DÜNYA BASINI

“ABD desteği İsrail saldırılarını perdeliyor”

Yayınlanma

İsrail ordusu ve İç İstihbarat Teşkilatı Şin-Bet (Şabak) pazartesi gününün ilk saatlerinde, işgal altındaki Batı Şeria’nın Cenin kenti ve Cenin mülteci kampına baskın ve hava saldırıları başlattı. Çok sayıda zırhlı araç, buldozerler ve insansız hava araçları (İHA) ile bölgeyi kuşatma altına alan İsrail birlikleri, saldırılarını ikinci gününde sürdürüyor. İsrail ordusu, açtığı ateş ve hava saldırıları ile şimdiye kadar 10 Filistinliyi öldürdü, 20’si ağır yaklaşık 100 kişiyi yaraladı. İsrail ordusu, 15 binden fazla Filistinlinin yaşadığı Cenin mülteci kampındaki sivil altyapıyı da hedef alarak büyük yıkıma neden oldu.

El Cezire’ye konuşan uzmanlar tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen bu saldırılarda İsrail’in bu kadar rahat hareket etmesinin sorumlusu olarak ABD’ye işaret ediyor.

Haberin tamamını aktarıyoruz:

***

Analistler: ABD’nin sürekli desteği İsrail’e Cenin’e saldırmak için “kılıf” sağlıyor

Ali Harb

Uzmanlar, Biden yönetiminin koşulsuz desteğinin İsrail’in Filistinlilere yönelik artan şiddetini cesaretlendirdiğini söylüyor.

Uzmanlar, Amerika Birleşik Devletleri’nin İsrail’e verdiği koşulsuz desteğin, sağcı İsrail hükümetinin işgal altındaki Batı Şeria’da Filistinlilere karşı tırmanan şiddetini mümkün kıldığını ve cesaretlendirdiğini söylüyor.

İsrail güçleri pazartesi günü yüzlerce askerin katıldığı hava ve kara saldırılarıyla yoğun nüfuslu Cenin mülteci kampını hedef alırken Beyaz Saray bir kez daha İsrail’in kendini “savunma hakkı”nın altını çizdi.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından yapılan kısa açıklamada “İsrail’in güvenliğini ve halkını Hamas, Filistin İslami Cihad ve diğer terörist gruplara karşı savunma hakkını destekliyoruz” denildi.

Uzmanlar bu tepkinin, ABD Başkanı Joe Biden’ın ABD dış politikasında insan haklarını merkeze alma sözüne rağmen ülkesinin Orta Doğu’daki en önemli müttefikini dizginleme konusundaki isteksizliğini yansıttığını ve İsrail’in Cenin’deki saldırısının boyutlarına ilişkin endişelerin arttığını söylüyor.

ABD/Ortadoğu Projesi adlı düşünce kuruluşunun başkanı Daniel Levy, pazartesi günü El Cezire’ye verdiği demeçte “Sanırım geçmişte olduğu gibi ABD yönetiminin İsraillileri koruduğunu ve istediklerini yapmalarına izin verdiğini görmeye devam edeceğiz” dedi.

Levy, Biden yönetiminin Batı Şeria’daki durumun kontrolden çıkmasını istemediğini ancak İsrail ile ilişkilerini de riske atmayacağını söyledi: “Özellikle de bu yüzden işler bu kadar kötüye gitti.”

İsrail saldırılarında 10 Filistinli hayatını kaybetti. Foto: Issam Rimawi / AA

“İsrail el üstünde tutuluyor”

İsrail, mülteci kampına yönelik son saldırılardan biri olan Cenin saldırısını pazartesi günü başlattı ve silahlı Filistinli grupları hedef aldığını söyledi. Şu ana kadar en az dokuz Filistinli öldürüldü ve onlarcası da yaralandı.

Geçen ay Batı Şeria’nın kuzeyinde iki Filistinli silahlı saldırgan tarafından dört İsrailli yerleşimcinin öldürülmesini takip eden saldırı, İsrail’in işgal altındaki topraklarda on yıllardır gerçekleştirdiği en kötü hava saldırılarından biriydi.

Beyaz Saray yaptığı kısa açıklamada Filistinli sivillerden bahsetmedi ya da gerilimi azaltma çağrısında bulunmadı. Pazartesi günü daha sonra bir Dışişleri Bakanlığı sözcüsü “sivillerin hayatını kaybetmesini önlemek için mümkün olan tüm tedbirlerin alınmasının zorunlu olduğunu” söylerken İsrail’in “halkını savunma hakkı” olduğunu yineledi.

Filistinli düşünce kuruluşu El Şabaka’da ABD politikaları üzerine çalışan Tarık Kenney-Shawa, ABD’nin çatışmaya ilişkin politikasının giderek kötüleştiğini söyledi. Kenney-Shawa El Cezire’ye gönderdiği e-postada, “Biden yönetimi, ‘iki devletli çözümü desteklemek’ gibi sembolik söylemleri ya da sükûnet çağrılarını bile terk edecek kadar İsrail işgalinin suç ortağı rolüne büründü” dedi.

“ABD, sonuçları ne olursa olsun İsrail’in eylemlerini tamamen desteklediğini ve İsrail’i, Washington’un dünyanın geri kalanını tabi tuttuğu insan hakları normları ve uluslararası standartlardan muaf şekilde el üstünde tuttuğunu açık ve zımni olarak göstermiştir.”

ABD’de faaliyet gösteren Filistin Hakları Mücadelesi adlı savunma grubunun direktörü Ahmet Abuznaid de Washington’un tutumunu eleştirdi ancak ABD’nin İsrail’e askeri yardımlarının devam ettiği düşünüldüğünde bunun şaşırtıcı olmadığını söyledi.

Aralarında Uluslararası Af Örgütü’nün de bulunduğu önde gelen insan hakları grupları tarafından “apartheid” suçu işlemekle itham edilmesine rağmen İsrail, ABD’den yılda en az 3.8 milyar dolar yardım alıyor.

Abuznaid El Cezire’ye gönderdiği e-postada, “İsrail 2002’den bu yana en büyük işgalini gerçekleştirerek Cenin mülteci kampındaki Filistinlileri katlederken Biden yönetiminin yanıtı Filistinlilerin yaşamına yönelik acımasız bir umursamazlığı gösteriyor” dedi.

“Filistin topraklarını sömürgeleştiren ve Filistin halkını katleden İsrail apartheid devleti saldırgandır ve onun muazzam sömürgeci şiddetini başka bir şey olarak nitelendirmek saçmalıktır.”

İsrail saldırıları

Geçen yıl boyunca İsrail, Batı Şeria’da neredeyse her gün askeri baskınlar düzenledi. 2022’nin sonlarında göreve gelen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun aşırı sağcı hükümeti döneminde bu eğilim daha da yoğunlaştı.

İsrail ayrıca işgal altındaki Filistin topraklarındaki yasadışı yerleşimleri genişletmeye çalışırken, çoğu zaman İsrail ordusu tarafından korunan yerleşimciler de Filistinli topluluklara yönelik saldırılarını artırdı.

ABD yönetimi yerleşimci şiddetini kınarken ve Netanyahu’nun yerleşim politikalarına karşı olduğunu dile getirirken, İsrail’e desteğini defalarca yineledi.

Biden yönetimi ayrıca Ortadoğu gündeminde İsrail ile Arap devletleri (özellikle Suudi Arabistan) arasında resmi diplomatik ilişkiler kurmaya öncelik verdi ki bu Filistinli hak savunucularının karşı çıktığı bir hamleydi.

Geen hafta ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Batı Şeria’daki şiddeti sözde “normalleşme” çabasının önünde bir engel olarak gösterdi.

Blinken, “İsrail’deki dostlarımıza ve müttefiklerimize, arka bahçelerinde bir yangın varsa, hem mevcut anlaşmaları derinleştirmenin hem de potansiyel olarak Suudi Arabistan’ı da kapsayacak şekilde genişletmenin imkansız olmasa bile çok daha zor olacağını söyledik” dedi.

İsrail ordusuna ait iş makineleri, bölgedeki yolları tahrip ederek çok sayıda sivil aracı kullanılamaz hale getirdi. Foto: Issam Rimawi / AA

“Toplu cezalandırma”

Bu arada, Cenin mülteci kampı baskını sırasında ABD’nin İsrail’i desteklemeye devam etmesi çoğu gözlemci için şaşırtıcı olmasa da bazıları saldırının Biden yönetimini daha acil bir yaklaşım benimsemeye itmesi gerektiğini söylüyor.

ABD merkezli bir savunuculuk grubu olan Amerikan İslam İlişkileri Konseyi (CAIR), Biden’ı Cenin’de Filistinlilere karşı işlenen “savaş suçlarını” sona erdirmek için “somut adımlar” atmaya çağırdı.

Grubun direktörü Nihad Awad yaptığı açıklamada, “İsrail hükümeti tamamen kontrolden çıkmış durumda çünkü Biden yönetiminden herhangi bir sonuçla yüzleşmeyi beklemiyor” dedi. “Bu durum değişmeli.”

Kenney-Shawa ayrıca Cenin saldırısının ölçeği ve kapsamı nedeniyle “özellikle önemli” olduğunu söyledi. Filistinli sakinler ve sağlık görevlileri, İsrail güçlerinin kampın içindeki sokakları kazarak ilk müdahale ekiplerinin yardıma ihtiyacı olan insanlara ulaşmasını engellediğini bildirdi.

Kenney-Shawa, “Bu taktikler aynı zamanda İsrail’in Gazze’yi harap ettiği taktikleri şimdi de Batı Şeria’ya uygulayarak apartheid gündeminde bir sonraki adımı attığını gösteriyor” dedi.

“Hava saldırıları ve buldozerlerin sokakları kazması, Cenin ve ötesindeki Filistinlilerin iradesini kırmayı amaçlayan toplu cezalandırma eylemleridir.”

Çok Okunanlar

Exit mobile version