Rusya Merkez Bankası, önümüzdeki üç yıl için hazırladığı ‘Mali Piyasanın Geliştirilmesine İlişkin Temel İlkeler’ başlıklı raporunda, ülke ekonomisinin yapısal dönüşüm için finansmana ihtiyacı olduğunu, fakat bunun ağırlıklı olarak iç kaynaklara dayanması gerektiğini vurguladı.

Raporda, yaptırımlara rağmen Rusya piyasasının uluslararası finans sisteminin bir parçası olmaya devam edeceği belirtilirken, yakın gelecekte yabancı yatırımların hacminin sınırlı kalacağı öngörülüyor.

Ayrıca Merkez Bankası, orta vadede esas olarak yerli finansman kaynaklarına güvenilmesi gerektiğini vurguluyor.

Bu kaynakları çekmek için Merkez Bankası, Tip III Bireysel Yatırım Hesapları ve Uzun Vadeli Tasarruf Programı gibi çeşitli finansal araçlar geliştirmeyi planlıyor. Ayrıca işletmeleri kurumsal emeklilik programları ve hisse sigortası geliştirmeye teşvik etmeyi hedefliyor.

Fakat şu ana kadar elde edilen sonuçlar sınırlı kalmış durumda; hane halklarının finansal varlıklarının üçte ikisinden fazlası hala bankalarda ve nakit olarak tutuluyor.

Finansal Teknolojiler ve Dijital Ekonomi Araştırma Merkezi profesörü Oleg Şibanov, Rusların yatırım yapmaya hazır olduğunu, ancak uzun vadeli yatırımlar konusunda daha temkinli davrandıklarını belirtiyor. Şibanov, bu durumun art arda yaşanan krizlerin ve emeklilik fonlarının zayıf performansının bir sonucu olduğunu, benzer durumun diğer gelişmekte olan ülkelerde de görüldüğünü ifade ediyor.

Rus şirketleri için ana yatırım kaynağı (yüzde 50 ila 60) hala kendi yatırım ve kârları olmaya devam ediyor. Bunu devlet teşvikleri takip ederken, bankalar yatırım için kullanılan fonların yaklaşık yüzde 10’unu sağlıyor.

Merkez Bankası, iş dünyasının sermaye piyasasında finansman çekme konusunda daha aktif olmasına rağmen, bunun kredi verme hacmiyle karşılaştırılamayacak düzeyde olduğunu belirtiyor.

Merkez Bankası, yabancı yatırımlar için yaptırımlarla zarar gören altyapının yerine yeni bir sistem oluşturmaya çalışıyor.

Özellikle yabancı yatırımcıların Rusya piyasasına doğrudan erişimini sağlayacak ve yerel para birimlerinde menkul kıymet ihraç etmelerine olanak tanıyacak ‘saklama köprüleri’ kurulması üzerinde çalışılıyor.

Merkez Bankası, bu tür ilişkilerin geliştirilmesinin tarafların istekliliğine bağlı olduğunu vurguluyor.

Rusya makamları, ülkenin büyük kentlerinde insansız hava araçlarına (İHA) karşı koruma sağlayacak modüler betonarme sığınaklar inşa etmeye başladı.

Acil Durumlar Bakanlığı’nın (Emerkom) Telegram kanalından yapılan açıklamaya göre, ilk sığınak 13 Eylül Cuma günü Penza oblastında kuruldu. Bunu takiben, Samara, Tomsk, Voronej, Orenburg oblastları ile Yamalo-Nenets Özerk Bölgesi ve Krasnoyarsk Krayındaki kentlerde de benzer sığınakların kurulması için ihaleler açıldı.

Ukrayna ordusu, son aylarda Rusya sınırları içindeki hedeflere yönelik İHA saldırılarını yoğunlaştırdı. Ukrayna sınırından sığınakların kurulacağı Samara’daki Novokuybişevsk’e olan mesafe 970 kilometre, Tomsk oblastına ise 2 bin 800 kilometreyi aşıyor.

Krasnoyarsk Krayı ve Yamalo-Nenets Özerk Bölgesi sınıra sırasıyla 3 bin 400 ve 2 bin 500 kilometre uzaklıkta bulunuyor.

Daha önce Kursk, Belgorod ve Orel gibi sınıra yakın bölgelerde de benzer sığınaklar inşa edilmişti. Soçi ve Bryansk yetkilileri de yakın zamanda sığınak kurma planlarını açıkladı.

Mayıs ayı sonunda Rusya hükümeti, ülke genelinde modüler mobil barınakların kurulmasını öngören bir taslak düzenleme çıkardı. Söz konusu girişimin amacı, nüfusu ‘nükleer silahlar da dahil olmak üzere modern silahların etkilerinden’ korumak olarak açıklandı. Yetkililer, mevcut sivil savunma tesislerinin tüm nüfusu barındırmak için yetersiz olduğunu ve pek çok yeraltı sığınağının bu amaca uyarlanamayacağını belirtti.

Son dönemde Ukrayna’nın uzak mesafeli İHA saldırıları, Rusya’nın iç bölgelerini hedef almaya başladı. Eylül ayında Murmansk bölgesindeki Rus nükleer bombardıman uçağı üssü Olenya’ya saldırdı, ayrıca Ukrayna İHA’ları sınırdan 1850 kilometre uzaklıktaki Vısokiy köyüne kadar ulaşmayı başardı, bu da savaşın başından beri menzil açısından bir rekor oldu.

The Guardian gazetesinin haberine göre, İngiliz hükümeti Ukrayna’nın uzun menzilli Storm Shadow füzelerini Rus topraklarının derinliklerine karşı kullanmasına izin verecek. ABD’nin de benzer bir tutum sergilediği, ancak kendi ATACMS füzelerinin kullanımına henüz onay vermediği bildiriliyor.

Ukrayna 144 İHA ile Rusya’ya saldırdı

Novaya Zemlya test sahası sorumlusu Andrey Sinitsin, Rossiyskaya Gazeta‘ya verdiği mülakatta sahanın her an nükleer denemelere başlayabilecek durumda olduğunu belirtti.

Sinitsin, “Test sahası, tam kapsamlı test faaliyetlerine yeniden başlamak için tamamen hazır. Laboratuvarlar, test tesisleri ve personel eksiksiz olarak hazır durumda. Emir geldiği anda teste başlayabiliriz,” dedi.

Sinitsin’in açıklamasına göre, poligonda olası drone saldırılarına karşı düzenli tatbikatlar yapılıyor ve tesis, elektronik harp sistemleriyle donatılmış durumda.

Yetkili, “Her türlü tehdide karşı sürekli teyakkuzdayız. Bu, sabotaj ve keşif gruplarının adaya sızma girişimlerini de kapsıyor,” diye ekledi.

Geçtiğimiz cumartesi günü, Birleşik Rusya Partisi Duma milletvekili Andrey Kolesnik, dünyaya nükleer silahların oluşturduğu tehdidi hatırlatmak amacıyla, Rusya’nın test sahasında bir nükleer bomba patlatılmasını önerdi.

Kolesnik, “Bir test sahasında nükleer bir patlama yapmamız gerekiyor. Şu anda nükleer denemelere ilişkin bir moratoryumumuz var, ama belki de insanların bu meselenin nereye varabileceğini görmesi gerekir. Eğer moratoryumu kaldırırsak, belki insanlık bunu daha ciddiye alır,” ifadelerini kullandı.

Rusya’da nükleer silahların caydırıcılık amacıyla kullanılması fikri daha önce de dile getirilmişti. Ocak 2023’te, Askeri Bilimler Akademisi’nde kıdemli araştırmacı ve askeri analist olan Vladimir Prohvatilov, nükleer denemelerin yeniden başlatılmasının NATO ülkelerini Ukrayna’ya silah tedarikini durdurmaya ve Kiev’i Kırım’ı geri alma girişimlerinden vazgeçirmeye zorlayabileceğini öne sürmüştü.

Rusya topraklarında gerçekleştirilen son nükleer deneme, Sovyet döneminde, Ekim 1990’da yine Novaya Zemlya’da yapılmıştı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz şubat ayında Federal Meclis’te yaptığı konuşmada, ülkesinin nükleer denemelere yeniden başlayabileceğini söylemişti. Aynı zamanda, Moskova’nın Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması’na (START) katılımını askıya aldığını da duyurmuştu. Putin, ABD’nin bu tür denemelere başlaması halinde, Rusya’nın da nükleer test yapmaya hazır olduğunu ifade ederek, “İlk biz başlatmayacağız, ama ABD test yaparsa biz de yaparız,” demişti.

Rus milletvekili Kolesnik: İnsanlara nükleer silahların yarattığı tehdidi hatırlatmamız lazım