DÜNYA BASINI

SVB’nin çöküşü ve Fed: Finansın yönlendirdiği ekonomi çağı kapanıyor mu?

Yayınlanma

Çevirmenin notu: Aşağıda çevirisini verdiğimiz makale, 13 Mart günü ‘Contention’ isimli Substack hesabında yayınlandı. Amerikan istihdam verilerinin ilk bakışta gördüğümüz şeyi yansıtıp yansıtmamasını bir kenara bırakarak söylersek, Amerikan medyasında ve siyasetinde bir süredir eleştirilen odağında olan Fed’e yönelik tespitlerin doğruluğu teslim edilmelidir. Bu, aslında, para politikalarını her şeyin önüne koyan iktisat teorilerinin de ipliğinin pazara çıktığına işaret eden bir döneme girdiğimizi gösteriyor. Aşırı finansal şişkinleşme ve bununla birlikte gelen sahte zenginlik hissi, ekonominin ‘reel’ kısmının ideolojik öneminin artmasına da neden olabilir. ABD Başkanı Biden’ın iktisadi politikalarında bunun ‘kokusunu’ almak mümkün. Metindeki köşeli parantezler çevirmene aittir.


SVB’nin çöküşü Fed’in hatalarını gözler önüne serdi

Contention
13 Mart 2023

Geçen hafta bu zamanlar, 200 milyar dolar değerindeki ülkenin en büyük 16. bankası olan Silicon Valley Bank (SVB), kredi değerlendiricilerinden aldığı ‘A’ notuyla sıfır riskli bir finans kuruluşu olarak görülüyordu. Hafta sonunda, California Eyaleti ve FDIC [Federal Deposit Insurance Corporation, Federal Mevduat Sigorta Fonu] tarafından kayyuma devredilen banka artık yoktu. 

Bu arada yaşananların, küresel ekonominin en tepesindeki planlamacıların ne kadar yanıldıkları ve ücretleri ezme planlarının neden Silikon Vadisi’ni vurduğu konusunda bize öğreteceği çok şey var. 

İlk önce: SVB nasıl dağıldı? Ernest Hemingway’in batmakla ilgili sıkça alıntılanan sözünü tekrarlamak gerekirse: yavaş yavaş, sonra aniden. SVB, risk sermayesi [venture capital] destekli startuplar için tercih edilen bir kurumdur. ABD’deki VC destekli teknoloji şirketlerinin yaklaşık yarısı Perşembe gününden önce SVB ile iş yapmıştır. Merkez bankasının Sıfır Faiz Oranı Politikası (ZIRP) ile beslenen 2020-2021 teknoloji patlamasının büyük menfaat elde eden SVB, ortalama %1,79 getiri sağlayan 21 milyar dolarlık uzun vadeli tahvil satın alarak düşük faiz oranlarının devam edeceğine dair bahis oynadı. 

Fakat artan getiriler düşen tahvil fiyatları anlamına geliyor ve şimdi Fed faizleri artırarak enflasyonla mücadele etmeye çalışıyor, on yıllık Hazine tahvili şu anda %4’e yakın getiri sağlıyor. Bu zaten yeterince kötü sayılabilirdi, fakat SVB, faizlerin yükselmesi durumunda herhangi bir zararı en aza indirmek için bankaların tipik olarak tahvillerle aynı anda satın alacağı türden ‘swap’ türevleriyle yatırımlarını korumayı başaramayarak bahsini ikiye katladı. 

Tahvil portföyünden 1,8 milyar dolar zarar ettiklerini ve bilançolarını desteklemek için 1,75 milyar dolarlık bir hisse senedi satışı yaptıklarını açıkladıklarında, birkaç büyük risk sermayedarı kurucularına mevduatlarını çekmelerini tavsiye ederek klasik bir banka kaçışına yol açtı. Teknoloji sektöründeki son toplu işten çıkarmalar SVB’nin durumunun yakın gelecekte daha da kötüye gideceğine dair endişeleri artırdı. Perşembe gününe gelindiğinde banka iflas etmiş ve FDIC’nin devralmasına yol açmıştı.

Bankanın çöküşü, aksi takdirde haftanın en büyük ekonomik haberi olabilecek gelişmeleri gölgede bıraktı: Cuma günü açıklanan Şubat ayı istihdam raporu, 311.000 kişilik istihdam artışına işaret ederek, aylık raporun beklentileri aştığı üst üste 11. ay oldu. İşsizlik oranı, daha fazla işçinin işgücüne geri dönmesiyle %3,4’ten %3,6’ya yükselse de son 50 yılın en düşük işsizlik seviyesi olarak kaydedildi. Bu iki hikaye –SVB’nin çöküşü ve işgücü piyasasında devam eden sağlamlık– bir arada Fed’in ve kapitalist ekonominin diğer efendilerinin temel başarısızlıklarını özetlemektedir. 

Fed’in çalışma[sına yön veren] teorisi, ‘sıcak’ işgücü piyasalarının enflasyona neden olduğu ve bankanın faiz oranlarını yükselterek, kredi ve sermayeyi daha pahalı hale getirerek, işletmelerin işe alımları ve genişlemeyi yavaşlatmasına neden olarak işleri soğutabileceğidir. Fakat 15 yıllık piyasa manipülasyonu ekonomide bir çatallanma yarattı ya da en azından şiddetlendirdi. 

Bir yandan, neredeyse tüm özel sektör çalışanlarını istihdam eden işletmelerin büyük çoğunluğu, ‘harcadığından daha fazla para kazan’ gibi radikal bir düşünceyle hareket etmektedir. Muhtemelen bol miktarda borçları var, ama buna yalnızca pozitif kalması gereken nakit akışlarına dayanarak erişebiliyorlar, aksi takdirde maaş bordrolarını kaçırıyorlar, borç ödemelerini kaçırıyorlar ve bu işten çıkıyorlar. 

Öte yandan, risk sermayesi tarafından desteklenen seçkin bir grup firma kendilerini ‘büyüme’ işletmeleri olarak tanımlamaktadır. Tezleri, gelecekte bir gün milyarlar kazanacakları garanti olan çok parlak inovasyonlara sahip oldukları ve bu nedenle SVB’nin varını yoğunu yatırdığı gibi VC’ler, kredi limitleri ve tahvil satışları ile doldurulan boşluklarla şimdi zarar etmelerine izin verildiği yönündedir. 

Sermaye serbest olduğu ya da merkez bankaları tarafından doğrudan sübvanse edildiği sürece, bu büyüme firmaları kağıt üzerinde risksiz bahislerdi. Hatta devam eden zararlarla halka açılabilir ve ilk yatırımcılar büyük kazançlarla paralarını çekebilirlerdi. Fakat geçen yıl rejim değişir değişmez, kârların kullanılmaya başlanması gereken uzak tarih hızla yaklaştı. Fed’in teorisi doğru çıktı, kredi ve sermaye birçoğu için çok pahalı hale geldi ve 2023’ün sadece ilk iki ayında 121.000’den fazla teknoloji [işçisinin] işten çıkarmasına yol açtı.

Ama binlerce diğer işletme ZIRP’den çok daha az fayda gördü ve bu nedenle darbeler oransal olarak çok daha küçük oldu. Hem toplam talebin hem de işgücünün hizmetlerden uzaklaşıp mallara, özellikle de dayanıklı mallara yönelmesiyle 2020’de COVID kapanmalarıyla başlayan bir yeniden bölüşüm şokunun sonuna yaklaşıyorlar. Bunlar sadece nispeten daha iyi ücretli işler olmakla kalmıyor, aynı zamanda toplam artığı [overall surplus] (hizmet) tüketen işletmelerden artığı [surplus] (mal) üreten işletmelere doğru bir kayma anlamına geliyor. 

Ve burası nihayetinde Fed’in en çok yanıldığı yer. Önce para gelir ve ekonomiye yeterince para pompalarsanız üretim artar, istihdam ve toplam talep de bunu takip eder diyen ana akım ekonomiye inanıyorlar. Parayı daha pahalı yapın, o durumda da tersi olur. 

Ama tam tersi doğru: üretim önce gelir ve emek, yatırımcı bilançolarında sermaye olarak ortaya çıkan değeri üretir. Fed’in pozisyonu, bankacıların ve para sahiplerinin ekonominin işlemesinde birincil öneme sahip olduğunu söylüyor ama istihdam konusundaki başarısızlıkları bize ekonomiyi üretimin ve emek gücünün yönlendirdiğini hatırlatıyor. 

Planlarının ekonomiyi daraltarak ücretleri düşürmek olduğunu açıkça ifade ettiler, ama şu ana kadar canına okudukları tek şey yıllardır boş altın yumurtlayan teknoloji şirketi kazları oldu. SVB galibiyet serisinin devam edeceğine dair bahse girdi. Perşembe günkü fiyasko, uzmanların gerçekte neler olup bittiğine dair hiçbir fikirlerinin olmadığını kanıtlıyor.

Çok Okunanlar

Exit mobile version