Almanya’da iktidardaki ‘trafik lambası’ koalisyonunun iç gerilimleri iyice belirginleşmeye başladı. Bütçe, otoyol yapımı, ısınma ve içten yanmalı motorun geleceği gibi ‘küçük’ görünen meseleler krize neden oldu.
Hafta sonu, Berlin’in kuzeyindeki Meseberg kalesine çekilerek aralarındaki sorunu çözmeye çalışan SPD, FDP ve Yeşiller liderleri ‘inziva’dan olumlu demeçlerle çıksalar da sorunlar orta yerde duruyor.
Krizin görünür olduğu ilk yer, FDP lideri ve Maliye Bakanı Christian Lindner ile Yeşillerin Başbakan Yardımcısı Robert Habeck arasında gidip gelen mektuplardı. Liderlerin her ikisi de devlet bütçesinde kendi partilerine bir boşluk bırakılmasını istiyordu.
Mektup olayında zımni olarak SPD’nin desteğini alan FDP, içten yanmalı motorların 2035’e kadar yasaklanmasını öngören AB yasasını son dakikada veto edince işler karıştı.
Şansölye Olaf Scholz, Maliye Bakanına destek çıksa da Brüksel’deki rahatsızlık gizlenemez hale geldi. Yeşillerin de Almanya’da kömürden elde edilen enerjiye dönüşe sesini çıkaramaz hale gelişi seçmenlerindeki homurtuyu artırdı.
Yeşiller tarafından hazırlanan ve doğalgaz ve mazot ile çalışan ısıtıcıların 2024’e kadar yasaklanmasını öngören tasarı da FDP ile ilişkileri gerdi. FDP Bundestag Sözcüsü Christian Durr, tasarıya karşı çıktıklarını söyleyerek bunun inşaat ve kira maliyetlerini artıracağını söylemişti.
FDP’nin meclis enerji politikaları sözcüsü Michael Kruse de Yeşil Ekonomi Bakanının yasak tasarısının ‘ne ekolojik ne ekonomik bakımdan anlamlı’ olduğunu savunmuştu.
Bir başka gerilim konusu, FDP lideri Lindner’in, koronavirüs pandemisi döneminde görmezden gelinen anayasadaki ‘borçlanma freni’ sisteminin yeniden uygulanmak istenmesi.
Yeşil Başbakan Yardımcısı Habeck ise ‘borç freni’ne uymak istediklerini söylese de ‘yeşil dönüşüm’ projelerinden vazgeçemeyeceklerini vurgulamıştı.
Her iki parti, FDP ile Yeşiller, birbirinden pek hoşlanmasa da verili koşullar bir ‘boşanma’yı şimdilik olanaksız kılıyor.