Bir grup Alman devlet memuru, Şansölye Olaf Scholz ve diğer üst düzey bakanlara mektup yazarak hükümeti ‘İsrail hükümetine silah sevkiyatını derhal durdurmaya’ çağırdı.
“İsrail Gazze’de uluslararası hukuka ve dolayısıyla federal devlet memurları ve kamu çalışanları olarak bağlı olduğumuz Anayasa’ya açıkça aykırı suçlar işliyor,” denilen açıklamada, Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) Ocak ayında İsrail’in askeri eylemlerinin ‘makul soykırım eylemleri’ olduğu yönündeki kararına atıfta bulunuldu.
Beş sayfalık açıklamayı hazırlayanlara göre, yaklaşık 600 kamu görevlisi, çeşitli bakanlıklardaki ‘profesyonel ağlar ve kulaktan kulağa yayılma’ yoluyla aylardır yavaş yavaş ilgi toplayan girişime destek verdi.
Bildiride ayrıca Alman hükümetinden Gazze Şeridinde derhal ateşkes sağlanması için İsrail’e baskı yapması; Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşuna (UNRWA) yaptığı ödemeleri yenilemesi ve uluslararası alanda tanınan 1967 sınırları dahilinde bir Filistin devletinin tanınmasını aktif ve kararlı bir şekilde savunması talep edildi.
Kamu görevlileri ‘korku iklimi’ nedeniyle anonim kalmak istiyor
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) verilerine göre Almanya, 2023 yılında İsrail’e 326,5 milyon avro (354 milyon dolar) değerinde silah ihracatını onaylayarak bir önceki yıla göre on kat artış gösterdi ve İsrail ordusunun silahlarının yüzde 30’unu sağladı. Araştırmacılar ayrıca İsrail’in silahlarının yüzde 99’unun ABD ve Almanya’dan geldiğini ve Almanya’nın ikinci en büyük tedarikçi olduğunu tespit etti.
Kamu görevlileri açıklamayı geçen hafta bakanlıklara e-posta yoluyla gönderdi ve ‘hassas içerik ve bu alandaki eleştirilerin aşırı devlet baskısıyla karşılaşması nedeniyle anonim kalmak istiyoruz’ uyarısında bulundu.
Al Jazeera, biri üst düzey yönetici olmak üzere, girişimi başlatanlardan ikisinin kimliklerini doğruladı. Üst düzey yönetici, kamu hizmetinde ‘15 yıldır hiç yaşamadığı bir korku iklimi’ olduğunu söyledi. Ekim ayından itibaren İsrail’in savaş suçlarını destekleme konusunda bakanlara yapılan iç şikayetlerden sonra, yönetici bu konuda konuşmaması konusunda uyarıldı. Hatta bir geliştirme müdürü e-posta yoluyla görüşülmemesini tavsiye etmiş ve bunun yerine kağıt izi bırakmamak için sadece telefon kullanılmasını önermiş. Tek başına meslektaşlarından ve profesyonel ağları aracılığıyla 100’den fazla imza toplayan yönetici, “Bu hepimiz için cehennem gibiydi,” dedi.
İmzacılar arasında farklı bakanlıklardan çok çeşitli memurların yer aldığı, genç kadınların ve uluslararası deneyime ya da ‘Alman [siyasi] balonunun dışında’ biyografilere sahip kişilerin ağırlıkta olduğu bildiriliyor.
Özellikle diplomatların Almanya’nın itibarının ve uluslararası ilişkilerinin, özellikle de Müslüman ülkelerle olan ilişkilerinin zarar görmesinden endişe ettikleri söyleniyor.
Almanya, ‘soykırıma ortak olmak’ ile yargılanacak
Grup açıklamayı, Nikaragua’nın Almanya’nın İsrail’e verdiği desteğin Soykırım Sözleşmesini ihlal ettiği yönündeki suçlamalarına karşı, Almanya’nın Lahey’de kendini savunacağı 8 Nisan günü (bugün) sosyal paylaşım sitesi LinkedIn’de de yayınlayacak.
Nikaragua’nın, ‘Filistin’de soykırımın gerçekleştirilmesine kolaylık sağladığı’ gerekçesiyle Almanya aleyhine açtığı dava, UAD’de bugün başlıyor.
Lahey’deki Barış Sarayı’nda halka açık olarak yapılacak dava saat 10:00’da başlayacak. Davanın ilk gününde, Nikaragua sözlü savunma yapacak. Duruşmanın yarınki bölümünde ise Almanya, hakkındaki iddialara yanıt verecek.
Nikaragua’ya göre, Almanya, İsrail’e siyasi, mali ve askeri destek sağlayarak ‘Gazze’deki soykırıma suç ortaklığı’ yapıyor.
Latin Amerika ülkesi, dava dilekçesinde, BM’ye bağlı UNRWA finansmanını kesen Almanya’nın, ‘soykırımın işlenmesini kolaylaştırdığını’ ileri sürüyor.