DÜNYA BASINI

Seçimi kazanan Sisi’nin önündeki zorluklar

Yayınlanma

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, üst üste üçüncü dönemde de cumhurbaşkanlığı seçim yarışını kazandı. Sisi, ekonomik krizle boğuşan Mısır’ı 2030’a kadar yönetecek. Aşağıda çevirisini okuyacağınız makale Sisi’nin üçüncü ve muhtemelen son cumhurbaşkanlığı döneminde aşması gereken zorluklara odaklanıyor:

***

Sisi’nin üçüncü başkanlık dönemini garantilemesinin ardından Mısır’ın acil önceliklerine bir bakış

Sisi yolda bir dizi zorlukla karşı karşıya. Bunlar arasında Gazze’de devam eden savaş, Mısır’ın Nil Nehri’ndeki su payına yönelik tehditler, artan enflasyon ve yüksek doğum oranları yer alıyor.

AMR EMAM

Mısır’ın son on yıllık Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi, ülkesinde 10 Aralık’ta başlayan ve üç gün süren son cumhurbaşkanlığı seçimlerinden zaferle çıktı. Seçimlerde geçerli oyların %89,6’sını alan Sisi, daha az tanınan üç siyasetçiyle yarıştı.

Yeni dönem, Sisi’nin üçüncü ve önümüzdeki birkaç yıl içinde Mısır anayasasında dördüncü dönemde adaylığının önünü açacak değişiklikler yapılmazsa büyük olasılıkla son cumhurbaşkanlığı dönemi olacak.

Mısırlı lider önümüzdeki altı yıl boyunca bir dizi zorluğun üstesinden gelmek zorunda; bu sürecin sonuçları, Mısır’ın gelecek yıllarda izleyeceği rotayı da belirleyecek.

Sisi son seçim öncesinde, kampanyasında kazanması halinde Mısırlıların yaşamlarını iyileştirmek için çalışacağı sözünü verdi ancak bir seçim programı sunmadı.

Ayrıca Mısırlı liderin bunu yapabilmesinin önünde birtakım zorluklar var. Bunlar arasında Gazze’deki mevcut savaş, Mısır’ın Nil Nehri’ndeki su payına yönelik tehditler, artan enflasyon ve yüksek doğum oranları yer alıyor.

Gözlemciler, Sisi’nin yeni döneminde bu zorluklardan bazılarını ele alış biçiminin, geçen on yılda ele alış biçiminden farklı olmayacağına inanıyor. Bu arada, bu sorunların çözümü için daha radikal çözümlerin benimsenmesi yönünde çağrılar da yapılıyor.

Yanı başındaki savaş

Komşu Gazze Şeridi’ndeki savaş, Mısır için farklı açılardan büyük bir ulusal güvenlik tehdidine dönüşmüş durumda.

İsrail’in Gazze’nin farklı bölgelerine yönelik aralıksız saldırıları yüz binlerce Gazze sakinini yerinden ederek güneye, Mısır sınırına yakın bölgelere gitmeye zorladı.

Bu göç, İsrail’in Gazze halkını Mısır’ın Gazze ve İsrail’le sınırı olan kuzeydoğu bölgesi Sina’ya yerleştirme çağrılarının ortasında gerçekleşti.

Mısır, İsrail’in bu önerisini kategorik olarak reddetti ve Gazze’deki nüfusun azaltılması yoluyla Filistin sorununun ortadan kaldırılmasına karşı uyarıda bulundu; bu, bir sonraki adım olarak işgal altındaki Batı Şeria’nın nüfusunun azaltılmasını teşvik edebilecek bir harekettir.

Sisi 18 Aralık’ta yaptığı seçim zaferi konuşmasında Gazze’deki mevcut savaşın Filistin meselesi ve Mısır’ın ulusal güvenliği açısından yarattığı tehlikelere atıfta bulundu.

Analistler, önümüzdeki dönemde Sisi’nin, Filistin topraklarında yaşayan yüz binlerce aç ve çaresiz insanın sınırın Mısır tarafına akın etmesini önlemek amacıyla Gazze’ye daha fazla yardım girmesi için kampanya yürüteceğini belirtiyor.

Süveyş Kanalı Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olan Gamal Salama Al Majalla’ya verdiği demeçte, “Gazze sakinlerinin Sina’ya girme kabusunun gerçekleşmesini önlemek için yardımların girişi çok önemli” dedi.

Salama, “Ayrıca acilen bir ateşkes ya da uzlaşmaya varılması gerekiyor” diye ekledi.

Sisi ayrıca büyük olasılıkla Filistinlilerin Gazze’den Sina’ya göç ettirilmesine karşı çıkmaya, savaşın sona erdirilmesi için lobi yapmaya ve Filistin-İsrail çatışmasına kalıcı bir çözüm bulunması için kampanya yürütmeye devam edecek.

Mısır ordusunun da Mısır’ın kuzeydoğu sınırındaki gelişmeleri yakından izlediği anlaşılıyor. 4 Aralık’ta Mısır Savunma Bakanı, Filistin topraklarında ‘öngörülmeyen tırmanış’ olarak nitelendirdiği gelişmelere atıfta bulundu.

Ekonomik çalkantı

Mısır, başta Ukrayna ve Gazze’deki savaşlar olmak üzere dış şoklar nedeniyle zayıflayan bir ekonomik başarı öyküsüdür.

Kovid-19’un etkilerini daha da arttıran bu savaşlar, turizm de dahil önemli döviz kaynaklarından elde edilen gelirleri düşürerek ve uluslararası piyasada emtia fiyatlarını yükselterek Mısır ekonomisi üzerinde yıkıcı bir etki yarattı ve böylece döviz rezervleri ve Mısır lirası üzerinde büyük bir baskı oluşturdu.

Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yapılan 3 milyar dolarlık kredi anlaşmasına göre Mısır, özel sektörün ekonomik faaliyetlere katılımını teşvik etmek, devletin piyasadaki varlığını en aza indirmek ve devlete ait onlarca varlığı satmak zorunda.

Aynı anlaşma Mısırlı para planlamacılarının Mısır lirasının serbestçe dalgalanmasına izin veren kontrolsüz bir döviz kuru rejimini takip etmelerini de gerekli kılıyor

Mısır, Aralık 2022’de kredi anlaşmasını imzaladığından beri bu reformları uygulamak için çok bir adım atmadı.

Reformlara devam etmesi için yoğun iç ve dış baskılarla karşı karşıya kalan Mısır hükümeti, Sisi’nin bu yılın haziran ayında ulusal para biriminin daha fazla devalüe edilmeyeceği sözünü vermesine rağmen, büyük olasılıkla Mısır lirasının serbest dalgalanmasına yönelik taleplere boyun eğecek.

Mısır hükümetinin ayrıca silahlı kuvvetlerin ekonomik faaliyetlerini kısmen azaltmak da dahil bazı ekonomik faaliyetlerden çekilmeyi ve piyasayı özel sektör için hazırlaması gerekecek.

Mısır ordusu, sivil ürünler üreten çok sayıda fabrikanın mülkiyeti de dahil askeri olmayan işlerle uğraşıyor. Ancak özel sektördeki bazı kişiler bu ticari faaliyetlerin silahlı kuvvetler ile özel sektör arasında haksız rekabete yol açmasından şikayetçi.

Ekonomistlere göre bu hamleler, yabancı yatırımların ülkeye girmesini sağlayarak Mısır lirası üzerindeki baskıları hafifletecek ve bu da nihayetinde sıradan insanların ekonomik koşullarına yansıyacak.

Kontrol edilemeyen nüfus artışı

Mısır’ın kontrol edilemeyen nüfus artışı, Arap ülkesinin karşı karşıya olduğu en ürkütücü zorluk. Şu anki nüfusunun 104,5 milyon olduğu tahmin ediliyor ve yaklaşık sekiz milyon Mısırlı ülke dışında yaşıyor.

Mısır’ın nüfusu ortalama %1,6 oranında artarak dünyanın en hızlı büyüyen nüfuslarından biri haline geliyor. Nüfus mevcut hızla artmaya devam ederse 2050 yılında 157 milyon, 2100 yılında ise 205 milyon Mısırlı olacaktır.

Sisi’nin göreve gelmesinden bu yana geçen on yılda Mısır’ın nüfusu 25 milyon artarak neredeyse Danimarka, Finlandiya, Slovakya ve Norveç’in nüfuslarının toplamına eşit bir büyüklüğe ulaştı.

Mısır’ın hızlı nüfus artışı, ülkenin yıllar boyunca uyguladığı aile planlaması programlarının ne kadar başarısız olduğunu gösteriyor.

Sisi geçmişte birçok kez bu nüfus artışından şikâyet etmiş, bunun ülkenin kaynaklarını kuruttuğu, ekonomik büyümeyi baltaladığı ve ülkedeki insanların yaşam kalitesini düşürdüğü uyarısında bulunmuştu.

Bir keresinde doğum oranı bu şekilde kaldığı sürece Mısırlıların ülke ekonomisindeki büyüme ne kadar yüksek olursa olsun bu büyümenin faydalarından yararlanamayacaklarını söyledi.

Uzmanlar, Mısır’ın nüfus artışını sınırlamadaki başarısızlığının nedeninin zorunlu doğum kontrolü düzenlemelerinin olmayışına bağlıyor. Mısır’ın nüfus artışını makul bir oranda tutabilmesi için bu düzenlemelerin gerekliliğine işaret ediyorlar.

Bu bağlamda bir öneri, hükümetin her ailenin yalnızca ilk iki çocuğuna yardım ödemeyi taahhüt eden iki çocuk politikasını benimsemesi.

Mısır Parlamentosu Sağlık Komitesi üyesi Makram Radwan Al Majalla’ya yaptığı açıklamada, “Bu politika ebeveynleri ikiden fazla çocuk sahibi olmaktan caydırmak için gerekli” dedi. “Bu politikaya uyan ebeveynlere başka teşvikler de sunulmalı ki başkalarına örnek olabilsinler” diye ekledi.

Varoluşsal tehdit

Mısır, on yılı aşkın bir süredir Etiyopya tarafından Mısır’ın başlıca tatlı su kaynağı Nil Nehri’nin ana kolu Mavi Nil üzerinde inşa edilen milyarlarca dolarlık hidroelektrik barajının zararlarını azaltmayı amaçlayan müzakerelere kilitlenmiş durumda.

Bununla birlikte, müzakereler çıkmaza girdi ve Mısır, Etiyopya’yı baraj inşa edilene kadar oyalama taktiği izlemekle suçladı.

Büyük Etiyopya Rönesans Barajı’nın Mısır’a Nil’den akan su miktarını önemli ölçüde azaltması ve nehirden aldığı yıllık 55,5 milyar metreküplük payı olumsuz etkilemesi bekleniyor.

Mısır zaten su fakiri ve Etiyopya barajının onu daha da fakirleştirmesi, tarım arazilerinde büyük tahribata yol açması ve sonuç olarak gıda güvenliğini tehdit etmesi bekleniyor.

Sisi geçen yıllarda barajı birkaç kez ‘varoluşsal bir tehdit’ olarak tanımladı.

Sudan’ın da taraf olduğu Mısır ile Etiyopya arasındaki müzakereler, baraj rezervuarının doldurulması ve barajın tamamlanmasının ardından işletilmesi kuralları üzerinde yoğunlaşıyor.

Mısır’ın itirazlarına rağmen Etiyopya baraj gölünün dördüncü dolumunu tek taraflı olarak tamamladı ve beşinci dolumu yapmaya hazırlanıyor.

Mısırlı ve Etiyopyalı müzakereciler 19 Aralık’ta Addis Ababa’da yeni bir müzakere turu düzenlediler ancak son on yılda her seferinde olduğu gibi uzlaşmaya varamadılar.

Kahire’deki görüşe göre Mısır’ın Nil’deki su payını korumak için, özellikle de baraj inşaatı tamamlanmak üzereyken, oynayabileceği herhangi bir kartı yok. Onlara göre bu durum Mısır liderine başka seçenek bırakmıyor.

Kahire Üniversitesi’nde su kaynakları profesörü olan Abbas Sharaqi Al Majalla’ya verdiği demeçte, “Baraj artık sahada bir gerçeklik haline geldi ve rezervuarında büyük miktarda su depolandı” dedi.

“Ancak bu durum bir anlaşmaya varılması olasılığını ortadan kaldırmıyor” dedi.

Çok Okunanlar

Exit mobile version