GÖRÜŞ

ABD yeni İpek Yolu’nu bozmak için Orta Asya’da tuzak hazırlığında

Yayınlanma

Edvard Chesnokov, Andrey Balitsky

2022 Ukrayna krizinin başlangıcından bu yana, ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri Orta Asya’daki diplomatik faaliyetlerini giderek yoğunlaştırdı.

23-27 Mayıs 2022 tarihlerinde, Bakan Yardımcısı Donald Lu liderliğindeki üst düzey bir Amerikan heyeti Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan’ı ziyaret etmişti.

6-11 Kasım 2022’de Lu, Türkmenistan, Kazakistan ve Özbekistan’ı kapsayan seyahatini tekrarladı.

Bunu daha yüksek seviyeden bir ziyaretçi takip etti: 27 Şubat- 1 Mart 2023 tarihlerinde Dışişleri Bakanı Antony Blinken Kazakistan ve Özbekistan’a gitti.

Tüm bu ülkeler Orta Asya’ya ait ve Rusya-Ukrayna çatışmasında tarafsızlığı az çok koruyor. Geçtiğimiz yıl on binlerce Rus, Batı’nın Rus bankalarını finansal sisteminden çıkarması nedeniyle uluslararası bir kredi kartı almak için güney komşu ülkelerine gitti. Ayrıca — ve bu tür hizmetler işin daha karanlık kısmı — çeşitli Rus firmaları Batı ithalat- ihracat kısıtlamalarından etkilenmemek için Orta Asya bağlantılarını kullanıyorlar. Böylesi bir yasadışı pazar milyarlarca dolar değerinde ve ABD’nin Rusya’yı uluslararası yaptırımlarla kuşatma girişimine açıkça meydan okuyor.

Orta Asya yalnızca Moskova ve Washington’ın radarında değil. Güney Çin Denizi ile Kuzey Denizi’ni binlerce yıldır birbirine bağlayan dünyanın en uzun ve en eski zincirinin altın halkası, dünyanın kalbinin attığı yerdir. Ve neredeyse aynı uzun süre boyunca, Avrasya’nın ekonomik refahını bozmaya çalışan dış güçlerin düşmanca faaliyetleriyle de karşı karşıya kaldı.

Bu noktada, Orta Asya Ukrayna ile karşılaştırılabilir: çalışkan insanları, doğal zenginlikleri ve bağlayıcı coğrafi konumu ile çok uluslu bir bölge- ABD’nin pervasız politikasının rehinesi haline geldi. Her siyasi gözlemci, 11 Aralık 2013 tarihinde, dönemin Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland liderliğindeki benzer bir üst düzey ABD heyetinin Kiev’deki Meydan protestocularını nasıl ziyaret ettiğini hatırlar. Amerikalı konuklar aktivistlere sandviç dağıttılar— bu fotoğraflar tüm dünyada paylaşıldı. On hafta sonra, aynı aktivistler, silahlı ve coşkulu bir biçimde, Ukrayna’yı sonsuz bir kaosa sürükleyen kanlı bir darbe gerçekleştirdiler.

Mevcut deniz aşırı delegasyonlar Orta Asya’ya ne getirecek? Amerikalı sorumlusu ise bir başka Dışişleri Bakan Yardımcısı Donald Lu. Kısmen Çin kökenli olmasına rağmen Bay Lu, doğu nezaketinden bihaber ve Washington siyasi geleneğinin en kötü yanlarını almış: kibir, kabalık ve yıllarca aynı ilkel senaryoyu tekrar etmek.

Lu, 1994-96 yılları arasında Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te ABD diplomatı olarak görev yaptı; aynı dönemde Rusya’ya yakın bir bölge olan Çeçenistan, o zamanki Gürcistan’dan gayri resmi destek alan uluslararası teröristler tarafından savaşa sürüklendi. Bu düğümde Amerikan bağı olmadığına inanabilir miyiz?

Lu’nun Kırgızistan’da ABD Misyon Şefi Yardımcısı olarak görev yaptığı 2005 yılında bu ülke tipik bir renkli devrimle çalkalanıyordu. Batı yanlısı STK’lar ve ayaklanan kalabalık gruplar, Moskova ve Pekin ile dostluğunu koruyan meşru lider Askar Akayev’i devirerek yeni Cumhurbaşkanı Kurmanbek Bakiyev’in yolunu açtı. Bakiyev, Rusya ile yapılan anlaşmaları bozmak ve kendisinin görevi bırakmasından yıllar sonra nihayet geri çekilen Kırgızistan’daki ABD hava üssü Manas’ı korumak için büyük çaba harcadı.

Son olarak, Nisan 2022’de Güney ve Orta Asya İşlerinden sorumlu yetkili Donald Lu, Moskova, Pekin ve Türkiye’nin bu kilit bölgesel müttefikinde renkli devrim ve darbe girişimi olarak tanımlanabilecek olaylar sırasında doğal olarak dönemin Pakistan Başbakanı İmran Han’ı istifaya çağırdı. Bazı Amerikalılar 2020 seçimlerinin sonuçlarını sorgularken bir Rus, bir İranlı ya da bir Türk diplomatın Biden’ı açıkça istifaya çağırdığını hayal edin.

Dolayısıyla ABD heyetinin sık sık yaptığı ziyaretlerde Orta Asya’ya hangi siyasi amaçlarla geldikleri açık. Donald Lu’nun yanı sıra Pentagon, Ulusal Güvenlik Konseyi ve Amerika’nın yumuşak gücünü dünyaya yayan USAID’den yetkililer de yer alıyor. Amerika’nın aynı kıtadaki diğer ülkelere yönelik önceki askeri ve siyasi müdahalelerinin sonuçları yıkıcı oldu: Suriye, Irak ve Afganistan’daki tüm şehirler kelimenin tam anlamıyla yeryüzünden silindi, yüz binlerce kişi öldü, milyonlarcası mülteci oldu.

Beyaz Saray şimdi de Orta Asya’da daha önce Ukrayna’da kullandığı taktikleri uyguluyor: şovenizmi, dini aşırıcılığı ve istikrarsızlığı desteklemek. Bölgesel medyanın çoğunluğu ve insani yardım kuruluşları hala Batı odaklı olduğu için bu daha kolay. Nefret yayarak, Asya’nın kalbindeki tüm ülkeler için tipik olan sorunları sömürüyor ve abartıyorlar.

Kazakistan’da Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev mükemmel derecede Rusça ve Çince bilir ve BM’de çalıştığı için Uluslararası Hukukun güçlü bir koruyucusudur. Ne yazık ki, Batı’nın Sovyet sonrası devletler üzerinde tam etkiye sahip olduğu eski dönemler, yerel topluma hala gölge düşürüyor. 2010’lu yıllarda yaklaşık 600 Kazak radikal IŞİD’e katıldı. CIA destekli terörist kamplarında yetişenlerin bir kısmı evlerine dönerek ‘uyuyan hücreler’ inşa ettiler. Ocak 2022’de Almatı ve diğer Kazakistan şehirlerinde kanlı sokak saldırıları gerçekleştirmek için harekete geçtiler. Washington ‘barışçıl protestoculara yönelik hükümet şiddetini ‘ kınayarak gerçekte kimi desteklediğini göstermiş oldu. Öte yandan Rusya, Kazakistan’a Çin diplomatik yardımı ile askeri yardımda bulundu. Birleşik Avrasya güçleri çatışmaları günler içinde durdurmayı başarırken, ABD IŞİD’i yıllarca yok edemedi. Ancak Batı’dan ilham alan milliyetçiler Kazakistan’da hala aktif. Kazakça konuşamayan kadınlara ve yaşlılara- özellikle Ruslara ve bu çok uluslu ülkenin diğer etnik azınlıklarına – saldırdıkları sözde ‘dil devriyesi’ attıkları birçok vaka var.

Güneyde, Kırgızistan ve Tacikistan’da, sınır sorunlarına ilişkin birçok çatışma yapay olarak tetikleniyor. ABD her iki tarafa da destek veriyor. Aynı şekilde, dönemin Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili’yi 2008’de Güney Osetya’daki Rus barış güçlerine saldırmaya itti; sonuç Saakaşvili ve ülkesi için felaket oldu, ancak Washington himayesindeki kişinin başarısızlığını asla umursamadı.

Tacikistan’ın yanı sıra bu Orta Asya dörtlüsünün son ülkesi olan Özbekistan da Afganistan ile sınır komşusudur. Afganistan, ABD birliklerinin 2021’de rezil bir şekilde ülkeyi terk etmesiyle kaosa sürüklendi; uzak bölgelerinde IŞİD, 2014’te Amerikan güçlerinin Irak’tan çekilmesi sonrasına benzer bir şekilde güçlendi. Şimdi IŞİD çeteleri sürekli olarak Özbek ve Tacik sınır muhafızlarına saldırıyor ve bu da gerilimin daha da tırmanması riskini doğuruyor. Dolayısıyla Beyaz Saray’ın taktiği çok açık: bir sorun yarat sonra da bir çözüm öner. Bunun bedeli, Amerika’nın eşit olmayan müttefikler grubuna katılmak ve ülkenin egemenliğini kaybetmek olacaktır.

Orta Asya halklarının kararı çok açık: ortak refah için Rusya, Çin, Türkiye, İran ve diğer bağımsız aktörlerle yüz yıllık ekonomik ve kültürel bağlarını sürdürmek ve güçlendirmek. Siyasi elitler aynı seçimi yapabilecekler mi?

Yazarlar hakkında:

Edvard Chesnokov, Komsomolskaya Pravda (Rusya), Global Times (Çin), Harici (Türkiye), Iran Daily ve diğer uluslararası medyaya katkıda bulunan dış politika uzmanıdır.

Andrey Balitsky, Yekaterinburg (Rusya) merkezli gazeteci ve siyasi analisttir.

Çok Okunanlar

Exit mobile version