Dünya Basını
Wolfgang Münchau: Trump’ın tarifeleri küreselleşmenin sonudur

Trump’ın tarifeleri küreselleşmenin sonudur: Avrupa ticaret savaşı yürütemez
Wolfgang Münchau
Unherd
3 Nisan 2024
Rejimler sona erdiğinde, aşamalı olarak sona ererler. Komünizm, 1980’de Gdansk tersanesindeki grevle başlayarak 10 yıllık bir süre içinde öldü. Berlin Duvarı’nın 1989’da yıkılması büyük bir sembolik olaydı ve 1991’de Mihail Gorbaçov’a karşı yapılan darbe ise son hamleydi. Dün küreselleşmenin Gorbaçov anıydı. Trump’ın ilk dönemi Gdansk, yani felaket tellalıydı.
Kurtuluş Günü’nde uluslararası makroekonomistler, hem Brexit’in hem de Rusya’ya yönelik yaptırımların ekonomik sonuçlarını fevkalade yanlış teşhis ettikleri Korku Projesi [Project Fear] modellerini ortaya çıkarmakla meşguldü. Ama aslında tarifeler, siyasette olduğu gibi, daha uzun döngüler açısından daha iyi değerlendirilebilir. Çok kısa vadede, Covid’in iktisadi etkisinin bazı özelliklerini taşıyan bir fiyat ve çıktı şoku oluşturuyorlar. Tarifeler bu yıl ve gelecek yıl ABD hükümeti için önemli gelirler yaratacak ve endüstriyel yer değiştirme önümüzdeki iki yıl içinde giderek daha önemli bir rol oynayacak.
Tesla Almanya’ya yatırım yaptığında, duyuru ile üretimin fiilen başlaması arasında iki yıl vardı. Fakat ilk duyurudan önce bir yıllık değerlendirme ve müzakereler yapıldı. Mevcut tesisleri olan şirketler, üretimi hızla genişletmek için en iyi konumdadırlar. Bunu değerlendirmek için üç ya da dört yıl sonra durum değerlendirmesi yapmak en uygun yoldur ve insanların ticaretle ilgili politika kararlarını yanlış değerlendirmesinin nedeni de bir yıllık etkilere olan takıntıdır.
Trump istediğini elde edebilecek mi? İmalatın yeniden ülkeye döndürülmesi açısından cevap muhtemelen evet. Çin ve Almanya gibi en büyük ticaret ortakları için bu durum, mevcut iktisadi modellerin sürdürülebilirliği açısından büyük bir şok olacaktır. Tahminlerin aksine, açık makro modellerin tarifelere karşı bir piyasa tepkisi olarak öngördüğü telafi edici bir dolar değerlenmesi yaşanmamıştır. ABD piyasalarına artan sermaye akışını sağlayan küreselleşme saadet zincirinin çözülmesinin şu anda daha büyük bir etken olduğu açık.
Siyasi açıdan bu tarifeler Trump’ın işine yarayacaktır. Yabancı üreticiler şimdiden ABD’deki yatırımlarını artıracaklarını ilan ediyorlar. Eski imalat işleri geri gelmeyecek ama yenileri yaratılacak. Yine de Trump vergi politikalarını Kongre’den geçiremezse bu yıl ABD’de ciddi bir resesyon riski var. Cumhuriyetçiler ara seçimleri kaybedebilir. Fakat amaç dış gelirleri artırmak, bütçe açığını azaltmak ve üretimi yeniden ülkeye taşımaksa, bu tarifeler işe yarayacaktır – her şeyi aynı anda yapamayacaklarını hatırladıkları sürece.
Özellikle Avrupalılar hüsnükuruntu konusunda dikkatli olmalıdır. ABD’nin Avrupa’dan daha şiddetli etkileneceğine dair pek çok neşe dolu tahmin vardı. Kısa vadede Amerikan ekonomisi üzerinde olumsuz bir etki olacaktır, zira gümrük vergileri ABD’li tüketiciler üzerinde büyük bir vergi.
Yine de AB’nin buna karşılık ne yapabileceğini görmek zor. Blok geçen yıl 230 milyar dolar ticaret fazlası verdi ve dünyanın geri kalanına karşı cari hesap fazlası, Avro bölgesinin kamu borç krizine tüketim ve yatırımı baskılayarak uyum sağladığı Covid öncesi seviyelere doğru yeniden yükseliyor. Bu, Çin’in mali baskısı ile birlikte Soğuk Savaş sonrası uluslararası iktisadi modelin sürdürülemez unsurudur. AB, daha fazla ABD savunma ürünü ithal etme sözü verebilir, ama bu, kendisini ABD’den daha bağımsız hale getirme stratejisine ters düşecektir ki bu, tarifeden kaçınmaktan daha önemli bir stratejik hedef olmalıdır. AB basitçe ABD’den daha fazla LNG almamaya da karar veremez. Her halükarda, AB böyle bir söz vermiş olsa bile, tarifeler ancak daha sonra kaldırılacaktır.
AB kendi tarifelerini düşürmeye, kotaları ve tarife dışı engelleri kaldırmaya karar verebilir. Tarife dışı engellere bir örnek olarak Almanya’da otoyol hız sınırının olmaması verilebilir. Bu durum otomobiller için orantısız derecede yüksek bir güvenlik standardı gerektiriyor; Avrupa otomobil endüstrisini başka bir yerden yarı fiyatına ithal edilen otomobillerden korumak için tasarlanmış korumacı bir önlem. Eğer AB, ABD tarım ürünleri üzerindeki doğrudan ve dolaylı gümrük vergileri ile kotaları azaltacak olursa, o zaman müzakereler için bir yol açılabilir. Fakat ABD, AB’nin gelecekte atacağı adımları bekleyerek gümrük vergilerini kaldırmayacaktır. O dönemler geride kaldı.
Peki ya AB ABD hizmetlerine gümrük vergisi koyarsa ne olur? Bu, bloğun silah kullanmaya en yakın olduğu durum – ABD ile arasındaki hizmet açığı, mal fazlasının yaklaşık yarısı kadar. Fakat hizmetlere gümrük vergisi koymak zor çünkü tedarikçiler AB dışına taşınarak gümrük vergisinden kolayca kaçınabilir ve vatandaşlar da genellikle alternatifleri olmadığı için buna karşı çıkacaktır.
Her halükarda, dünkü kararın iktisadi sonuçlarını tahmin etmenin akıllıca olmamasının nedenlerinden biri, pek çok şeyin başkalarının nasıl tepki vereceğine bağlı olmasıdır. Örneğin Çin, ticaretini AB’ye yönlendirerek karşılık verebilir ve bir AB-Çin ticaret savaşıyla karşı karşıya kalabiliriz. Ursula von der Leyen şimdiden kaygı verici bir açıklama yaptı: “Bu tarifelerin dolaylı etkilerinin neler olabileceğini de yakından izleyeceğiz çünkü ne küresel kapasite fazlasını absorbe edebiliriz ne de pazarımızda damping yapılmasını kabul edebiliriz.”
Dolayısıyla ABD’ye karşı misillememizi Çin, Güney Kore, Japonya, Tayvan ve Vietnam gibi tarifelerden en çok etkilenen Doğu Asya ülkeleriyle birlikte koordine etmek yerine, muhtemelen uzaklaşıp kendi ayrı ticaret savaşlarımızı vereceğiz ve Amerika’nın bizi birbirimize karşı kullanmasına izin vereceğiz.
Ne var ki, işbirliği yapıp ABD’nin finansal mimarisine, güvenlik garantilerine ya da dolara bir alternatif bulmaya çalışırsak, bu Trump için gerçek bir sorun olacaktır. Fakat bunun gerçekleşeceği şüpheli. Bunun yerine, AB kendisini iki ana ticaret ortağına karşı ticaret savaşları verdiği bir konumda buluyor: ABD’ye misilleme yapmak –ki bu kaçınılmaz olarak geri tepecektir– ve aynı zamanda Çin ithalatını durdurmaya çalışmak.
AB’nin Çin’e uyguladığı gümrük vergileri elbette niyet, şekil ve içerik bakımından ABD’ninkilerden oldukça farklı. Ama net etki, Çin ile kötüleşen bir diplomatik ilişki ve uzlaşmaz bir ticaret dengesi. Ve böylece Avrupa kendini bir kaya ile sert bir yer arasında buluyor. Çin ve bu gümrük vergilerinden ağır etkilenen diğer ülkeler, hem bir yanıtın örgütlenmesinde gerekli ortaklar hem de Avrupa sanayisi için bir tehdit. Bir dereceye kadar yeniden dengeleme kabul edilmediği sürece –ticaret savaşını kazanmak için ticaret muharebesini kaybetmek– bir çıkış yolu görmek zor.