Almanya’nın iktidar partilerinden milletvekilleri, Almanya için Alternatif’in (AfD) Almanya’da ‘Brexit’ tarzı bir referandum düzenleme (Dexit) çağrılarını reddederek, ‘aklı başında hiç kimsenin’ böyle bir fikri desteklemeyeceğini ileri sürdü.
AfD lideri Alice Weidel, Financial Times’a verdiği demeçte, AfD’nin Avrupa kurumlarının yetkilerini kısıtlama hedeflerine atıfta bulunarak, “Eğer bir reform mümkün değilse, tıpkı Britanya’nın yaptığı gibi halkın karar vermesine izin vermeliyiz,” demişti.
Yeşiller Milletvekili ve Alman Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı Parlamenter Müsteşarı Franziska Brantner, Dexit’in Alman refahının temellerini tehlikeye atacağını savundu.
Brantner AFP’ye verdiği demeçte, AB’nin ortak pazarının ‘[ihracata yönelik] güçlü bir ekonomi olarak ekonomik başarımız için gerekli olduğunu’ söylerken, SPD’li Avrupa Parlamentosu Üyesi Katarina Barley de Brexit’in İngiltere için olumsuz ekonomik sonuçlara yol açtığını savundu.
Konrad Adenauer Vakfının (KAS) kasım ayında yaptığı bir ankette, Almanların %87’sinin ülkenin AB üyeliğini desteklediğini tespit etti. Bu rakam AfD destekçileri arasında en düşük oran olsa da, bu partinin de %52’lik bir çoğunluğu hâlâ AB üyeliğinin devam etmesinden yana olduklarını söyledi.
Bunu yanı sıra, ulusal düzeyde referandumlar Alman anayasasına göre neredeyse imkansız.
Almanya’nın AB’den ayrılmasına yönelik desteğin azalmasıyla karşı karşıya kalan AfD, 2024 manifestosundan AB’nin feshi için açık bir çağrı yapılmasını çıkarmıştı.
Manifestonun taslak versiyonunda yer alan AB’nin ‘kontrollü dağılması’ çağrısı, daha sonra ‘editoryal bir hata’ olarak reddedilmişti.
AfD’nin AP seçimleri için birinci sıradaki adayı Maximilian Krah, daha önce Almanya’nın AB’den tek başına ayrılmasını desteklemediğini söylemişti.
AfD’nin AP seçim manifestosu, AB’nin yerini yeni bir ‘Avrupa ülkeleri konfederasyonu’nun alması çağrısında bulunuyor.