriyetinin tanınmasıyla ilgiliydi, şimdi ise Moskova 2022 referandumunun sonucunun da tanınmasında ısrar ediyor’ diye ekledi.

Putin’in Ukrayna’nın NATO’ya katılımıyla ilgili talebine gelince, ittifaka katılım teklifi 2019’dan beri ülkenin anayasasında yer alıyor ve Kiev 2020’de ittifakın gelişmiş fırsat ortağı birlikte çalışabilirlik programına katılırken, geçtiğimiz temmuz ayında işleri koordine etmek için Ukrayna-NATO Konseyi kuruldu.

Vedomosti‘ye konuşan Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden (IMEMO) Dmitriy Ofitserov-Belskiy, Ukrayna parlamentosu Verhovna Rada’nın da ülkenin NATO dışında kalması için Anayasa’da değişiklik yapabileceğini ifade etti. Ofitserov-Belskiy, ‘Rusya için en iyi senaryo Ukraynalılar tarafından yapılacak bir halk oylaması olacaktır, zira bu kararın geri alınması zor olacaktır ve Batı tarafından saygı gösterilmesi gerekecektir’ diye konuştu.”

Putin, barış görüşmeleri için koşulları açıkladı: Ukrayna, Rusya’ya bağlanan bölgelerden tamamen çekilmeli

Kommersant: İsviçre’deki Ukrayna konferansı çatışmanın sona ermekten uzak olduğunu gösteriyor

“Ukrayna tarafından İsviçre’nin ev sahipliğinde başlatılan barış konferansı, bazı önemli istisnalar dışında, forum katılımcılarının çoğunluğu tarafından imzalanan bir bildiri ile noktalandı. Bildiri, Ukrayna’nın barış formülündeki on maddeden üçünü içermekle birlikte, barışa yönelik herhangi bir özel adım ortaya koymuyor; bunlar henüz formüle edilmedi.

Mayıs ayından bu yana üzerinde çalışılan belge birkaç kez değişikliğe uğradı ve foruma katılan 92 ülkeden 79’u tarafından imzalandı. İsviçre Federal Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alan açıklamaya göre Ermenistan, Bahreyn, Brezilya, Hindistan, Endonezya, Ürdün, Libya, Meksika, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Tayland, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mauritius belgeyi imzalamayı reddetti. Mauritius katılımcılar listesinde yer almazken toplantıya ada ülkesinden bir heyet katıldı. Etkinliğe katılan uluslararası kuruluşlar arasında Rusya’nın üyesi olmadığı Avrupa Konseyi, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu bildiriyi imzalarken AGİT, Birleşmiş Milletler ve Amerikan Devletleri Örgütü imzalamayı reddetti.

Belgede, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünden bahsedilmesi Kiev açısından büyük önem taşıyordu. Ukraynalı lider Vladimir Zelenskiy, toplantının ardından düzenlediği basın toplantısında Rusya’nın toprak bütünlüğüne saygı göstermesi halinde ülkesinin ‘yarın gibi erken bir tarihte’ barış görüşmelerine hazır olacağını ifade etti. Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Genel Direktörü İvan Timofeyev, Kommersant‘a verdiği demeçte ‘Bildiri, Ukrayna’nın tutumunu oldukça belirsiz de olsa sağlamlaştırdığı için siyasi bir ağırlığa sahip. Şu anda kağıt üzerinde ve daha sonra buna atıfta bulunacaklar’ dedi.

Ancak Ukrayna’nın bildirideki tutumu, Rusya’nın, Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından zirve öncesinde formüle edilen tutumuyla çelişiyor. Ukraynalı lider ve onu destekleyen hükümetler ülkenin toprak bütünlüğü konusunda BM Tüzüğüne atıfta bulunurken Putin BM Tüzüğünün halkların kendi kaderini tayin hakkından bahseden 1. Maddesinde yer alan 1. Fıkraya atıfta bulunuyor. Moskova, Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetlerinin yanı sıra Zaporojye ve Herson oblastlarının Rusya’ya katılmadan önce bağımsızlıklarını ilan ederek kendi kaderlerini tayin etme haklarını kullandıklarında ısrar ediyor. Şimdi de Rusya, barış müzakerelerine başlamanın bir koşulu olarak Ukrayna birliklerinin bu dört bölgeden tamamen çekilmesini talep ediyor.

Dolayısıyla Ukrayna ve Rusya’nın tutumları hala birbirinden son derece uzak ve bu da hızlı bir çözüm için çok az umut bırakıyor. Siyaset bilimci Samuel Charap, Kommersant‘a verdiği mülakatta ‘Bu noktada görüşmeyi reddediyorlar, bu yüzden başka neler olabileceği konusunda iyi bir fikrimiz yok’ diye konuştu.”

İzvestiya: Fransa’da aşırı sağın kazanması Paris-Kiev ilişkilerini kötüleştirebilir

“Fransa’da önümüzdeki parlamento seçimlerinde Ulusal Birlik’in kazanması halinde, Ukrayna’ya destek Paris için daha zorlu hale gelebilir. Bununla birlikte, partinin muhaliflerinin yüksek sesli konuşmalarına rağmen Fransa’nın yakın zamanda dış politikasında toptan bir değişiklik görmeyeceğini söyleyen Moskova Devlet Üniversitesi’nde kamu hukuku doktoru ve misafir profesör olan Karine Bechet-Golovko, ‘Fransa, Ukrayna’yı desteklemekten vazgeçebilir’ dedi.

Bechet-Golovko, ‘Seçmenler [Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel] Macron’a karşı oy kullanmaya hazır. Eğer Ulusal Birlik parlamentoda çoğunluğu ele geçirirse Jordan Bardella başbakan olabilir ama kendisi Ukrayna yanlısı bir siyasetçi. Ukrayna’yı desteklerken Rusya ile savaşa karşı çıkıyor. Radikal bir küreselleşmeci olan Macron’un aksine ılımlı bir küreselleşmeci olduğu için bu durum Moskova’nın işine yarayacaktır. Bu da Ukrayna’ya olan desteği yavaşlatabilir’ ifadelerini kullandı.

Bardella’nın kabinenin başına geçmesi halinde ülke, Macron’un muhalefetten bir başbakanla birlikte hareket etmek zorunda kalacağı bir durumla karşı karşıya kalacak. Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (MGIMO) Uluslararası Eğilimler Analizi Laboratuvarı (LITRA) araştırmacılarından Aleksey Çihaçov, İzvestiya‘ya yaptığı açıklamada Beşinci Cumhuriyet bu durumu daha önce de yaşamış olsa da, Macron’un merkezcileri temsil etmesi ve Bardella’nın aşırı sağcı bir siyasetçi olması nedeniyle buradaki dinamiğin tuhaf olacağını kaydetti: ‘Onun [Bardella] Macron’dan tek büyük farkı, ilkinin çıtayı yükseltmeye istekli olmaması. Macron 2024 yılı boyunca Fransa’nın Ukrayna’ya asker gönderebileceğini söylerken, Bardella için böyle bir senaryo kabul edilemez.’

Her halükarda, Ulusal Birlik’in muhtemel zaferi Batı’nın Kiev’e verdiği desteğin zayıfladığına işaret edebilir ki Ukraynalı yetkililer de bunun farkında gibi görünüyor: 11 Haziran’da Federal Meclis’te konuşan Ukrayna lideri, Avrupa’daki aşırı sağcı partilerin Rusya yanlısı söylemlerini ‘tehlikeli’ olarak nitelendirmişti.

Viktor Orban liderliğindeki Macar hükümeti Ukrayna’daki savaşa net bir şekilde karşı çıkmaya devam ediyor. Macaristan Başbakanına göre Avrupa seçimleri, Fransız parlamentosunun feshedilmesi, Belçika hükümetinin istifası ve Alman iktidar partisinin seçimlerde ikinci sırada yer almasının da gösterdiği gibi, halklarını çatışmayı desteklemeye zorlayan Avrupa hükümetlerinin kaybettiğini gösterdi.”

New York Times, Rusya ile Ukrayna arasındaki İstanbul anlaşmasının metnini yayımladı

Çok Okunanlar

Exit mobile version