“Patlamamış misket bombaları, Kosova’da NATO’nun 1999’da sona eren 11 haftalık hava muharebesinden çok sonra bile tehlike oluşturmaya devam ediyor.”
Çevirmenin notu: Ukrayna’daki savaş bir buçuk yılını doldurmuşken Batı’nın Ukrayna’ya tedarik ettiği silah ve teçhizat her geçen gün daha da maliyetli ve tartışmalı hale geliyor. Ve Britanya, 2014’te başlayan Donbass ihtilafından bu yana askeri anlamda —Orbital Harekâtı ile— Kiev yönetiminin en aktif destekçilerinden biri oldu. Bu yılın başında Almanya’nın Leopard ve ABD’nin Abrams tankı tedarikinde karar kılmasının yanı sıra Britanya da Ukrayna’ya Challenger tipi ağır muharebe tankı sağladı. Fakat Londra, tüm risklere ve tartışmalara rağmen tankların yanında eşantiyon olarak seyreltilmiş uranyum mühimmatı da gönderdi. Şimdi hem Londra hem de Washington yönetimi, Ukrayna’ya muharebelerde sivil kayıpları artıran misket bombası tedarik ediyor. Söz konusu mühimmat NATO’nun Yugoslavya’ya müdahalesinde de kullanılmış ve özellikle de Kosova’da ciddi kayıplara neden olmuştu. Aşağıda tercümesi verilen makalede İngiliz araştırmacı gazetecilik portalı Declassified UK’den Phil Miller, misket bombalarının neden olduğu uzun vadeli zararı, tanıkların ifadelerine başvurarak anlatıyor.
Ukrayna’ya misket bombası? Kosova’dan bir uyarı
Phil Miller, Declassified UK
6 Temmuz 2023
Washington’un Kiev’e misket bombaları göndermeye hazırlandığı şu günlerde Dclassified, NATO’nun Balkanlar’da bu yasaklı silahı kullanmasından doğan korkunç mirası incelemek için Kosova’yı ziyaret ediyor.
Dzafer Buzoli, Yugoslavya’daki travmatik çocukluğundan bahsederken, “Yaşadığımız köye NATO tarafından iki dakika içinde dokuz bomba atıldı,” diye hatırlıyor. Kosova’daki Romanların önde gelen bir üyesi olan Buzoli’nin akrabaları bir uçtan bir uca savruldu.
Bill Clinton ve Tony Blair, 1999’da “insani müdahalelerini” başlatmadan önce pek çoğu Slobodan Milosevic’in Sırpların hakimiyetindeki Yugoslav ordusuna sürüklendi ya da Arnavut isyancılar tarafından işbirlikçi şüphelisi olarak hedef alındı.
Buzoli, “İlk bomba düştüğünde kafamız karışmıştı ve neler olduğunu merak ediyorduk. Ama ikinci bombadan sonra sıcak havayı hissettim ve patlamanın basıncıyla yere düştüm. O zamandan bu yana daha hassas bir duyma yetim var. Yüksek bir ses olduğunda ya da insanlar bağırdığında hakikaten de uzaklaşmam gerekiyor, zira bunlar benim için çok fazla,” diye anlatıyor.
Buzoli hava saldırısından sağ kurtulduğu için şanslıydı. Kullanımı tartışmalı misket bombalarıyla vurulan köyü Laplje Selo’ya yapılan saldırıda iki asker ve beş yaşında bir çocuk hayatını kaybetmişti.
Bunlar gökyüzünden düşen bir mayın tarlası gibi, hedef bölgelerin üzerine top şeklindeki bombalardan oluşan bir kar fırtınası saçıyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, NATO’nun Sırbistan ve Kosova’da bu silahla 90 ila 150 arasında sivili öldürdüğünü bildirmişti.
Çarpma anında infilak etmeyen binlerce mermi, küçük sarı paraşütleri oyuncak sanan çocuklar için tehlike oluşturmuştu. Savaştan sonraki on yıl içinde bu kalıntılar Kosova’da 178 kişinin daha ölümüne neden oldu.
Bu savaş Balkanlar’ın ötesindekiler için uzak bir hatıra gibi görünse de, şu anda Ukrayna’nın Rusya’ya karşı mücadelesine yardım eden Batılı ülkeler için uyarıcı bir hikâye sunuyor.
ABD’li yetkililerin, muhtemelen önümüzdeki aydan itibaren Kiev’e misket bombası tedarik etmeyi ciddi olarak düşündükleri söyleniyor.
Bu, silahın 2008 yılında BM tarafından yapılan bir anlaşmayla Britanya dahil 120’den fazla ülke tarafından yasaklanmış olmasına rağmen böyle.
ABD yasağa katılmayı reddetmişti ve bir boşluktan yararlanarak bunları Britanya’daki hava üslerinde depoladığına dair kuşkular mevcut.
İmzacı olmayan diğer ülkeler olan Rusya ve Ukrayna, halihazırdaki çatışmalarında misket bombası kullanıyor ve Amerika’dan gelecek yardımlar durumu daha da karmaşık hale getirebilir.
Kosova’dan dersler
Patlamamış misket bombaları, Kosova’da NATO’nun 1999’da sona eren 11 haftalık hava muharebesinden çok sonra bile tehlike oluşturmaya devam ediyor.
Kosovalı bir Sırp olan Goran, silahın Gracacina’nın dünya mirası listesinde yer alan Ortodoks manastırının yakınındaki bir üzüm bağında bir çiftçiyi nasıl ölümün eşiğine getirdiğini hatırlıyor.
Goran bana “Traktörünü doğrudan bombanın üzerine sürdü. Ölmediği için şanslıydı,” dedi.
Ormanda yaban domuzu avlamayı seven Goran, 2013 yılında yerel halkın “kaset bombası” dediği bir misket bombası bulduğunu söylüyor.
Verdiği tarihler, aynı yıl Kosova’da “hala yüzlerce misket bombası bulduğunu” söyleyen İngiliz mayın temizleme yardım kuruluşu Halo Trust’ın bilgileriyle ile örtüşüyor.
Kosova’nın batısındaki Junik civarındaki bir bölgede, yardım görevlilerine hava saldırılarına ilişkin resmi veri tabanına erişim sağlamayı inatla reddeden NATO tarafından atılan 171 misket bombasını temizlediler.
Yardım kuruluşu, bunun yerine (kara mayınları yerleştirmeyi tercih eden) Yugoslav ordusunun eski haritalarına dayanıyor ve bu haritalarda NATO’nun misket bombalarını nereye attığı, ne tür bombalar kullandığı, saldırının yönü, atıldığı irtifa ve fünye ayarları gibi temizleme operasyonlarına yardımcı olabilecek detaylar yer almıyor.
Kısmen bu zorluklar neticesinde 2021 yılı sonuna kadar 44 tehlikeli saha henüz tamamen mayınlardan arındırılmadı.
Atlantik ittifakı, savaştaki tavrını hedeflerin Sırp askerleri olduğunu söyleyerek meşrulaştırırken, şu anda kurtarılmış bölgelerde yaşayan insanlar büyük ölçüde Arnavut azınlık, yani NATO’nun kurtarmak için yola çıktığı insanların ta kendileri.
Koruma sorumluluğu
Kosova’ya atılan bombaların yarısından fazlasının Kraliyet Hava Kuvvetleri tarafından atılması da hesaba katılırsa bilhassa Birleşik Krallık, misket bombalarının üretken bir kullanıcısıydı. İngiliz pilotlar, her biri 2 binden fazla şarapnel parçasına sahip 147 bombacık içeren bu mühimmattan 531 adet ateşlemişti.
Parlamentonun savunma komisyonu tarafından hazırlanan bir rapora göre, bombaların yüzde 12’si çarpma anında infilak etmedi. Partiler arası milletvekili grubu şunları ifade etti: “Bu da Kraliyet Hava Kuvvetlerinin Kosova’da 4 bin ila 10 bin arasında patlamamış bombayı yerde bıraktığı anlamına geliyor.”
Britanya tarafından kullanılan misket bombası türü —BL755— altmışlı yılların sonunda tasarlanmış ve üretim zorluklarına rağmen 1972 yılında hizmete girmişti. Bir yıl sonra bir Hazine yetkilisi, umursamaz ifadeyle şunları söyledi: “Bu silahın uzun ve şaibeli bir mazisi var. Şimdi denemelerinin başarıyla tamamlandığını biraz rahatlamış olarak not ediyoruz.”
Kraliyet Hava Kuvvetleri, sonraki on yıl içinde, 18 bin misket bombasından oluşan bir stok elde etti. Bir diğer 26 bin adet ise yurt dışına, çoğunlukla Almanya’ya, hatta İran ve Yugoslavya gibi gelecekteki düşmanlara olmak üzere, kârlı ihracat pazarında satıldı.
Margaret Thatcher’ın hükümeti bunları Zimbabwe’deki Robert Mugabe rejimine de ihraç etti; İngiliz Yüksek Komisyonu “Fransızlara silah pazarında bir açılım sunmaktan” kaçınıyordu.
Bunu Suudi Arabistan’a yapılan ihracatlar izledi ve nihayetinde BL755, İran-Irak savaşı, Kongo ve Yemen gibi kanlı çatışmalarda kullanılması gibi şaibeli bir imtiyaz kazandı.
“Aşırı öldürücü silah”
Dışişleri Bakanlığı’ndaki bazı kişiler bu işe daha az müdahil oldu ve silahın ihraç edilmesine karşı çıkmaya çalıştılar.
Diplomat Ivor Lucas, şu yorumu yaptı: “Hiç şüphe yok ki misket bombası, geniş alanları etkileyen, siviller için tehlike arz eden ve özellikle nahoş çoklu yaralanmalara neden olan ‘aşırı öldürücü bir silah’ olarak kabul edilmektedir.”
Ancak satılmasını sağlayan en büyük niteliği, tankları havadan imha etme kabiliyetiydi. Ama 1982’de bu bile sorgulanmaya başlanmıştı.
Declassified tarafından elde edilen eski bir gizli dosyada, Savunma Bakanlığı şu itirafta bulunuyor: “Mevcut BL755’in mevcut Sovyet tanklarının (T-64/T-72) ön zırhına karşı nüfuz etme kabiliyeti zayıf ve tam nüfuzun ve dolayısıyla imhanın beklenebileceği nispeten az sayıda bölge var.”
Kraliyet Hava Kuvvetlerinin on T-64’ten oluşan bir konvoya saldırması halinde pilotların —silahın geliştirilmiş varyantıyla bile— her sortide sadece bir tankı imha etmesi bekleniyordu. Askeri yetkililer şundan yakınıyordu: “Modern Sovyet tanklarının devreye girmesiyle etkinlik azaldı.”
Balkanlar’daki performansları içler acısıydı. Savunma Bakanlığı tarafından yapılan bir operasyonel analizde, pilotların doğrudan tepeden uçmalarına rağmen sortilerin yalnızca yüzde 31’inin hedeflerini vurduğu bildirildi.
“Esef veren tali zaiyat”
Britanya’nın 2008 yılında bombayı yasaklamasından bu yana Muhafazakâr Parti ve koalisyon hükümetleri, belki de silahın eksiklikleriyle ilgili daha fazla utanç verici detayın ortaya çıkmasından korktukları için, 1970-80’li yıllardaki denemelerle ilgili altı dosyanın kamuoyunun erişimine açılmasını engelledi.
Tony Blair’in, mühimmatın Kosova savaşındaki kullanımına ilişkin daha yakın tarihli kabine belgeleri kamuya açık.
Söz konusu belgelerde, Başbakan Yardımcısı John Prescott’un 1 Nisan 1999’da —savaştan bir hafta sonra— meslektaşlarına söylediği şu ifadeler görülüyor: “Batı’daki kamuoyu daha büyük bir tali zaiyata hazırlıklı olmalıdır.”
İşçi Partisi’nin Savunma Bakanı George Robertson (daha sonra NATO’nun başına geçti) o ayın sonunda şunları söylemişti: “Kaçınılmaz olabilecek istenmeyen ve esef veren tali zaiyatlara rağmen hava harekatının yoğunlaştırılması gerekiyordu.”
Mayıs ayının ortalarında Dışişleri Bakanı Robin Cook, “uluslararası basının NATO’nun harekâtı yürütürken yaptığı hatalara ilişkin muhtelif hadiselerle, harekâtın başarılarına ilişkin olumlu haberlerden uzaklaşma eğilimi” karşısında hüsrana uğramıştı.
“Etik dış politikası” ile tanınan Cook, muhtemelen Sırbistan’ın güneyindeki Niş kentine yönelik, Hollanda-NATO jetlerinin bir hastaneyi ve kalabalık bir pazarı vuran hatalı bir hava saldırısında 15 sivili hayatını kaybettiği misket bombardımanına işaret ediyordu.
Bu trajedi, ABD’nin misket bombası kullanımına ara vermesine neden oldu ama Kraliyet Hava Kuvvetleri kullanmaya devam etti. Yıllar sonra, Nişli bir Sırp avukat ölümler nedeniyle NATO’ya dava açmaya çalışıyor.
Kentteki aktivistler misket bombalarına dönük uluslararası yasağın kabul edilmesinde kayda değer bir rol oynamıştı, ancak Sırbistan Cumhurbaşkanı bunu henüz onaylamadı.
Bu kördüğüm, Belgrad’ın Britanya’nın komünist dönem Yugoslavya’sına sattığı BL755’lerden kalanları elinde tutmasına imkân sağlıyor.
Bu silahların kalıntılarının Kosova’dan temizlenmesinin, savaşın sona ermesinden çeyrek asır sonra, 2024 yılına kadar tamamlanması beklenmiyor.
Bu maraton süreci, savaş alanındaki şaibeli performansla birleştiğinde Joe Biden’ı Ukrayna’ya misket bombası gönderme konusunda düşünmeye sevk edebilir.