AVRUPA

AfD eş başkanı Weidel: AB’den çıkmak için referandum yapabiliriz

Yayınlanma

Almanya için Alternatif’in (AfD) iktidara gelmesi halinde AB üyeliği konusunda ‘Brexit’ tarzı bir referandum için bastıracağını söyleyen eş başkan Alice Weidel, Birleşik Krallık’ın birlikten çıkmakta ‘yerden göğe kadar haklı’ olduğunu savundu.

Seçim anketlerinde ikinci sırada yer alan partinin lideri Weidel, Financial Times’a (FT) bir mülakat verdi. 2022’den bu yana partinin başında bulunan Weidel, Brexit’in Almanya için de bir model olduğunu savundu.

Weidel, bir AfD iktidarının AB’de reform yapmaya ve ‘seçilmemiş bir yürütme’ olarak nitelendirdiği Avrupa Komisyonu’nun yetkilerini kısıtlamak da dahil olmak üzere ‘demokratik açığını’ gidermeye çalışacağını söyledi.

AfD lideri, “Fakat bir reform mümkün değilse, AB üye devletlerinin egemenliğini yeniden inşa edemezsek, tıpkı Britanya’nın yaptığı gibi halkın karar vermesine izin vermeliyiz. ‘Dexit’ –Almanların AB’den  çıkışı– konusunda bir referandum yapabiliriz,” dedi.

Göçmenleri geri gönderme tartışması

AfD’li bazı isimlerin göçmenleri ve göçmen kökenli Almanları ülkeden gönderme planlarının tartışıldığı bir toplantıya katılması ile başlayan tartışmalara da değinen Weidel, kasım ayında yapılan toplantıyı ortaya çıkaran medya organı Correctiv’e çatarak, gazetenin yöntemlerini ‘skandal’ olarak nitelendirdi.

Yayınlanan haberle birlikte ‘insanları yasal olarak ülkelerine geri gönderme fikrinin suç haline getirilmeye çalışıldığını’ öne süren Weidel, Almanya’da kalmak zorunda olmayan veya sınırdışı kararı verilen insanları göndermenin ‘Alman yasalarının uygulanması’ anlamına geleceğini kaydetti.

Kendisi için ‘tersine göç’ kavramının, ‘sahte iddialarla yasadışı yollardan vatandaşlık kazanmış’ veya ‘terörizmden şüphelenilen veya hüküm giymiş suçlu olan çifte vatandaşlığa sahip’ kişileri sınır dışı etmek anlamına geldiğini söyledi ve toplu sınır dışı etme iddialarını reddederek, “Burada genelleme yapamazsınız,” dedi.

AfD lideri ayrıca, şu anda Almanya’da bulunan 1,1 milyon Ukraynalı mültecinin ülkede ‘uzun vadeli bir geleceği’ olmadığını ve sosyal yardım almalarına izin vermenin bir hata olduğunu da sözlerine ekledi. Weidel, “Savaş sona erdiğinde tüm Ukraynalıların eve gitmek zorunda kalacağı açık. Ülkelerinin yeniden inşasına yardımcı olmak için onlara her halükarda ihtiyaç duyulacak,” dedi.

Ekonomi alanında doktora derecesine sahip ve siyasete girmeden önce Goldman Sachs ve Allianz Global Investors için çalışan Weidel, 2017’den bu yana AfD’nin meclis grubunu yönetiyor.

Weidel, CDU’nun AfD ile işbirliği yapacağını düşünüyor

Weidel, AfD’nin ‘2029’dan önce’ iktidara gelmeyeceğini kabul ederken, partisinin gelecekte hükümetteki rolünün ‘kaçınılmaz’ olduğu konusunda ısrar ediyor ve Hıristiyan Demokratların (CDU) AfD’ye yönelik boykotu terk edecek ilk parti olacağını öngörüyor.

“CDU, [AfD karşıtı] güvenlik duvarını uzun vadede koruyamayacak,” diyen Weidel, Almanya’nın orta kesimindeki Hessen eyaletinde geçen yıl yapılan seçimlerin, ‘açık bir sağcı çoğunluk oluşturabileceklerini’ gösterdiğini savundu. Weidel, CDU’nun bunu uzun vadede reddetmeye devam etmesinin, özellikle doğu eyaletlerinde mümkün olmadığını ileri sürdü.

Hedef devleti küçültmek

AfD’nin hükümetteki en önemli önceliklerinin ne olacağı sorulduğunda Weidel, ‘etkili sınır kontrolleri getireceklerini’ ve ‘yabancı suçluları derhal sınır dışı edeceklerini’ söyledi.

Vergi sisteminde reform yapacaklarını, devleti küçülteceklerini ve Almanya’nın fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye geçişini sona erdireceklerini belirten AfD lideri, “Fransa 15 yeni nükleer santral planlıyor ve biz kendimiz bile yapamayacağımız rüzgar türbinleri ve güneş panelleri üzerine bahse giriyoruz,” ifadelerini kullandı.

Çok Okunanlar

Exit mobile version