DÜNYA BASINI

Xinhua: ABD ‘demokrasisi’ neden başarısız oldu?

Yayınlanma

‘Irak sorununun özü, ABD yönetiminin yanlış temeller üzerine kurduğu siyasi sistemdir. Irak halkını kasıtlı olarak mezhepsel ve etnik temellere ayırdı ve Irak’ı birleşik bir devlet haline getiren vatandaşlık ilkesini kaldırdı.’

Çin’in önde gelen ajanslarından Xinhua’da, Shuai Anning imzası ve “ABD ‘demokrasisi’ Irak ve Libya’da neden başarısız oldu” başlığıyla yayınlanan analizi dikkatinize sunuyoruz:

ABD’nin “demokrasisini” ihraç etmeye çalıştığı Irak ve Libya, son dönemde düzinelerce insanın hayatına mal olan siyasi çatışmalara sahne oldu. Çatışmalar, her iki ülkedeki siyasi krizlerin aylarca hatta yıllarca sürmesi nedeniyle çıktı ve bu durum Ortadoğu’daki “Amerikan tarzı demokrasinin” başarısızlığını bir kez daha kanıtladı.

Uygun olmayan demokrasi

Güçlü Şii din adamı Mukteda es-Sadr’ın binlerce destekçisi, liderlerinin siyaseti bıraktığını açıklamasının ardından Pazartesi günü Bağdat’taki hükümet binalarına baskın düzenledi. Irak ordusu Salı günü yaptığı açıklamada, protestocularla, rakip gruplar arasındaki çatışmalarda en az 22 kişinin öldüğünü ve 200’den fazla kişinin yaralandığını söyledi. Kaos yeni bir şey değildi. Saddam Hüseyin hükümetinin 2003’te ABD liderliğindeki koalisyon tarafından devrilmesinden sonra siyasi kaosa sürüklenen Irak’ta, Washington’un vaat ettiği barış ve demokrasi hiçbir zaman sağlanamadı. Irak’ın kendi devlet aygıtını zorla yok eden ABD, Irak hükumetinin yönetim kabiliyetini zayıflattı ve terörün yayılmasına olanak sağlayan koşulları yarattı. El Irakiye Üniversitesi’nde görevli medya profesörü Muhammed el-Cuburi, “Irak sorununun özü, ABD yönetiminin yanlış temeller üzerine kurduğu siyasi sistemdir. Irak halkını kasıtlı olarak mezhepsel ve etnik temellere ayırdı ve Irak’ı birleşik bir devlet haline getiren vatandaşlık ilkesini kaldırdı” dedi.

Hoş karşılanmayan müdahale

Aynısı Libya için de geçerli. 2011’de ABD ve müttefikleri, daha parlak bir gelecek vaadiyle, Libya’nın lideri Muammer Kaddafi’yi devirmek için Şafak Yolculuğu (Odyssey Dawn) kodlu bir operasyon başlattı. Askeri müdahale o zamandan beri Libyalıları sadece daha çok ekonomik ve güvenlik muğlaklığın içine sürükledi. Libyalı bir siyasi analist olan Farac el-Dali, Xinhua’ya şunu söyledi: “Batı’nın Libya’ya müdahalesi ve 2011’deki ABD öncülüğündeki operasyon tam bir komploydu… Çünkü rejim halkın isteğiyle değil, zorla değiştirildi. Öngörülemeyen bir iç savaş döngüsüne işte bu şekilde düştük.” ABD’nin her zaman kendi demokratik sistemini diğer ülkelere dayatmaya çalıştığını belirten el-Dali, “Ancak sistemdeki büyük eksiklikleri görmezden geliyor” dedi.

Başka bir Libyalı siyasi analist olan Abdullah el-Rais ise Xinhua’ya şunları söyledi: “Washington, birleşik ve güçlü bir siyasi sistemin kurulması için Libyalılara destek verdiğini söylüyor. Ancak gerçek şu ki, siyasi liderler arasındaki rekabeti, bölünmeyi ve belirli grupları destekliyor.”

Gizli şema

ABD, “insan hakları” ve “demokrasi”yi koruma bahanesiyle Irak’ı işgal etti, ancak asıl amacı Irak’ın zenginliğine ve petrol kaynaklarına el koyup Ortadoğu’daki hegemonyasını sağlamlaştırmaktan başka bir şey değildi. 2003 işgalinden önce Irak, yerel petrol endüstrisini tamamen kamulaştırdı ve bu alanı Batılı petrol şirketlerine kapattı. Savaştan yaklaşık yirmi yıl sonra, yabancı firmalar Irak petrol sektörüne egemen oldu.

Kamu Bütünlüğü Merkezi tarafından yapılan bir araştırma, eski ABD Başkanı George W. Bush’un başkanlık kampanyalarına yarım milyon dolardan fazla bağışta bulunan 70’ten fazla Amerikalı şirket ve şahsın, savaş sonrası Irak ve Afganistan’da toplam 8 milyar dolarlık sözleşme kazandığını ortaya koydu.

Öte yandan ABD, küresel hegemonyasına hizmet etmek için bölgede kırılgan ve bağımlı hükümetler kurmaya çalışıyor. Çin İnsan Hakları Araştırmaları Derneği tarafından yakın zamanda yayınlanan “ABD, Ortadoğu ve Ötesinde İnsan Haklarını İhlal Eden Ciddi Suçlar İşliyor” başlıklı rapora göre, Washington’un temel amacı askeri, ekonomik ve algı hegemonyasını sürdürmektir, “nihayetinde bölge ülkelerinin bağımsız kalkınma yollarını değiştirdi ve Ortadoğu’daki ilgili ülkelerin egemenliğinin yanı sıra halkın da kalkınma ve sağlık hakkına ciddi zararlar verdi.”

Onarılacak hasar

ABD’nin iki ülkede başlattığı ve yıllardır süren savaşlar, bölge halkının temel insan haklarını ciddi şekilde ihlal etti. Küresel kapsama sahip istatistik veri tabanı olan Statista’ya göre, 2003’ten 2021’e kadar, savaşlarda ve şiddetli çatışmalarda yaklaşık 209 bin Iraklı sivil hayatını kaybetti ve bir kısmı mülteci statüsünde toplam 9 milyon 200 bin Irak vatandaşı da ana vatanını terk etmek zorunda kaldı.

Libya’da yaşananlar da acıklı. Zengin hidrokarbon kaynakları ve stratejik konumu ile kutsanan Libya, savaştan hemen önce 2010’da kişi başına düşen GSYİH’sı 12 bin ABD dolarını aşan zengin bir ülkeydi. Son 11 yıldır, siyasi kargaşa ve silahlı çatışmalar Kuzey Afrika ülkesinin peşini bırakmadı ve halkını yaygın bir güvensizlik ve yoksulluk içinde bıraktı. 2021’de Libya’da kişi başına düşen GSYİH, savaş öncesinin yarısına düştü, 6 bin 18 dolara kadar geriledi. El-Rais, “Libya’da güvenin sağlanamaması, ülkedeki her siyasi istikrar olasılığının çökmesine sebep olan ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerin sorumluluğundadır” dedi.

Çok Okunanlar

Exit mobile version